Hayal Kırıklığı

52 13 11
                                    

Eve giderken bedenim yürüyor ama aklım onda kalmış gibiydi. Farklı bir elektrik vardı onda ve ben bunu hissetmiştim. Eve geldiğimiz de kendimi direk yatağa attım. Günün güzelliği tüm bedenimi sarmış ama halen daha eksik bir şeyler vardı sanki. İçim kıpır kıpır sanki bir şeyi heyecanla bekliyormuş gibiydim. Dayanamadım ve annemin telefonundan sosyal hesabıma giriş yaptım. Sosyal hesaplar da çok aktif olan bir insan değildim ve girdiğim de mesaj kutum da bir bildirim olduğunu gördüm. Büyük bir heyecanla girdiğim de Tolga'nın bana mesaj attığını gördüm. Mesaj da;
-"İyi akşamlar Burçin. Ben Tolga. Bu akşam ki yanımız da olan arkadaşımız Hamza sana ulaşmak istemiş ama ulaşacak bir hesabını ve numaranı bulamamış. Uzun lafın kısası seninle görüşmek istiyor. İyi çocuktur ben kefilim."
Diyerek mesajı sonlandırmış. Şaşkınlık ve sevinci bir ara da yaşıyordum. Telefonum olmadığı için ona numaramı veremedim ve Tolga'ya bana bu sosyal hesaptan ulaşmasını söyledim. O gece hep Hamza'nın mesajını bekledim ama gelmedi. Sabah uyandığım ile telefonun titremesi bir oldu. Yatağımdan fırlayarak hemen telefona koştum ve beklediğim mesaj.
- "Ben Hamza sana ulaşmak için çok çalıştım en sonunda buldum. Seninle sakıncası yok ise tanışmak istiyorum."
Nasıl yani beklediğim mesaj gelmiş. Hem de Hamza'dan. Bende ona sakıncası yok diyerek mesaj yazdım. Günler birbirini kovalıyordu ve zamanın neden bu kadar hızlı geçtiğine anlam veremiyordum. Her akşam mahallemize geliyor bende bir bahane ile balkona çıkıp ona bakıyordum. Geceleri annemle cama çıkıp meyve yemeyi çok severdik ve o gece de cama çıktık. Hamza da o gece Murat abinin yanın da hastane de kalıcaktı. Gitmeden önce beni görmek istediğini söyledi bende ona camda onu beklediğimi söyledim. Annemle beraber beklerken köşeden dönerek sessizce iyi akşamlar dedi. Annemle Hamza çok iyi anlaşıyorlardı. Hamza ne zaman geçse anneme selam vermeden asla geçmezdi. Hamza'nın annesi küçük yaşta vefat ettiği için anne sevgisini her zaman özlediğini dile getirirdi. O gece ona gitmeden bir dakika beklemesini söyledim. Babam uyanmadan ona balkondan elma attım ve çok mutlu olduğunu söyleyerek gitti.Hamza ile zaman geçerken artık onunla olan ilişkimizin adı konması gerekiyordu. Normal arkadaştan daha yakındık birbirimize ama ikimiz de ne olduğumuzu halen daha bilmiyorduk. Bir akşam midesinden dolayı çok rahatsızlandı ve evde ilaç olmadığını söyledi. Durumlarının iyi olmadığını biliyordum ve evde direk ilaç aramaya başladım. Babamın ev de uyuyor olmasını umursamadan ilaç bulup evlerinin önüne gittim. Evleri bizim arka mahalle ötemizdeydi. Hamza diye sessizce seslendim ve cama çıkarak bir dakika dedi. Kısa süre de yanıma geldi ve
-"Bu saate neden dışarı çıktın ?" Dedi. Saat kimin umrundaydı sanki. Yüzü bembeyaz ayakta Durucak hali yoktu. Kolunu omzuma atarak onu oturtturdum. Ve ona;
-Sana iyi gelicek bir şurup buldum. İçersen iyi geliceğini düşünüyorum.
- Sen içirsen olmaz mı ?
-Peki tamam.
Kaşığı onun ağzına doğru götürürken onu ilk gördüğüm gün gibi bakışları her hareketimi takip ediyordu. Gözlerini hiç benden ayırmadı ve artık gitmem gerektiğini söyledim.  Ona bakarak hafiften bir gülümsedim ve eve doğru yürümeye başladım.
O gecenin sabahında Hamza'nın iyi olmadığı mesajlarından belliydi. Kavga edicek bir şeyler her zaman bulurdu o sabah da bir bahane bulup benimle tartıştı. Tüm gün boyunca ona mesaj atmak istemedim. Dört aylık serüvenimiz son buluyor gibiydi ve ben bu maceradan sıkılmaya başlamıştım. Hamza'yı en iyi tanıyan Tolga'ydı ve onunla konuşmak için mümin abilere gittim. Mümin abi beni gördüğü gibi ne olduğunu sordu ben de ona her şeyi anlattım. Mümin abi bana bir şey söyliceğini ve kimseye söylemiceğime dair söz verdirtti. Sözümü verdim. Ve bana Hamza'nın ara da uyuşturucu aldığını söyledi. Kulaklarım yanlış duyuyor olmalıydı. O tür şeylerden çok korkan bir insandım ve mümin abi dikkat etmem gerektiğini söyledi. Eve gittiğimde beynimde milyonlarca soru ile camın kenarına geçtim ve düşünmeye başladım.  Akşam oldu dayanamayıp Hamza'ya benimle evin yukarısın da buluşması gerektiğini söyledim. İçimde büyük bir sıkıntı vardı ve beni boğmaya çalışıyordu. Gittiğimde kimse yoktu ve beklemeye başladım. En sonunda geldi ve direk ona;
-Sen madde mi kullanıyorsun ? Dedim. Yüzüme şaşkın ve bir o kadar da pişman bakışlarla bakıyordu.
-"Evet Burçin ara da bir kullanıyorum. Ben sana hiçbir zaman yalan söylemedim şu anda da söylemek istemiyorum. Senden önce mutlu olduğum tek şey oydu ama şu anda sensin. O yüzden başında söylemek istemedim. " dedi. Hayal kırıklığına uğramıştım ve göz yaşlarıma hakim olamadan dakikalarca ağladım. Gözleri dolmuş şekilde beni izliyordu. Ve ona artık devam etmememiz gerektiğini söyledim. Bir şey demesine kalmadan arkamı dönerek yavaş adımlar atmaya başladım. Sokak lambasının yaptığı gölgelerimize bakarak yavaş yavaş ondan uzaklaştığımı gördüm. Eli hava da halen daha arkamdan bakmaya devam  ediyordu.  Ve bana "gitme" diye seslendi. Olduğum yerde kaldım. Artık ayaklarım benden bağımsız hareket ediyordu. Dönerek ona doğru koştum. Şimdi kokusunu daha yakından hissediyordum. Kollarını iyice bana sarmalayarak saçlarımı kokluyordu. Bir süre o şekilde durduk ve artık eve gitmem gerektiğini söyledi. Eve gidip kendimi yatağa attım halen daha ona kızgındım. Bu şekilde nasıl devam edebilirdim diye düşünürken o sabah Hamza bana ayrılma ile ilgili bir sürü bahaneler bularak beni terk edeceğini bu akşam onunla buluşmamı istedi. Onunla buluşmaya gitmedim. Beni bırakan bir insanı bir de uğurlamaya mı gidicektim.  Bir süre ondan haber alamadım ve şehir dışına çıktığını öğrendim. İçim sızlıyor bir yandan da nerde, nasıl olduğunu merak ediyordum. Bir gün cesaretimi toplayarak onu aramaya karar verdim ve aradım. Numarasını değiştirmiş olduğunu öğrenince onun için gerçekten bittiğimi tekrar tekrar öğrenmiş oldum.

Beklenen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin