4.Bölüm

3.1K 123 52
                                    

Neden uğraşıp duruyorum ki annem hatta babam bile evlenmemi istiyor sanki yapabilecek bir şey kaldı da aklıma gelmiyor şu ana kadar adam öldürmek dışında her şeyi denedim. Kahve döktüm, çirkeflik yaptım, son olarak evden de kaçmaya çalıştım ama ben niye bir işi doğru düzgün yapamıyorum ya.

Ama doğru ben daha üniversiteyi bile kazanamadım, haliyle anneme de gün doğdu pek bir hevesli kendisi beni evlendirmeye torun sevmeye olan bana oluyor acaba bir daha kaçmaya mı çalışsam? Belki yaparım bu sefer ya da Ersin dayımı mı arasam? Beni kırmaz hemen gelir, iç sesiyle muhabbete dalmış olarak gayet dışarıdan mutlu görünüyorum ama daha bu gece bitmedi gelirken yüzükleri de getirmeleri iyi oldu tam anlamıyla hazırlar belli ki, ama ben değilim.

Hemen Yusuf ile konuşmam gerek en azından kendini istemeyen biriyle evlenmek ona da mantıklı gelmez. Sadece Yusuf Güney olması dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum ne güzel değil mi? eşit sayılırız oda beni tanımıyor içimden bir ses onun da zorla geldiğini söylüyor. Lütfen öyle olsun çünkü birinin bana yardım etmesi gerek sesiyle odayı ikiye bölecek bir kahkaha atan babam beni biraz korkuttu.

"Evet yüzükleri takalım, buyurun kadim dostum siz takın."
"Olur mu hiç öyle sen dururken ben niye yapacakmışım." gülüşmeleri devam ederken babam ortak bir yol bulmaya karar verdi.
"O halde ben damadıma yüzüğünü takayım, sen de benim kıza olur mu?"
"Olur olur yapalım artık ağaç ettik çocukları." Bu sözüne karşılık bana baktı ve güldü bende gülümsedim. Kötü insanlar olmadıkları kesin ama bunun benimle bir ilgisi yok benim ki tam anlamıyla istememek, sorumluluk kızı değilim ev yükü bana göre değil desem de bütün evi temizleyen yine benim yemeklere yardım eden de benim aslında ben evlilikten korkuyorum galiba.

Bu arada yüzüğü çoktan parmağıma takmışlardı bile. Bunlar hep böyle atışacak mı? Şimdi de kim kesecek diye birbirlerine makası uzatıyorlar. Siz bu kadar kararsızsanız biz evlenmeyelim o zaman ya gerek yok yani çok da meraklı değilim. Eğer biraz daha makasla sen kes diye oynarlarsa makası alır katliam yaparım. Önce damat bey olmak üzere diye düşünürken sevgili abim araya girdi.

"Siz böyle bizi sabaha kadar bekleteceksiniz herhalde ben makası alayım siz de çok şey yapmayın olur mu? Deyip bana gülümsedi ve kurdeleyi kesti. Canım abim ya ne de güzel kesti keşke ben de şuan onun kafasını kessem ama şimdi millete ayıp olur ben onu sonra bir ara keserim.
"Sağ ol abi senin elinden olması gerçekten büyük şans."
"Tebrikler kardeşim artık darısı başıma." Bir dakika dalga mı geçiyor benimle resmen yüzünden alaycı çocuk gülüşü geçti. Kesin dalga geçiyor ahmak seni görürsün sen.
"Canım abim." Deyip sarıldım hemen karnının yanındaki boşluğuna vurdum ve tehdit edercesine baktım. Bittin sen artık öldün abi. Abimi sonra gebertirim şimdi sanırım ayıp olmasın diye ellerini öpmeliyim sevgili damat bey ve ailesinin annesi bana o kadar yakın davranıyor ki kendimi hemen gelin gibi hissettim çok korkunç aşırı derece de kalpten gitmek istiyorum. Herhalde şuan ölmek için doğru bir zaman evet tebriklerimizi de aldığımıza göre artık bir gidin demek istedim ama saygı değer kayınvalidem önce davrandı.
"Biz artık gidelim uçağımız kalkacak biliyorsun evde hastamız var onun yanına dönmemiz gerek ama Yusuf burada size emanet."
"Merak etmeyin biz ona çok iyi bakarız Yusuf artık bizimde oğlumuz." Dedi babam ne oluyor ya şimdi bu bizde mi kalacak? Ama niye ya alsanıza oğlunuzu da korkar falan belki. daha yeni sözlendik pat diye bizde kalırsa ayıp olur. Ne kadar da halden anlamaz biriyim değil mi? Hastaları var ve ben neye takıldım. Yavaşça anneme yanaştım ve sessizce anneme kafamdaki meşhur soruyu sordum.
"Anne bu adam bizde mi kalacak?"
"Kız sus." Deyip beni dürttü saygısız olarak adlandıracak artık beni çünkü merak ettiğim bir şeyi hemen sorarım insanların gitmesini bile bekleyemedim. Herkes gitti ve annem bana bakıp.
"Hadi Yusuf'un yatağını hazırlayalım." dedi şaşkın şaşkın bakarken anneme koluma vurup.
"Abinin odasına salak!"
"Tamam ya ne vuruyorsun?" Evet şaşırdım çünkü evimizde oda sayısı az yani misafir odamız yok birden yanlış anlamış olmaz mıyım? Yukarıya abimin odasına çıktık ve sevgili ama canımdan çok sevdiğim abimin yatağını yere serdik ve onun yerini Yusuf'a hazırladık yerde yatması bir yana abimden intikam almalıydım çünkü beni deli ediyor işler iyice çirkinleşti kurdele keserken dalga geçmek de ne demek insan böyle bir şey ile dalga mı geçer? Annem akşam yemeği için mutfağa indi ben de peşinden inmek için merdivenlere yöneldim bir de ne göreyim benim uyuz abim.
"Aa Ruhi bey siz buralardan geçer miydiniz? Hayır genelde ben sizi tepelerde alem yaparken görürdüm eve de gelirmiş meğer." Deyip sesimi yükselttim
"Sus kız ne yapıyorsun? Bağırma vallahi kafanı kırarım!"
"O biraz zor babam da senin kafanı kırar. Sen aşağıda benimle dalga geç sonra da kafanı kırarım de oldu mu?"
"Emine tamam özür dilerim tamam şaka yaptım." Ben de abimi yalvartmazsam bana da Emine demesinler.
"Baba!" Diye küçük bir çığlık attım ve abim eliyle ağzımı kapadı.
"Emine sen beni tehdit mi ediyorsun? Hem de abini çok kötüsün."
"Bana ne sen de bana pislik yapıp durma."
"Tamam, tamam yapmayacağım söz."
"Yalancı hep yalan söylüyorsun kaç defa yaptın ben babama söylerim sen de bir daha benimle uğraşmazsın o nasılsa seni öldürür."
"Ya tamam ama söz dedim da."
"Yemin et."
"Yemin mi edeyim? O niyeymiş." Bak ya hala pazarlık yapıyor yemin et işte yoksa söyleyeceğim tam da bağırıyordum ki babam avluya çıktı.
"Emine bana mı seslendin?" Abimin etekleri tutuşunca hemen beni onayladı. Mecbur benimle iyi anlaşacak başka bir şansı yok.
"Tamam yemin ederim yeter ki sus be cadı."
"Yok bir şey baba balkondan bakarken ayı gördüm sandım da ondan seslendim."
"Saçmalama kızım ne ayısı. Hadi artık sofrayı kurun öldük açlıktan."
"Tamam baba." Deyip koşarak mutfağa indim annem sinir küpü olmuş abime sataşırken annemi yalnız bıraktım ve misafir var ayrıca ekstra azar yiyeceğim anlaşılan.
"Hadi şunları içeriye taşı." Dedi sakin bir halde nasıl yani azar yok mu? Kızmak bağırmak falan ilk kez böyle bir ses tonuyla karşılaştığım için biraz tuhaf için oldum elin oğlu geldi annem kuzu oldu. Haksızlık bu ben başaramadım o iki gülümsedi, saygılı pozlar verdi, annem de yedi afiyet olsun. Her şeyi içeriye götürdükten sonra annemde salona gitti. Kaldım mı ben mutfakta? Neden çünkü içeriye gitmek istemiyorum evimizde biri var ve ben onu hiç sevmedim salona gidip ya o gider ya da ben giderim desem babam ne yapar acaba? Annem kesin benim gitmemi ister artık ona şüphem yok diye içimden geçirirken annemin seslendiğini fark ettim.
"Emine ekmekleri getir kızım. Hay aksi ya ben gitmeyeyim diyorum kadın ekmek istiyor anne sen acaba beni sürekli tuş etmeye yeminli misin? Ekmekleri alıp salona doğru ilerledim ve içerideyim. Aa kim varmış burada Yusuf Güney ne güzel hoş gelmiş ama sefası gelmemiş.
"Buyur anneciğim ekmekler başka bir isteğiniz var mı?"
"Otur zevzeklik etme." Hadi be ben de artık bana kızmaz sanıyordum. Abim ve Yusuf kendi aralarında gülüyordu ulan abi kendine benzetme bari sonuçta nişanlım benimle sürekli alay etmesini istemem. Her ne kadar kısa süreceğini düşünsem de ki umarım öyle olur benimle alay etmesin.
"Yok anne ben tokum aslında abiminde tok olması gerek dışarıda yemiştir, içmiştir o arkadaşlarıyla." Kelimelerimi vurguladım ve abimin bana bakışı babamın abime bakışı odaya gerginlik verdi. Evet abimi ispiyonlamak üzereyim ne yapayım oda beni sinir etmek için elinden geleni yapıyor elin oğlunun yanında ne diye gülüyor.
"Nasıl yani Emine abin nerede yemek yer evinden başka?" Dedi babam ve hemen ardından abim lafa girdi.
"Hiç, nerede yemek yiyeceğim sanki sen de Emine dediğin lafa bak." Ne o parçaların tutuştu abi dememek için direndim neyse ya buna yeter bu korku biraz daha zorlarsam ağlayacak ya da beni ağlatacak ikinci seçenek daha baskın tabi.
"Yok canım nerede yemek yemesi ben yemek mi dedim? İçmek diyecektim abim arkadaşlarıyla çay içiyorlardı dilim sürçtü." Abimin kalp krizi geçirmesine az kaldı. Yazık ona kıyamam böyle öleceğini oda düşünmemişti bence benim dilimden, babamın elinden.
"Ne çene çaldın otur artık." Bu kadın beni kesin sevmiyor evlatlık olabilirim belki de.
"Tamam otururduk kızma hemen." Sessizce yemeğimizi yedik ve sofrayı kaldırdım aslında böyle bir sessizlik beklemiyordum babam Yusuf ile hiç konuşmadı babasına samimi davranırken oğluna böyle sessiz kalması şaşırttı desem haksız sayılamam. Ben bulaşıkları yıkarken annem de çay demlemeye koyuldu. Erkenden odama çekilmek isterken annem bizi sabaha kadar oturtmaya mı çalışıyor? Hemen onu engellemeliydim yoksa daha fazla dayanamayacağım en sonunda damat beyi tokatlayacağım. Sanki çok kolay da benim gibi sıska bir kız adam tokatlayacak gülerler insana.
"Anne ne yapıyorsun? Yol yorgunu misafirimiz sen çay demlemeye çalışıyorsun bırakalım da uyusun belki de adam uykum geldi demeye çekiniyor nereden biliyorsun?"
"Doğru diyorsun zaten geç oldu sayılır. Hadi git abine söyle odayı göstersin."
"Hemen anneciğim." Salona girdiğimde sadece Yusuf vardı. Nasıl ya adamı evde bırakıp gitmişler ne ayıp bir de bana kızarlar kendilerinin yaptıklarına bak başını telefondan kaldırıp bana baktı.
"Demek telefon da bana pislik diyen Emine sensin ben de tanıştığıma memnun oldum."
"Şey ben özür dilerim annemlerin oyunuymuş seni aramam için yapmışlar."
"Orasını anladım zaten." Gülümsedi neyse kızgın değildi pislik ne zaman dedim ya hiç hatırlayamadım ben koşuyorken gülmesi sinir bozucu büyük ihtimalle ağzımdan kaçtı.
"Babamlar nerede?"
"Bilmiyorum sanırım abini şikayet ettiğini anladı ve konuşmak için dışarıya çıktılar."
"Eyvah abimi yaktım, ama o iyi bir yalancıdır kurtulur." Sesli söylemiştim bana gülmeye başladı hayır ya gülüp durma sinir oluyorum onu abimin odasına kilitleyeceğim artık orada çatlayana kadar güler.
"Senin uykun geldiyse ben sana yukarıda yer hazırladım istersen dinlen."
"İyi olur çok yorulmuştum." Ay odun insan biraz teşekkür eder ne bileyim sağ ol der. Kapıya doğru gitti ve arkasını dönüp
"Teşekkürler." Dedi kapıyı açıp avluya çıktı peşinden gittim ve annem bana yine kızmaya başladı bu sefer ne yaptım bende bilmiyorum.
"Ah Emine bu çantanın burada ne işi var illa yukarıya çıkar mı diyeceğiz?" Yusuf'un çantasıysa o çıkarsın niye ben yapıyorum annem de beni amele yaptı iyice annemle bakışırken damat bey araya girdi.
"Hiç gerek yok ben alırım." Al bir zahmet yok bir de ben alayım.
"Tamam ben seni odana götüreyim artık uyu dinlen." Diyerek anneme alaycı bir bakış attım ve benim pasaklı abimin odasının kapısını açtım. Allah'tan önceden temizlemeye çalışmıştım yani o kadar pis ki anca temizlemeye çalışıyoruz asla tam olarak temiz olamıyor.
"Evet burası abimin sen şu yatakta yat oda yerde iyi geceler."
"Sana da iyi geceler." Odadan çıkıp odama attım kendimi bu ne arkadaş bu ne böyle daha nefes bile alamadan nişanlandım yarın erken kalkıp onunla konuşmam lazım evlenmek istemiyorum belki arkasına bile bakmadan gider. Yani ben olsam giderdim. Yatağın bu kadar rahatsız olduğunu daha önce fark etmemiştim. Yoksa düşüncelerim mi beni rahatsız eden? insan kendi odasında bile huzura ulaşamıyor avluya çıkıp biraz hava mı alsam? gece yarısı oldu ama burası benim evim istediğimi yaparım kapıyı açtım. Yusuf balkonun önünde duruyor bu saatte neden buraya çıkmış ki ayrıca bu duyduğum ses ağlama sesi mi? Gecenin bir yarısı ağlayacak ne olmuştu? Yanına gitsem mi? Yoksa hiç karışmadan daha ne kadar ağlar diye köşeden baksam mı? Ya ben hava almak için çıkıyorum adam buraya gelmiş ağlıyor. Ama vicdansız olmadığım için bir baksam iyi olacak.
"İyi misin?"
"İyiyim biraz hava almak istedim ama anlaşılan yalnız değilim."
"Neden ağlıyordun?"
"Kötü bir rüya önemli değil." Gözünden süzülen bir dalmayı elinin tersiyle sildi.
"Önemli olmasa ağlamazdın."
"Sana iyi geceler." Deyip odaya gitti ve arkasından kapıyı olabildiğince yavaş kapattı. Bu neydi böyle? iyi geceler deyip de gidebildi ağlayan insanlar teselli beklemez mi? Hiç tanımadığı bir insanla dertleşmek iyi gelir derlerdi hep kitaplar. Peki bu ismini bildiğim ama bana yabancı olan adam neden benimle konuşmak istemedi. Belkide hala gördüğü rüyanın etkisindeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 24, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖRÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin