-5-

129 11 7
                                    

Bilincim açıktı,ama gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Birkaç kez denesem de başarılı olamadım, ve en sonunda aynı odada olduğumuzu belli eden kişilerin,kulağıma mırıltı gibi gelen seslerini duymaya başladığımda, artık uyanmam gerektiğini hatırlayarak kendimi son kez zorladım ve gözlerimi birkaç defa kırpıştırarak açtım.

Gözlerimi açtığım an kapanan kapı, ben uyanmadan önce odada başka birisinin de bulunduğunun habercisiydi. Görüşüm netleştirken elimde hissettiğim baskı ile, bakışlarımı tavandan çektim ve ilk önce büyük ellerinin arasında kaybolan ellerime baktım.

Gözlerim yavaş yavaş yukarı doğru çıkarken kalbim yine hızlanmaya başlamıştı. En sonunda gözlerimiz buluştuğunda bakışlarımı kaçırdım ve ellerimi ellerinin arasından çektim.

"Ne oldu birden bana?"

Sıcacık ellerinin arasından çıkan ellerim, onun bir an afallamasına neden olsa da çok geçmeden kendini toparlayıp soruma cevap verdi.

"Başını çarptığında biraz fazla kan kaybettiğin ve bir kaç gündür yemek yemediğin için,bünyenin kaldırmadığını söyledi doktor."

Anladım anlamında başımı salladım ve yattığım yerden doğruldum.

Biraz sinirli ve endişeli sözleri az da olsa şaşırmama neden olmuştu.

"Ne yapıyorsun? Bu sefer izin vermeyeceğim. Hemen yatıyorsun!"

Bu evde gereğinden fazla kaldığıma daha önce de kanaat getirmiştim. Artık gitmem gerekiyordu, fakat bu adam  beni hiç bırakacak gibi durmuyordu.
Kendime geldiğimde cevabını vererek ayağa kalktım.

"Daha önce de söylediğim gibi burada kalmamı gerektirecek bir durum yok. Bırak da daha fazla oyalanmadan yapmam gereken işlerimi halledip, artık hayatımı bir düzene sokayım."

"Burada kalacağını söylemiştim. Hiçbir yere gitmiyorsun."

"Daha kaç kez bu tartışmayı yapacağız? Sen kimsin de bana karışma gereği duyuyorsun bu hakkı sana kim veriyor? Zorla mı tutacaksın beni bu evde? Ne yapacaksın?"

"Gerekirse evet zorla tutacağım. Daha fazla sorun çıkarırsan seni bu odaya kilitlemeyi bile düşünüyorum. Emin ol yaparım ve kimse de buna karışamaz."

Sinirlerim iyice gerilirken, alttan almam gerektiği kanaatine vardım.

"Zorla tutacaksın,hatta odaya kilitleyeceksin öyle mi? Tamam senin dediğin gibi olsun burada kalacağım."

Şaşırdığı havaya Kalkan kaşlarından belli olurken başıyla onaylayıp,yatmam gerektiğini söyledi ve odadan çıktı.

Kendimi rahat bir şekilde yatağa bırakırken ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Bu adamdan ve bu evden kurtulmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Bundan sonra  ne olacağını da bilmediğim gibi.

************************************

Yatmamı söyledikten onbeş-yirmi dakika sonra,elinde tepsiyle odaya girip yatağın kenarına oturdu. Yeni yapıldığı belli olan ve üzerinden sıcak olduğu için buharlar çıkan, yayla çorbası diye tahmin ettiğim çorbayı kaşığa daldırdı.

Çorbayı üfledi ve yeterince soğuduğundan emin olmuş olacak ki bana doğru uzattı. O bunları yaparken bende yaptığı her hareketi ezberlemek istercesine dikkatlice inceliyordum. Birkaç kaşık daha aldıktan sonra kendim içebileceğimi söyleyip odadan çıkmasını istedim.

Birşey söylemeden çıkmasına her ne kadar şaşırdıysam da işime gelmişti. Onunla aynı ortamda bulunmak, fazlasıyla gerilmeme sebep oluyordu. Birkaç kaşık da kendim içtikten sonra tepside bulanan hapları ağzıma atıp suyu da bir dikişte bitirdikten sonra tepsiyi baş ucumdaki çekmecenin üzerine koydum, ve uyumaya çalıştım. Fakat pek de başarılı olduğum söylenemezdi.

Her ne kadar uyumayı denediysem de aklımdan bir türlü çıkmayan cevapsız sorular,bir o tarafta bir bu tarafa dönüp durmamdan başka bir işe yaramıyordu.

En sonuna pes ederek aşağı inmeye karar verdim. Merdivenleri inerken duyduğum tanıdık ses, bedenimde şok etkisi yaratırken,  aynı zamanda  beynimde şimşeklerin çakmasına da sebep olmuştu.


Bölüm biraz kısa olsa da sizi daha fazla bekletmemek adına daha hızlı atmak istedim. Yazım hataları varsa affola. Sizi seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
:):):)

Derin SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin