-7-

70 7 8
                                    

En az on onbeş dakikadır bakıştığım yerden gözlerimi yavaşça yukarı doğru kaldırdım. Korayla göz göze geldiğimde hissettiğim duyguların tarifi yoktu. Özlem kızgınlık, kırgınlık

... Ela'yı kaybettiğimiz günden bu yana onu görmüyordum.
Hasbel kader o odadan çıkıp aşağı inmeseydim belki de bana görünmeden gidecekti. Onu da anlamaya çalışıyordum fakat,son zamanlarda hiçbir şey Yolunda değildi. Her şey üst üste geliyordu. Evden kaçmam Erkan denen adamın beni bırakmaması ve uzun zaman sonra hatırladığım arkadaşımın ölümü...

Düşündükçe çıkmaza giriyordum. Boğazıma oturan yumruyu yok etmek amacıyla boğazımı birkaç kez temizledikten sonra dikkatleri üzerime çekmiş bulunmaktaydim.

Ayni zamanda iki çift kahverengi gözlerin de üzerimde olduğunu hissetmek, daha önce hiç olmadığı kadar gerilmeme sebep oluyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve gözlerimi açtiğim an Erkan'ın gözleri ile buluşmaya hazır olmayan gözlerim biraz irileşerek şaşırdığımıbelli etmişti bile.

Gözlerimi kaçırıp Koraya baktığımda ikimizin arasında gidip gelen bakışlarıyla karşılaştım. En sonunda gözlerinin hedefi yeniden ben olduğumda bir açıklama bekliyordum.
Baş işareti ederek konuşmasını emrettigimde ellerini birbirine kentledi ve oturduğu koltukta biraz öne doğru eğildi. Gözlerini halıya dikti ve bir kez yutkunduktan sonra söze nasıl başlayacağıni bilememis olacak ki kendisine bir dakika daha müddet verdi. Onu sabırla beklerken"yıllar önce" diye söze başladı.

"Yıllar önce" yutkundu.

" Ela gittikten sonra, o öldükten sonra burada duramadim derin. Olmadı anlıyor musun? Nereye baksam onu görüyordum. Birlikte yürüdüğümüz bir sokağa giriyordum sağıma bakıyordum o.
Soluma bakıyordum o. Arkama bakıyordum yine o.
Sonra birden önüne dönüyordum onu göremiyordum. Her defasında her baktığım yer onun artık olamadığını haykırıyordu sanki bana.
Biliyorum kısa bir mesajla çekip gittiğim hatamı telafi etmiyor bu sebepler, ve haklı olduğumu da göstermiyor. Ama... Anlatamıyorum işte derin çok özür dilerim yanında olmadığım için acini paylaşacak tek kişi benken çekip gittiğim için."

O anlatırken döktüğüm gözyaşlarımı saklama gereği duymadım. İlk defa herşeyi boşvermek istedim. Kirpiklerime takılı kalan son Damla da Koray başını kaldırdığında düştüğünde elimin tersiyle sertçe sildim ve burnunu da gürültü ile çektim.
Erkan'ın bakışları gözümden düşen her bir damlada olabilecekmiş gibi daha da sertleşiyordu.

Bana acımıyordu,bundan neredeyse emindim. Çok görmüştüm,çok maruz kalmıştım zamanında insanların acıyan bakışlarına.sadece çok sevdiği, değer verdiği biri üzüldüğü için canından can gidiyormuş gibi bakıyordu...

Herşey gözde bitiyordu. Duygularını örtbas etmede ne kadar ustalaşmış olsa da en derinlerinde görebiliyordum. Hissediyordum ben onu. Ayrıca içimde bir şeyleri de harekete geçiriyordu sanki.

Başımı tekrar Koraya çevirdikten sonra yeni bir sorunun sırası geldiğini anlamış olacak ki elini devam etmem için rastgele salladı.

"Peki, Erkan denen bu zorbayı nereden tanıyorsun?"

Koray dudaklarına alaycı bir gülüş yerleştirerek Erkan'a baktı. Bende acele etmeden o yöne baktığımda bir çift sinirden kararmış gözle ve neredeyse birleşecek kadar çatık kaşlara bize bakan bir Erkan beklemiyordum.

Erkan Koray'a sert bir bakış attıktan sonra koltuktan sinirle kalkarak salondan hızla uzaklaştı. Koray da bunu fırsat bilmiş olacak ki işim var diye kaçarcasına evden çıkınca koca salonda bir tek ben kalmıştım.

Bazı sorularımın  cevaplarını alsam da hala soru işaretleri vardı aklımı kurcalayan. Sırtımı geriye doğru yasladım ve başımı koltuğun arkasına yatırdım.
O evden nasıl bir cesaretle çıkmıştım hala aklım almıyordu. Yanımda bulunan para beni ne kadar idare ederdi bunun hakkında da hiçbir fikrim yoktu.

Birde şu Erkan belası vardı tabi her ne kadar ona kafa tutsamda korkuyordum. Bir bakışıyla bir can alabilecek biriydi sanki, Zengin ayrıca fazlaca da güçlü. O sarsılmaz olandı. Beni tek bir sözüyle yok edebilecek kudrete sahipti. Bunu anlamamış olmam aptallıktan başka birşey değildi. Kısacası o kafa tutulamayacak bir adamdı. Beni sıkıştıran adamları nasıl dövdüğünü görmüştüm. Ayrıca tek bir lafını bile ikiletmeden yerine getiren, ona itaat eden onlarca adamı olduğuna da emindim.

O kadar çok Duygu karmaşası içerisindeydim ki ne yapacağımı ne hissedecegimi kestiremiyordum.
Ayağa kalktım ve uzun boydan boya olan camın yanına gidip bahçeyi izlemeye başladım. Her yerde onlarca koruma vardı. Ben uyurken saat akşam olmuştu bile biraz daha orada dikildikten sonra adimlarimi tekrar koltuğa yönelttim. Elimi başımın altına koydum ve koltukta hafif aşağı kayarak cenin pozisyonunda yine ve yeniden düşüncelerimle boğuşurken ne ara uyuya kaldığımı anlayamamıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Derin SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin