12.bölüm

144 10 14
                                    

Sabahın vermiş olduğu uykusuzluk, kalbimdeki mutluluk, bu gün güne çok güzel uyandım. Aşağıya indim. Biraz kan tükettim. Roni uyuyordu. Bu gün pazardı. Okul yoktu. Salona ilerledim. Telefonunun çalmasıyla cebimde titreme oluştu. Ekranına baktım. Mark arıyordu. Neden ki?

Alo?

Nerdesin?

Şeyy evdeyim ne oldu?  Şaşırmıştım.

Biraz duraksadı. Ve konuştu.

Bu gün yanımda olsana hm?

Bu dediğine şaşırmış, ve istemsizce mutlu olmuştum. Yüzümde kulaklarına kadar bir sırıtış meydana geldiğine farkedip normale döndüm.

Tamam, limanın oraya gel.

Tamam..

Telefonu kapattım. Koşarak odama çıktım. Ne giymeliydim? Dolabımı açtım.

  Giyindiğimde aynaya baltım ve bedenini süzdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Giyindiğimde aynaya baltım ve bedenini süzdüm. Mükemmel görünüyordum. "Evet gidelim." yavaşça aşağı indim. "Roni ben çıktım!!" bağırıp çıktım. Evde olup olmadığını bile bilmiyordum.

    Limanın oraya gittiğimde mark bir adamla konuşuyordu. Yaklaşınca kokusunun bir siyah kurda ait olduğunu anladım. Hemen duvarın arkasına saklandım. Babası hemen kokumu alabilirdi. İlerleyemezdim. Umarım kokumu almaz diye düşündüm.

   Mark birden önüme geçti. Boynuna bir kolye taktı hızla kolyeyi kazağımın içine soktu. Elimi sevgilisi gibi tutup ordaki babasının önünde durdu. "Baba bu Lisa kız arkadaşım" dedi. Ne diyordu bu? "Ne sevgilisi m-" diyecektim ki belimden kendine çekip söze girdi. "O kıza ihtiyacım yok evleneceksem Lisa ile evlenirim. Birbirimize aşığız." dedi. "Ne aş-" diyecektim ki tekrar izin vermedi. "O bir kurt fakat beyaz kurtlardan o yüzden kokusuz" dediğinde nefes verdim. "Mark" dediğimde eliyle sırtıma bastırdı. Sanki beni uyarıyormuş gibi. Anladığımda gevşedim. "Merhaba efendim, ben Lisa" dedim ve elimi uzattım. Elimi nazikçe sıktı. "Merhaba Lisa mark ile aranız nasıl?" dediğinde ilk marka daha sonra babasına döndüm. "Şey gayet iyi birbirimizi seviyoruz, o çok iyi biri" dedim. Yalan söylediğim umarım belli olmazdı. Babası marka döndü. "Peşine adamlar dikeceğim Lisa olmassa layna ile evlenmek zorundasın" dedi. Mark başıyla onayladı. Elimden tekrar tutup belinden kendine çekti. Yavaşça arka tarafa ilerledik. Arkamızdan iki koca insan halinde güvenlik adam geliyordu.

   "Bu yalanı nasıl açıklamayı düşünüyorsun?" diye sordum. Sahilde kumlarda oturuyorduk. Adamlar fazla gerideydi ve fısıltıyla konuşuyorduk. "O duvarın arkasından kokunu ben buram buram duydum. Kim bilir babam nasıl duyardı. Hem o kolyeyi çıkartma babam kokunu duymasın diye taktım. Zehirli sarmaşıklarla yapılmış bir kolye o" diye sözünü bitirdi. "Peki, napamız lazım" diye söylendim. Mark, "sevgili gibi davranacağız çok zor değil ya". Başımla onayladım. "Demek öyle" fısıltıyla söyledim. Başıyla onayladı. "Bana sarıldı" sesli bir şekilde. "Sana aşığım Lisa" dedi. Güldüm. "B-bende öyle mark s-sana aşığım" dedim. Son kelimem biraz kısık çıktı.

    Akşam olmuştu. Hâlâ mark ileydim. Bu zaman kadar sarmaş dolaş oturmuştuk. Bu güzeldi. Fazlası ile güzeldi. Oda mutlu görünüyordu. En son elini omzuma attı. Güneş batıyordu. Gök birazı mavi batış kısmına doğru mor ve sarıydı. Aralarında turunculuk vardı.

    Mayıştım. İyice uykum geliyordu. Başımı botiynuna koydum. Kuma yattık. Kolunun üzerine yattım. Yıldızlar çıkmış, gök siyahlaşmıştı. Bedenlerimiz fazlası ile yakındı. Ama mutluydum.

....

İyice geç olmuştu. Oturur pozisyonuna geldim. Açılan belimi kapattım. "Ma-" diyecektim ki uyuyan markı gördüm. Napmalıydım. Çok masum uyuyordu. Kıyamazdım. "Mark eve gidelim mi?" dedim. Yan tarafa döndü. Gözleri kapalıydı. "Uyuyalım Lisa" diye fısıldadı. "Hadi uyandın zaten kalk da gidelim?" dedim. Sesim soru sorarcasına çıkmıştı. "Yat yanıma" dedi. "Gidelim." iziraz ettim. Elleri ile beni kendine çekti. Üzerine düştüm. "Ay" diye bir ses çıktı ağzımdan. "Uyu" dedi mark. Dirseklerimi bedenine koydum. Yüzüne baktım. "Gitmiyicek miyiz?" dediğimde hayır anlamında başını salladı. "Peki pes ediyorum" dedim ve yanına uzandım. Güldü. Elleri ile belimden kendine çekti. Çok yakındık. "Öpiyim mi?" dediğinde afalladım. "B-bence yeterince sevgili gibiyiz gerek yok hm?" dedim. İki gözünün arasında gidip geldim. Kalbim çok hızlı atıyordu. "Öpücem" dedi ve yanağımdan narince öptü. İstemsizce güldüm. "Bir daha öpücem" dedi ve diğer yanağımı öptü. "Ve bir daha" dedi bu sefer alnımı öptü ve bana baktı. "Şimdi uyuyalım sevgilim" tek gözünü kırptı. Güldüm. "Şimdi ıyıyılım sıvgılım" taklidini yaptım. Güldü. "Hey öyle konuşmuyorum" dedi. Güldüm. Gözlerimi yumdum. "Bu son öpücük" dedi dudağıma değdi geri çekildi. Gözlerim faltaşı gibi açıldı. Baktığımda gözleri kapalı ve gülüyordu. Pis sırıtışının üzerine gözlerimi yumdum.

    Uyandığımızda sabah olmuştu. Fakat atkamı döndüğümde babam ile karşılaşmayı gerçekten beklemiyordum. Roni ve babam fındık bize bakıyorlardı. "Güzel uyudun mu Lisa?" dediğinde yerimden sıçradım. Sesi yüksekti. "B-baba"

(ARKADAŞLAR BU BÖLÜM BİRAZ KISA AMA GERÇEKTEN GÜNEY KOREDE JONGHYUN DİYE BİR İDOL ÖLDÜ. VR BEN FAZLASI İLE ETKİLENDİM. BU YÜZDEN UZUN ZAMAN YAZAMDIM AMA YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM. BU ARADA MArK İLE SHİP YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUM. SİZCE NASIL OLUR??)

BU BİR MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin