Gökhan ile birbirimize sataşa sataşa kafeye kadar yürüdük .Içeriye girince "ben nereye düştüm böyle ?"diye aklımdan geçmedi değil .Ortalık nargile ,sigara dumanından sırlar dünyasına dönmüştü adeta .
Öksüre öksüre "oğlum sen bizi sırlar dünyasının cekildigi yere mi getirdin ne yaptın ?Salih nerde hani ? "Diye ironik bir havayla sordum .
"-ulan hikmet sen de komik cocuksun ha diye gülerek beni içeri doğru itmeye başladı gökhan "-soldan 3.masaya doğru yürü hadi ,bak ordalar bizimkiler ".Masada tanımadığım 2 kişiyle birlikte bizim çocuklar vardı .Mert taş çalıyordu ,Selim ise çaktırmadan yanındakinin taşlarına bakıyordu .Neyse birsey demeden selamlasip oturduk .
Mert ;
"-Oo hikmet Nerelerdesin sen ya "diye sormaya başladı ."-valla taş çaldığın masanın karşısında oturuyorum "diyecektim ki demedim tabi."çalışıyoruz ya buralardayız "demekle yetindim.
Mert de soru sormasa duramazdi zaten .
"-Saatçide değil mi ?Ne kadar veriyor bari o ihtiyar sana ?Ard arda gelen sorular her zaman beni sıkmıştır.Bir de ihtiyar diyor utanmadan, asıl kendinin ruhu yaşlanmış!
"-alıyoruz işte bir şeyler "
Başka bir sorunun gelmesini önlemek için harekete geçmem lazımdı .
"-çaylar benden !"dedim .Ki demez olaydım.
Havada yankılanan "adamsın, Hikmet "laflarının ardından kendimi tebrik ettim .Çok güzel önlemiştim açıkçası .****
Kafede 2 saatten fazla takıldıktan sonra çıktık .Bütün oyunu mert kazanmıştı, ne hikmetse artık !.Diğer tanımadığım çocuklar ile selim ayrıldı yanımızdan, biz de sahile doğru yürüdük.
Yol boyunca mert'in kız mevzularını, gökhanın hali saha maçlarını dinleye dinleye bir banka oturduk nihayet .2 saattir nefesimi tutmuş gibi uzun uzun soludum temiz havayı. Kolumdaki saate baktım .Saat 6 da Saatçi de olmalıydım, daha çok vardı ama .Erken gitsem okulu astığım belli olurdu.Iste o zaman Erdem usta hakkımdan gelirdi .
Bu düşüncelerden sıyrılıp çevreyi izlemeye başladım .Deniz masmavi ,insanlar hep telaşlı, toprak yemyeşildi.
Evet yemyeşildi de üstünde başka bir yeşil vardı .Biraz daha baktıktan sonra anladım o yeşilin 20 tl olduğunu .Kim düşürmüştü acaba ?
Şimdi ben almasam bu yanımdakiler alır oraya buraya harcarlardı. En iyisi kendim almaktı,gider bir camiye verirdim hiç yoktan.Caktirmadan uzanıp aldım. Tam cebime koyarken arkadan 2 tane genç çıktı. Bir tanesinin elinde küçük bir kamera ,bize doğru yanaştılar.
Mert kameralardan nefret ederdi büyük küçük .O kadar ısrar etmemize rağmen anlatmamıştı sebebini.O yüzden ne zaman fotoğraf çekilsek o kenarda köşede dururdu.
Kamerayı görünce sinirlenerek "-ne çekiyorsunuz oğlum gidin şurdan Kırarım o makineyi şimdi! "Diye girişti.Kamerayı tutan çocuğun yanındaki diğer sıska çocuk hemen atladı lafa ;
"-abi bir dur ,biz sosyal deney yapıyoruz internette .Onun videosunu çekiyorduk.Ben olaya yavaş yavaş uyanmaya başladım.Parayı aldığıma mi yanayım yoksa gökhan ile mert'in diline düşecek olmama mi yanayım?
Gökhan da durur mu hiç hemen atladı "-ne deneyi kardeşim ,neymiş o ?Kamerayı tutan çocuk bana elini uzatarak "-abi o 20 TL'yi ver sen bize"demesin mi ?
Diğerlerinin "ne parası lan hikmet "laflarının arasında utana sıkıla cikartip verdim .Ama olayı aydınlatmak lazımdı,başladım kendimi savunmaya ."-ben onu alıp camiye vercektim başka biri alıp da harcamasın diye..Bla..Bla.." bir sürü laf saydım. Öte yandan bizimkilerde bana gülüyor "hadi ordan "diye dalga geçiyorlardı.Konuşup cabalayip çocukları da zor ikna edince sildirdim çektiklerini. Tabi 20 tl den de oldum ayrıca ,bedavaya silerler mi hiç ?Bu sosyal deneyciler yüzünden iyilik yapmak da zorlaştı ,bir de bunlar çıktı başımıza iyi mi .Hadi bu olayı atlattım atlamasına da gökhan ile mert'in dilinden nasıl kurtulacaktım bir de bu vardı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saatler Hep Bozuk
Teen FictionHikmet ,sakin ağır başlı bir çocuk olarak Saatçi dükkanı ile okul arasında mekik dokumaktadır.Bir yanıyla oldukça mizah dolu eğlenceli biri iken bir yanıyla da Erdem Ustası sayesinde olgunlaşmış duygusal bir çocuktur .Fakat dükkanlarına bir kızın gi...