Ondan sonra sabah oldu. Mahmut,Beşir ve Selman saat altıda uyumuşlardı. Saat altıya kadar bombayla uğraşıp yılbaşı gecesine hazırlık yapmışlardı. Sabah önce evin sahibi (Beşir Esad) uyandı. Saat on olmuştu. Dört saat uyumuş ve yeterince dinlenmişti. O çok fazla uyumaya vakit ayırmazdı.
Uykuyu çok sevmez çoğunlukla erken kalkardı. Kalktı hemen lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkadı. Ondan sonra hemen mutfağın balkonuna gitti. Camı açtı. Derin derin etrafa bakarak düşüncelere daldı. Ondan sonra kalktı sigara paketini alıp bir dal sigara yaktı içmeye başladı o sigara içmeden kendine gelemezdi.
Sigarasını bitirdikten sonra kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Mükellef bir kahvaltı sofrası hazırladı. Sofrada bir kuş sütü eksikti. Tam o sıralarda saat on buçuğu geçmişti.On bire geliyordu. O zamanlarda evin diğer sakinleri de kalktı. Önce Mahmut lavaboya gitti. Tuvalet işini halletti. Ardından Selman Bin Aziz girdi. İşlerini halletti. Ondan sonra kahvaltı sofrasına gittiler.
Aralarında şöyle bir konuşma geçti. Önce söze Mahmut girdi. "Ooo Devrem süper kahvaltı hazırlamışsın .Sofrada bir kuş sütü eksik. Devrem bu arada kaçta kalktın?" Ona Beşir şöyle cevap verdi: "Bir saat önce kalktım."
Ondan sonra Beşir'e teşekkür edip sofraya geçtiler. Sofrada önce söze Selman Bin Aziz girdi. "Beşir senin verdiğin yatak harbi çok rahatmış. Çok teşekkür ederim. Sabaha kadar süper bir uyku çektim ve çok güzel uyudum." - Burada Alperen kendi düşüncelerini söylüyordu.- Ondan sonra Beşir de "Rica ederim Selman. Benim için evime gelen misafirler çok özeldir. Onları çok rahat ettirmeye çalışırım. Bu yüzden size de misafir odasının en güzel ve en rahat yataklarını verdim." Diye cevap verdi.
Ondan sonra kahvaltılarını bitirdiler. Ardından balkona çıkıp çay sigara keyfi yaptılar. Ondan sonra birkaç bardak çay daha içtiler. Ardından odalarına geçip hazırlanmaya başladılar. Üstlerini giydikten sonra işlerini halledip yola çıktılar. Beşir'in dükkanına gittiler.
Ardından orda çalışmaya başladılar. Önce söze Beşir girdi. "Biliyorsunuz yarın artık ayın otuz biri. Yarın büyük gün. Heyecanlı mısınız?" Hep birlikte evet dediler. "Çok emek harcadık. Çok çalıştık. Biliyorsunuz bu eylem üzerine aylardır çalışıyoruz. Allah'ın iziniyle bu işten de alnımızın akıyla çıkacağız. Bu eylem bizim tüm dünyaya örgütü duyurmamızı sağlayacak. Bu eylemden bir sıkıntı olmaması lazım. Bir sıkıntı çıkmaması lazım.Yoksa facia olur. O T.C'den önce örgüt bizi öldürür."
Ondan sonra Selman Bin Aziz de "Evet doğru söyledin. Ben Suriye'den buraya gelmeden önce örgüt bana onla ilgili bilgi vermişti. Sizin artık bu son görevinizmiş. Bunu becerirseniz sıkıntı değil. Ama beceremezseniz resmen facia!" Dedi ardından Mahmut da onları onayladı. Ardından Beşir'in nikotin krizi tuttu. Hemen sigara paketini alıp dışarı fırladı. Adam günde iki paket sigara içiyordu. Mahmut üç günde bir paket Selman ise günde bir paket içiyordu. Ama her türlü Beşir'e göre daha az sigara içiyorlardı.
Ardından yeniden dükkana girdiler. Çalışmalara devam ettiler. Yine önce söze Beşir girdi. "Biliyorsunuz bombayı dün gece tamamladık. Gece boyunca bombayla uğraştık. Bence gelin bugün bu büyük başarımızı kutlayalım. Kafeye filan gidelim. Hem bombayı tamamladık. Hem de yarın artık eylem vakti geldi. Ondan sonra Selman Bin Aziz "Bence de çok yoğun çok stresli bir gün geçirdik. Gece boyunca sabaha kadar bombayla uğraştık. Zaten bu günde belirgin bir işimiz yok."
Ondan sonra Mahmut'da söze şöyle devam etti. "Aynen hem biliyorsunuz beni de bir iki üç gün önce Polisler Merkeze çekmişlerdi. Yani çok stresli bir gün olmuştu. O zamandan beri ben de bir şey yapmadım." Ondan sonra Selman'da "Tamam o zaman karınlar acıktı mı?Gelin bir Restoranta gidip karnımızı iyice doyuralım. Üzerine de güzel bir kahve sigara keyfi yapalım." Dedi Ardında konuşma sırası Beşir'e geldi "Durun durun benim şurada bir miktar para vardı. Oradan o parayı alıyım." Dedi ve kasayı açtı. Kasa para doluydu. Oradan yaklaşık yanına bin lira nakit para aldı. Zaten Mahmut'la Selman'ın yanında da o kadar nakit para vardı. Ardından çıktılar. Hemen bir taksiye atladılar. Bakırköy'e gittiler. Sonra Bakırköy'deki Galapagos Restorant'ta gittiler. Gitmeleri tam yarım saat sürdü. Orada güzel bir Adana kebap vurdular.
Tabiki de yanında ayranla. Ayransız olur mu? Masada güzel bir şekilde sohbet ettiler. Orada topluluk içinde oldukları için eylemden konuşmadılar. Başka şeylerden konuştular. Ailelerinden arkadaşlıklarından güzel mevzulardan konuştular. Ondan sonra hesabı ödeyip çıktılar.
Hesap tam yüz kırk lira tuttu.Bir porsiyon kebap otuz beş lira. Dört porsiyon yediler. Tam yüz kırk lira tuttu. Ondan sonra ordan çıkıp Bakırköy'den Taksim'e geçtiler. Orada bir tane kafeye geçtiler. Orada kahve sigara nargile keyfi yaptılar. Hepsi kahve içti. Nargile ve sigara da içtiler.
Ardından akşam olmuştu. Kafe'den çıkıp hemen bir taksiye atladılar. Eve geldiler. Eve gelmeleri tam bir saat sürdü. Hem çok trafik vardı. Hem de yol uzundu. Eve vardılar. Ondan sonra salona geçtiler koltuklara oturdular biraz televizyona baktılar Beşir kalktı çay demledi yanına kuruyemiş ve çekirdek çıkardı onlardan yediler sohbet muhabbet ettiler bir müddet sonra uykuları gelmeye başladı yataklarına geçip derin bir uykuya daldılar.
![](https://img.wattpad.com/cover/128263682-288-k405965.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabus (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerSırlarla dolu işlenmiş her cinayet. Art arda durmak bilmeyen cinayetler. Kanla yazılmış garip garip Arapça yazılar. Ve değişik korkunç ve en acımasız yöntemlerle öldürülen insanlar. Anlaşıldığına göre bu iş o kadar kolay olmayacaktı. Polis suçlalar...