BBLOOD |Jeon Jungkook| [Tamamlandı✔️]

4

swagsug93  a ithafen 😂

***

Kız sessizce arkasındaki adama döndü. Adam ona artist bir sırıtmayla bakıyordu. Tam ağzının ortasına geçirmek isterdi ama... Boyu yetmezdi.

Kız yavaşça oğlana baktı.

"Neyle oynadığımı bilmesem şuan burda olmazdın bence?" kız gözlerini iyice oğlanın gözlerine dikti. Tabi üstüne gelen bir adam beklemiyordu. Etraf adam doluydu bu ne yapıyordu? Yavaşça gerilemeye başladı kız bar tezgahına çarpana kadar. O sırada içerden yeni çıkan Park Jimin şaşkınca bakmıştı.

" Bir sıkıntı mı var?" Jimin'in masum sesi mekanda yankılanırken kimse sessizliğini bozmamıştı. Bu adam da bu kadar korkulacak ne vardı ki? Jungkook yavaşça ellerini kızın iki yanından tezgaha yasladı ve arkadan öten civciv tipli çocuğa baktı.

"Sıkıntım burda olman?" Jungkook'un alnındaki damar seğermeye başlamıştı. Nedense herkes Jungkook ne derse yapıyordu? Jimin bile.. Jimin Yun'un iyiliğini kontrol ettikten sonra içeri isteksizce geri döndü.

Karşısındaki gözlerin rengi yavaşça koyulaşırken Yun her saniyeyi kaçırmadan izlemişti. Biraz da böyle dururlarsa hatta kirpiklerini bile sayabilirdi ama öyle olmadı.

"Benimle oynama küçük. Oyun oynayacak yaştasın ama bunlar yaşına uygun olmayan oyunlar."

Kız karşısında gizemli gizemli konuşan çakma tavşana baktı.

"Kamu spotu mu çekiyoruz? Hatta birazdan adam öldürmek günahtır falan diye vaaz mı vereceksin?" göz devirdi ve çocuğu itmeye çalıştı. "Uzaklaş"

Jungkook kızın daha da dibine girerken kızın kulağına eğildi.

"Alacağın ilacın bende olduğunu unutuyorsun küçük. Tehlikeli sularda yüzme."

Yun yavaşça gözlerini adama sabitledi.

"Ne istiyorsun? Vereceğin küçük bir kutu panzehir için eğer milyarlar isteyeceksen vermeye hazırım ama daha fazla bur-" kızı sözü Jungkook'un konuşmasıyla kesildi.

"Seni istiyorum. Acılarınla, sırlarınla seni istiyorum. Eğer o panzehiri istiyorsan 1 ay boyunca benim adamım olacaksın."

Kız yavaşça karşısındaki saçmalayan adama baktı. Tam ağzını açacakken Jungkook parmağını kızın dudaklarına yavaşça bastırdı.

"Ve sen buna karşı çıkamayacaksın."

*****

Evet o saçma olayın olduğu günün ardından 2 gün geçmişti. O gün sonra noldu mu? Jungkook adamlarıyla beraber mekandan çıktılar. Ama sorun şuydu ki. Jungkook gitmeden önce Yun'un eline bir kağıt sıkıştırmıştı. Kağıtta bir adres yazıyordu.

Daha önce duymadığı bir adresti. Kırsal bir alan gibi duruyordu. Ama asıl sorun bu adres kimindi? Oraya giderse neyle karşılacaktı?

İşte bu soruların cevabını vermeye hazır değildi. Ama o panzehir onun için nerdeyse herşey demekti. Ve eğer sevdiği çocuk yaşayacaksa o panzehire herşeyden daha çok ihtiyacı vardı.

*****

Saat öğlene yaklaşıyordu. Bugün ortalık fazlasıyla sessizdi. Bu fazlasıyla garipti. Genelde kiralık katil arayan çılgın insanlar, katil olmak isteyen kişiler ve bunun gibi birçok delinin her gün uğradığı Doubt'ın sessizliği elbette ürkütücüydü.

Yavaşça aşağı indi ve Jimin'den fazla ağır olmayan bir içki isteyip bilardo oynayanları izlemeye koyuldu. O ana kadar herşey sessiz, düzenli ve az çok huzurluydu. Ta ki o dakikaya kadar...

Doubt'ın demirden kapısı hafif bir gıcırtıyla açıldı ve 3 adam içeri adımını attı. Siyahlara bürünen adamlardan çok dikkat çeken en önde duran kişiydi. Jeon Jungkook. Yavaşça kahverengi gözleri mekanı taradı ve gözleri Yun'un gözlerini buldu.

Bisüre sessizce Yun'u izledi. Kız elindeki bardağı tezgaha koyarken ayağa kalktı. Jungkook'u başına bela eden diyebileceğimiz adam merdivenden inerken Jungkook'u görünce hızlıca merdivenleri indi ve Jungkook'un yanına gitti.

"Niye burdasın? Önemli bişey mi var?"

"Bisüre bana ait olan birini almaya geldim" derken gözleri hala Yun'dan ayrılmamıştı. Yun yavaşça derin bir nefes aldı. Ve içinden "Sessizliğe yakınan şom ağzımı..." diye geçirdi.

Bu kadar bela olacağını başta bilseydi. Panzehiri kendi üretirdi. Ama şimdi.

Belanın çoktan içindeydi.

_______ 

Veee bölüm sonu. İyi okumalar 😂😂.