O günün ardından bende onu aramayı bıraktım. Okullar açıldı git gel derken ilk dönemi bitirdim. O yıl Dila ile hayatıma bir arkadaşımız daha girdi. Artık hayata üç kişi ile birlikte bakmaya başladık. Adı Yağmur'du. Güzellikler her zaman insana ansızın gelir derler ya Yağmur da aynı şekilde ansızın geldi. Onunla nasıl tanıştık hangi ara kaynaştık bilmiyorum. Sanki her zaman aramızdaymış gibi. Yağmur dediği dedik, sert görünümlü, bir o kadar da yumuşak kalpli kızdı. İlk dönem bittiğin de Dila ile her yarıyıl tatilinde olduğu gibi o tatilde görüşmedik. Yağmura sık sık mesaj atıp nerde olduğunu merak ediyordum. Kısa süre olmasına rağmen yağmuru benimsemiştim. Aynı şekilde onda da bana olan sevgisini görebiliyordum. Zaman akıp giderken Hamza aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Bir gün başka bir numaradan mesaj geldi. Mesaj da;
-"Tatlı ayıcığım nasılsın ?" Yazıyordu. Hamza beni ayıcığım diye severdi. Bu mesaj ondan dı ve sanki hiçbir şey olmamış gibi utanmadan mesaj atıyordu. Okullar açılana kadar ona yazmadım. 2. Dönem başladı. Hamza'yla okullarımız birbirine yakındı. Yağmur ve Dilaya olanları anlattım. Dila ben gibi her zaman olaylara duygusal yaklaşır mantık yürütemezdi. Yağmur ise tam tersi önce mantığı arardı. İkisi de farklı şeyler söyleyince kendi kararımı kendim verip ona geri mesaj attım.
-"Efendim ?"
-"Bugün çıkışlarımız aynı diye biliyorum beraber eve gitsek olur mu?"
-"Gelince haber veririm." Neydi bu şimdi. Hemen kabul etmiştim gitmeyi. Ona kızgındım ne gitmesiydi şimdi bu. Tüm ders kara kara düşündüm ve en sonunda çıkış vaktimiz geldi. Kızlarla beraber otobüse bindik. Yağmur gergin olduğumun farkın da ama bir şey demiyordu. Otobüs onların okulunun önüne geldiğin de kızları öpüp indim. Durakta beni bekliyordu. Ona bakıp kaldım. İçimden sarılmak geliyordu ama beni geri çeken şeyler vardı. Beni bırakıp giden biri hiçbir şey olmamış gibi karşımda duruyordu. Ben oyuncak mıydım sanki. Bu şekilde düşünüp dururken bana doğru gelip sarıldı. O koku... İşte o anda onu ne kadar özlediğimi anlamıştım. Ellerimi ona dolayarak sıkıca sarıldım. Bir kaç dakika o şekilde durduktan sonra artık çekilmem gerekiyordu. Yavaşça kendimi çektiğim de gözlerinin dolu olduğunu gördüm. Bozuntuya vermedim.
-"Ee nerden gidiyoruz?"
-"Karşıya geçmeliyiz. Biraz yürümemiz gerekicek sorun olmazsa."
Nasıl sorun olabilirdi ki. O yanım da her şey yolunda gidiyordu. Beraber karşıya geçtik ve ben sessiz kalmam gerektiğini düşündüğüm için sustum. Elini uzattı ve avuç içlerini göstererek;
-"Ellerini alabilir miyim?" Dedi. Yine duygusallığımı kullanmıştı işte. Elimi avucunun içine koydum sımsıkı tutup ellerimi öptü. Yol boyunca sessiz sessiz yürüdük ve gittiği süre zafın da neler yaptığını anlattı. Üniversiteye gitmek için sessiz bir yere ihtiyacı varmış. Anneannesine gitmiş orda ders çalışmış falan filan. Bunlar bana bahane geliyordu. Ben ona ses miydim o zaman da benden kaçmıştı. Hayatında bir kız olduğunu ve kızın onu aldatıp terk ettiğini söyledi. Artık ona karşı bir sevgi beslemiyordum. Ben onun için yedekte olan bir kızdım. Bozuntuya vermedim.
-"Senin adına üzüldüm."
-"Ciddi mi söylüyorsun?"
-"Evet ciddiyim."
-"Sen neler yaptın bakalım ayıcığım?"
-"Okula gidip geldim. Aklımda değildin. Geldiğine çok şaşırdım."
Hepsi yalandı. İnanmıyorum sinirden bu şekilde konuşuyor olmalıydım. Aklımdan hiç çıkmadı ki. Nasıl aklıma gelmezdi. Oysa o başka kızlarla beraber vakit geçiriyormuş. Salak Burçin salak. Sen kimsin ki kızım. Onun için aptal aşık. Kendimle kavga ediyordum resmen. Nihayetin de metroya geldik ve bindik. Artık eskisi gibi bana bakmıyordu. Eve de beraber gitmedik. Üç durak sonra iniceğini ve işi olduğunu söyledi. İlk defa gitmesini bu kadar çok istiyordum. Bir durak kalmıştı ve kulağıma eğilerek;
-"Seni gerçekten çok özlemişim. Buluştuğun için teşekkür ederim. Bu ara da güzelleş mişsin. Beni affet."
Hafif bir gülümseme ile yüzüne baktım ve durağa gelmiştik. Alnımdan öperek gitti. Bir daha geri dönmiceğini biliyordum. İlk defa kendi hislerim ile emindim. Kısa bir süre sonra da taşındıklarını öğrendim. Uzun bir süre ondan haber almadım. Zamanla merak etme duygum da yok olmaya başlamıştı. Kızlarla aktivitelere katılıp kafa dağıtıyordum. Dostluğumuz ölümsüz bir hâl almaya başlamıştı. Üçümüz birbirimize çok sadıktık ve bizim dostluğumuz da çıkara dayalı bir şey yoktu. Okul bir şekilde bitti gitti. Her zaman ki gibi yine yaz ayına geldik. Hamza'dan haber alamayalı 5. Ay olmuştu. Sosyal hesaplarımı o gittikten sonra kapattım ve nedense o yaz açma gereği duydum. Birisi istek attı ve kabul ettim. Hemen mesaj atarak tanışmak istediğini söyledi. Bu kadar ilgili erkeklerden nefret eden biriydim. Sonuçta ikimiz de birbirimizi yeni tanıyoruz ne bu samimiyet anlam veremiyordum. Adı Mehmetti. Olduğum karakterden tamamen zıttı. Onunla neden konuşmaya başladığımı bilmiyorum. Hamza'ya inat olsun diye onunla çıkmaya karar verdim. Hamza'nın haberi olsun istiyordum. Beni bırakıp gitti belki dönerdi geri. Umutlarla yaşamak insanı çok üzüyordu yine de pes etmedim. Mehmet benimle buluşmak istediğini söyledi. Keman kursuna gidiyordum ve çıkışında buluşucağımızı söyledim. Onunla buluşmak istemiyordum. Ona karşı bir ilgi duymuyordum ki. Hamza inadına başıma iş açmıştım. En kötüsü kendimi başkasının duygularıyla oynuyormuş gibi hissediyordum. İlk defa birbirimizi canlı olarak görecektik. İlk olması biraz heyecanlandırmıyor değildi. Ayarladığımız buluşma noktasına gittim ve onu beklemeye başladım. Karşı karşıya denk geldik ve el sıkışarak oturduk. Elimi tutmaya çalıştı ve elimi hafifçe çektim. İlk tanışmada bu samimiyet neydi. Vaktimin olmadığını biliyordu eve doğru yürümeye başladık. Benimle biraz daha oturmak istediğini söyledi ve eve yakın bir parkta oturduk. Gözleri sürekli etrafı izliyordu ve ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Bir süre sonra park boşaldı ve bana seslendi. Ona yüzümü dönmemle beni öpmeye kalkaması bir oldu. Ellerimle onu itekleyerek yanından kalktım. Bana bakarak;
-"Özür dilerim. Ben daha önce bunu birisiyle yapmıştım sende istersin sandım. Beni affet."
-"Ben senin sandığın o kızlardan değilim eve gitmek istiyorum."
İstemsiz olarak titremeye başladım. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum ve bu çok korkunçtu. Onun yanından hemen uzaklaşarak kendimi banyoya attım. Kıyafetlerimi çıkarmadan suyun altında bir süre durdum. En sonunda dayanamadım saatlerce ağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenen Aşk
RomanceUmutsuzluk için de umut mu arıyorsun? Gerçek bir hikayemi istiyorsun ? O zaman hemen kendimi sana tanıtiyim.Ben Burçin. Bu hikaye de sıradan bir aşka rastlamicaksınız. Berat ve Burçinin aşkına şahit olucaksınız. Sizin de bildiğiniz gibi her kızın ha...