Bölüm 6

5.6K 126 10
                                    

İstemsizce gözlerimde biriken suyu gözlerimi kırpıştırarak yok ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İstemsizce gözlerimde biriken suyu gözlerimi kırpıştırarak yok ettim. Bunu bana neden söylememişti ve ben bunu neden arkadaşlarına söylerken öğreniyordum? Onunla evlenirken boşanacağımız aklıma bile gelmemişti. Peki anneme, babama ne diyeceğim?

"Ve bundan Zeynep'in haberi yok." Şaşkınlığım yüzümden bile belli oluyordu. Peki çaresizliğim?
"Aslında buraya gelmeseydik söyleyecektim." dedi Buğra.

"Neden boşanıyorsunuz peki?" diye sordu Şule. Bu soruyu bende merak ediyordum. Neden durduk yere boşanma işini ortaya atmıştı? Yoksa sevdiği biri mi vardı?

"Birbirimizi sevmiyoruz ve-" Buğra cümlesini bitirmeden Şule söze atladı. "Sen belki sevmiyor olabilirsin ama Zeynep in duygularını nereden bileceksin ki?"

Şule'nin sorusu Buğranın dikkatini bana çekmesini sağlamıştı. "O da benim gibi zorla evlendi. Sevdiğini düşünmüyorum." Doğru mu düşünüyordu? Onu seviyormuydum?
"Öyle değil mi Zeynep?" Buğra uyarıcı sesle.
Onu seviyormuydum peki? Kalbim yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyordu. Gözlerim bana merakla bakan gözlerde gidip geliyordu.

"Hava almam gerekiyor." dedim ve salonun bahçeye çıkan kapısından çıkıp, ciğerlerimi temiz hava ile doldurdum. Onu seviyor olamazdım, beni sevmiyordu. Bahçeye inmek için basamakları inerken karnıma aniden bir acı saplandı. Sanki bir şey karnımı parçalıyordu. Geçer deyip basamakları inmeye devam ettim. Ama acı daha çok büyümeye başladı. Ağrı kasıklarımda dahada çoğaldı. Birisi bıçakla karnımı deşiyormuş gibi hissediyordum. Gözlerim kararıyordu. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Sesimde çıkmıyordu. Kendimi serbest bırakıp yere çöktüm.

"ANNE! BABA! ABLA DÜŞTÜÜ." Arkamdan Sevda bağırıyordu. Bedenimi yere bırakıp derin derin nefes almaya başladım. Gözlerimi kapatmadan önce Buğranın yanıma koştuğunu gördüm. Devamı koca bir karanlık bir boşluktu.

BUĞRA'DAN;

Zeynep salondan çıkığında dirseklerimi dizime koyup yüzümü avuçlarımın içine aldım. Beni seviyor olamazdı. Öyle bir şey arsada bu işi dahada zorlaştırıyordu. Kim zorla evlendiği adama aşık olabilir.
"Yapma Buğra! Kız seni seviyor görmüyor musun? Vicdanın nasıl dayanıyor?"
"Şule ben onu sevmiyorum! Biz zorla evlendik. Bana karşı bir duygu besliyor diyelim, ben bu işe devam ettikçe bu kız bana daha çok bağlanacak. Sonra ne olacak? Şimdi boşanmak daha cazip. İleride işimizin zorlaşmasını istemiyorum."
"Peki kızın ailesine ne diyeceksin?" Bunu hiç düşünmemiştim. Kızlarını bana emanet etmişlerdi. Bu yola girmemeliydim. 

"ANNE! BABA! ABLA DÜŞTÜÜ." Sevdanın bahçeden bağrışını duyan herkes bahçeye koştu. Sevda bahçeye çıkan kapının kenarında durmuş yerde yatan Zeynep'e bakıyordu. Bedenimi endişe ve korku kaplamıştı. Ona ne olmuştu? Ne olduğunu anlamadan kendimi Zeynep'in başında buldum. Saçları çimenlere dağılmış beyaz teni ile dümdüz yatıyordu.

Şule, Zeynep'in yanına diz çöküp onu uyandırmaya çalışıyordu. Elini boynuna atıp bekledi. Ve bana döndü "NABZI ÇOK AZ ATIYOR!"

Kalbim'in hiç bu kadar hızlı attığını hatırlamam. Zeynep'i kucağıma alıp koşarak bahçe kapısından evin önüne çıktım. Levent evin kapısından çıkıp koşarak arabanın arka kapısını açtı. Zeynep'i arka koltuğa yatırıp öne yolcu koltuğuna oturdum. Levent ibreyi patlatacak kadar hızlı gidiyordu. Hastanenin önüne geldiğimizde Levent benden önce koşup hastaneye girdi. Arabadan inip Zeynep'i kucağıma aldım. Levent personeller ve sedyeyle geri dönmüştü. Zeynep'i sedyeye yatırıp arkalarından gittim.

Levent önlüklü bir kadınla konuşuyordu. Kadın başını sallayıp Zeynep'in yattığı sedyenin peşinden gitti. Zeynep'i müdahale odasına soktuklarında kapıda kalmıştım. Girmem yasaktı.

Arkamdaki koltuğa oturup başımı duvara yasladım. Az sonra Levent de yanıma geldi. Yanıma oturup elini dizime koydu.

"Kardeşim sakın inkar etme! Sen bu kızı seviyorsun." Bitkin bakışlarımla son kez Levent'e bakıp gözlerimi kapadım.

***

Omzumun dürtülmesiyle yerimden sıçradım. Levent karşımda dikilmiş duruyordu. "Ne var?" dedim.

"Doktor senle konuşmak istiyor. İçeriye girebilirmişsin." dedi ve kapının önündeki Hemşire ye baktı.Ayağa kalktığımda hemşire butona basıp kapıyı açtı. Uzun koridorda hemşire önde ben arkada ilerliyorduk. Koridorun Sondaki odalardan birinin kapısını açtı ve geçmem için elini uzattı. İçeri adımımı atar atmaz Zeynep'in beyaz bedenini gördüm. Gözleri kapalı, teni ben beyazdi. Basında bekleyen kadın doktor beni görünce yanıma geldi ve elini uzattı "Merhaba. Ben Aleyna. Acil Servis Doktoruyum." Doktorun elini sıkıp direk konuya girdim."Nesi var?"Doktor Zeynep'e bakıp söze başladı.

"Eşinizde Subfertil var. Yani hafif derecede kısırlık. Yumurtalıkları azalıyor, ve daha da devam ederse eşiniz çocuk sahibi olamayacak."
"Ne yapmamız gerekiyor?"
"Subfertil daha çok ilerlemeden ve yumurtalıklar azalmadan çocuk sahibi olmanız gerekiyor. Her saat eşinizin yumurtalıkları azalıyor. Bunu doğal yöntemlerle yapmak için artık çok geç. O yüzden İnserminasyon yani aşılama uygulayacağız. Eşinizi yumurtası döllenmeden uyandıramayız çünkü eğer duyguları bir anda değiştiği için hastalığı tetikler ve yumurtalıklarını tamamen kaybeder."

Bunu Zeynepten habersiz yapmak istemezdim. Ama hayatını tamamen kaybetmesine izi veremem. Boşanacağımızı göze alarak böyle bir şey yapmam kötüydü. "Ne yapmamamız gerek?" dedim.

"İlk önce spermlerinizi almamız gerek. Sonrası zaten bizde, aşılamayı bu sabah yaparız. Döllenme tamamladığında eşinizi uyandırırız. Şimdi siz biraz bekleyin ben size hemşire ile kutu göndericem napacağınızı biliyorsunuz zaten. Kutuyla işiniz bitince kutuyu Levent'e verirsin. İşlemin çabuk olması için bizzat ben ilgileneceğim. Ben şimdi gidiyorum. Hemşire size kutuyu getirir." dedi ve odadan çıktı. 

Kapıyı kapatıp Zeynep'in yanına ilerledim. Ölü gibiydi. Aldığı ilaçlar değerlerini düşürmüş olmalıydı. Elimi yüzüne götürüp yanağını okşamaya başladım. Yumuşacıktı ve soğuk. Dalga dalga saçları yastığa dağılmıştı. Bu yaptığımdan sonra benden nefret edebilir ama onun iyiliği içindi.

Aşk tohumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin