"Chlooooé!! Vakit geldi."
Neyin vakti bu saatte yaa..Biri okul mu dedi? Lisenin ilk günü, ne kadar heyecanlıyım tahmin edemezsiniz..
Hayatımın tepetaklak olacağının farkında değildim. Yani bunu yeni tanıştığım birinin yapacağını inanın ben bile tahmin etmezdim. Ah hayır! O bir erkek falan değil, heveslenmeyin. Standart bir kız. En azından ben öyle zannediyordum. Yanılmışım. Okulun bahçesinden içeri girdiğimde kısa sürede hayatımda büyük yer kaplayacak bu kızın başıma açacağı felaketlerin farkında değildim yani normal gözüküyordu. Kömür karası siyah saçları, onlara zıtlık oluşturacak kadar beyaz bir teni vardı. Orta boylu, zayıftı ve vücudu düzgündü. Ha bu arada bende işte orta boylu, neredeyse onunla aynı kiloda, kumral ve yeşil gözlü bir kızım. Normal. Aşırı derecede normal. Ben bu saçma şeyleri düşünürken onun bana baktığını fark etmemiştim. Gözlerini ilk defa o zaman görmüştüm. Güneşe bakan gözleri sarıya çalıyordu ve içimi ürpertecek kadar tehditkardı. Bana bakınca gözlerinde boğulduğumu hissettim ve anında kafamı çevirdim. Birkaç saniye önüme baktım. Tekrar ona döndüğümde eski yerinde değildi. Okulun bahçesi fazlasıyla kalabalıktı ve nereye bakarsam bakayım onu bir türlü göremiyordum. Ben onu ararken zilin çaldığını duydum ve artık sınıflara girmemiz gerektiğini farkettim. Yeni sınıfıma doğru yürürken en önemli yıllarımı geçireceğim bu okulda beni ne maceraların beklediğini bilmiyordum.
Sınıfım üst kattaydı ve herkes merdivenlerden o günün ilk heyecanı ile çıkarken ben hala onu arıyordum. Aslında okuldan beklentim fazla değildi ama inanıyordum ki burada geçireceğim yıllarım harika olacaktı. Bu iyimser düşüncelerle sınıfıma doğru yürürken çevreme bakıyordum. Koridorda dolaplar ve diğer duvarda da panolar vardı. Her koridorun başında bekleyen, yüzlerini daha önce hiç görmediğime emin olduğum ve aslında öğretmen olmasalar bile öyle olduklarını varsaydığım kişiler duruyordu. Sanki biz gerizekalıyız ya kendi sınıfımızı tabelalar olmasına rağmen bulamayacakmışız gibi bir de öğretmen koymuşlar. Ahhh ne saçma!! Uzun koridorları yürüdükten sonra sınıfa girdim ve beğendiğim bir yere oturdum. Arkaları hiç sevmem zaten ben bunalırım oralarda. Biraz utangaçlık ve iyimserlik karışımı bir bakışla çevremdekilere bakıyordum. Gördüğüm kadarıyla sınıfın büyük bir çoğunluğu kendi aralarında ikili üçlü gruplar oluşturmuşlardı. Tek takılan birkaç kişi vardı ve ben sadece benimle birlikte eğlenecek olan birilerine bakıyordum. Ama aralarında yakın arkadaşlık kurabileceğimi düşündüğüm kimse yoktu. Ya da belkiii.... İşte tam o sırada daha ilk günden gözlerine karşı zaafım olan meşhur sorunlu kız sınıftan içeri girdi. Normalde sorunlu mu değil mi bilmiyorum ama bahçede ona tekrar baktığımda orada olmayışı benim bu şeyleri düşünmeme yol açmıştı. Eh işte normal ben, onunla aynı sınıfta olduğumuza şaşırmıştım. Tabii ki bu normal birşeydi yani aynı sınıfta olabilirdik. Ama.... Boşversenize bu kesinlikle harikaydı! Yani benim için. Çığlık atmamaya çaba göstererek kendimi zor tutuyordum ki hoca içeri geldi. Aman Tanrım bu ne tatlı bir hoca böyle (!) Ben hocanın kıyafetini baştan aşağı günümüz modasına göre kafamda yorumlarken bir anda irkilerek kendime geldim. Arkamdaki kız dürtmüştü sanırsam. Ama ben onu umursamayıp direk olarak o fazla hoşuma giden kızı bulmaya çalıştım. Cam kenarında bir kızla oturuyordu. Ya ama benim yanımda boştu buraya neden oturmamıştı ki.. Ben bu garip ve bir o kadarda saçma boğuşmanın içindeyken hocanın kendimizi tanıtmamızı istediğini duydum. Öff yine mi yaa ben bu tanışma bölümünden nefret ediyorum ve nedenini sormayın. Her öğrencide olduğu gibi bende terleyip kızarıyorum. Ne kadar normalim bilemiyorum ama.. Sıra sıra kendimizi tanıttıktan sonra kendini tanıtma sırası ona geldi ve başladı '' Adım Delphine, hepsiyle aynı yaştayım. Annem avukat, babam mühendis '' Evet kısa ve öz olan şey bu olsa gerek. Delphine..Etkilendim sanki. Kendi kendime konuştuğumun farkına çok sonra vardım. Sadece diyordum ki Herşey güzel olacak Chloé, herşey güzel olacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Kimiz? 1.Sezon
Fantasy" Korkmana gerek yok, O'nlar yanında " derken bile, ben hep ölüyordum.