8 //

683 22 2
                                    

Birlikte kahvaltı etme fikri annemden çıkmıştı. Çokta harika bir fikir olduğunu söyleyemem ama kahvaltı sonrası yaptığımız şeyler paha biçilemez. Tumblr'daki o kıskandığımız "arkadaşlar" gibi selfie'ler çekerek, Zeus'un muhteşemliklerini izleyerek günü geçirdik. Dünkü felaketten sonra onun burada benimle olması şu an sahip olabileceğim en değerli şeylerden sadece biriydi. Ah be Delph, iyi ki varsın :))

Bizi #BFF'lara benzetebilirsiniz. Birbirimizden başka kimseye karşı bu kadar yakın değiliz. Öyle ki okulda veya herhangi bir yerde ona benden daha yakın olan birini görsem o kişinin adının başına R.I.P gelir. Sadece söylüyorum yani o benim, bir tek benim. Kimse onu benim onu sevdiğim gibi sevemez.

Bu konuyu burada bıraksak çok iyi olacak çünkü konuştukça batabilirim.. Whuteva.

Her ne kadar bizde kalması için yalvardıysam da saat onbir buçuk gibi onu evine götürüyoruz.

-----x-----

Hayatımda hiç bu kadar terlememiştim. Sabah sabah ne olduysa artık. Büyük bir ihtimalle yine gerilim dolu bir rüya gördüm ama hatırlamıyorum. Neyse bari biraz yemek yiyeyim.

-----x-----

Okula giderken ilk iş olarak her zaman ki gibi kulaklıklarımla uğraşıyorum. Oflaya poflaya servise bindikten sonra müzik dinlemeye başladım. Okul olmasa ne iyi olur değil mi?

Servisten inip yukarı doğru çıkarken sınıftan birkaç garip arkadaşımın (!) bana bakıp güldüğünü gördüm. Hayırdır lan ayı mı oynuyor?

Onları boşvererek sınıfa yürüdüm. Zaten benim için hiçbir şey ifade etmiyorlar. Köşenin başında herhangi bir öğrencinin velisi olamayacak kadar genç, en fazla yirmibeşinde olan bir adam gördüm. Etrafına birini ararmışçasına bakıyordu. Benim ona baktığımı görünce yanıma yaklaşarak;

- Müdür bey'in odası nerede acaba?, dedi.

Biraz şaşırmış bir şekilde ona alt kata inmesi gerektiğini söyledim. Adamın aksanı fazlasıyla garipti yani sanki Amerika'lı değilmiş gibi. E'leri ve R'leri yamuk yumuk söylüyordu. Ki zaten sarışın renkli gözlü pek Amerika'lı bulunmaz. Olsa da burada olmaz. Ama neden bu havada siyah giyinmişti ki. Terlemiyor mu acaba?

Şu adamın üzerinde çok fazla düşündüğümü farkederek konudan sıyrıldım. Hoca gelmek üzereydi.

İki ders sonra

Kantine inip sütlerimizi(çikolatalı) aldıktan sonra temiz hava almak için bahçeye çıkmaya karar verdik. Merdivenlerden inerken okulun sağ köşesine doğru ilerleyen o adamı gördüm yine. Dikkatimi çok çekmişti ne bileyim bakışları hep bir arayış içerisindeydi.

Amaan belki müdürün bir tanıdığıdır?

Delphine çok hızlı yürüyor. Sanki yetişmesi gereken bir yer var. Tabii bırakır mıyım bende ona ayak uyduruyorum.

Yüzüne baktığımda tedirgin olduğunu farkettim. Eli de sürekli göğsündeydi. Ne oldu diye soracak oldum ki o garip davranan adamın arkamızda olduğunu gördüm. Ama bu sefer aradığını bulmuş gibiydi. Bizi..Tam olarak bizi. İyi de bu adam az önce köşeyi dönmedi mi? Ne kadar hızlı yürümüş..

Koşar adımlarla kalabalık bir ortama girdik. Biliyorsunuz çok kişinin bulunduğu yerlerde güvendeyiz. Yani Delph öyle söylemişti, bakalım gerçekten öylemiymiş.

Biz Kimiz? 1.SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin