NEMRUD'UN GELİNİ/SON TÜTÜN (Tütün Serisi 2. Kitap)

ÖZEL BÖLÜM

Selam canlarım ❤

Acı Tütün adlı hikayemin ikinci kitabı olan, serinin devamı niteliğindeki hikayeme hoş geldiniz. Umarım ki devamı olarak gördüğüm NEMRUDUN GELİNİ hikayemi de beğenir, aynı ilgiyi gösterirsiniz.

Eğer başka hikayelerimi de okumak isterseniz profilimden bulabilirsiniz. Heyecanla okumanızı bekliyor, sessizce aradan çekilerek sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifle okumanız dileğiyle. Sağlıcakla kalın canlarım 💙

Biricik kardeşim, canım dostum Marseliffe ithafımdır. Gecikmiş doğum günü hediyesi ❤
İyiki doğdun iyiki varsın canm. Seni çok seviyorum ❤❤❤

*

Mayıs 1993 İstanbul

Yatakta geceliğimle kocamı beklerken yan odadan kızımın ağlayışını duyuyordum. Gelirse oynaşırız umudu ile giyindiğim saten, yarısı dantelli geceliğim, henüz ısınmayan hava nedeniyle ürpertmişti. Kızdım o an kendime. Haklı olduğumu bildiğim halde Belgin Ablanın laflarına kanıp süslü püslü giyinip kocamı ayartmak için gecenin kör vaktine kadar yatakta gelişini beklemem ağır gelmişti bir anda gözüme.

Oysa ki Belgin Ablayla börek açarken kıyısından anlattığım tartışmamız, onun beni haksız bulmasıyla derin bir pişmanlığa dönüşmüştü. Düşen yüzümü gören Belgin Abla başlamıştı kendince tavsiyelerini vermeye.

"Asma kız suratını. Akşam gelecek mi eve? Gelecek!. Eee...sende bir güzel alırsın aklını ne küslük kalır ne de dargınlık. Sabahında sarmaş dolaş çırılçıplak uyandınız mı tamam!. En az bir ay pamuk gibi dolanır senin ki".

"Ne diyon abla sen. Töbe töbe... çıplak falan...".

"Ne o siz elbiseyle mi sevişiyorsunuz? Hayatta inanmam!".

"Esbablan şey etmoz elbet amma...offf ne deye beni utandıron abla!".

"Sana geçen aldığımız geceliği giyersin, saçını başını da bi güzel yaparız, kokular da süreriz.....ohhh zaten her yerin bal kaymak!".

"Abla!. Hoşuna gidor demi beni utandırmak?. Aşk olsun!".

"Aşk olsun ya...her daim aşk olsun".

"Abla ben korkom. Tamam, Kadir eve geleceh te amma içimde bir sıkıntı var. Ya gelmezse?".

"Neden gelmesin ayol?. Onca olay oldu hangi vakit eve gelmedi bu adam?. Ne zaman seni yanlız bıraktı?. Seni hamileyken bir başına bıraktı mı ki şimdi iki çocukla bıraksın?".

"Kadir beni sevor demi abla?. Kavga ederken bıhtım dedi de pek kırıldım ben ona...bende bıhtınsa kapı orda az nefes al dedim diye beni bırakmaz demi...bırakmaz. Benim Kadir' im yapmaz!".

"Ne kuruyorsun kızım sen böyle kafanda?. Bu adam senin için neler yaptı neler. Bir çift söze aldanıp bırakıp gidecek adam mı Kadir?. Onu benden iyi tanıman lazım!".

"Haklısın...haklısın ablam!".

"Amma çene çaldın ha..e acele ette bitirelim şu böreği seninki gelir falan, bir an önce adam edelim seni" .

"Abla....!".

"Ne?..".

"Ne iyi kadınsın sen!. Sen olmasan....".

"Varım ama, bak burdayım senin yanında. Hadi çenen yerine elin çalışsın!".

El çabukluğuyla hamuru açıp fırına vermiştik. Biz mutfakta konuşurken içeri de televizyon izleyen çocuklarım acıktık diyene kadar da İzmir'e taşınan komutanla Meryemi konuşmuştuk. Yeni doğum yapmıştı Meryem. Nur topu gibi birde oğlu olmuştu. Adını benim yavrumdan almıştı. Alihan koymuşlardı adını.