Otobüsün saatini nasıl tutturduğumu düşünerek çalıştığım dükkandan içeri girdim.
Oturarak gelmek günümün güzel geçmesi için bir sebepti. Kesinlikle ufak mutluluklardan anlıyordum. Ve güne daha az yorgun başlayabiliyordum. Elbette oturarak gelmek güzeldi. Kendimi günün ikinci alkış tufanına bırakırken, kendi katıma geçtim. Erkek katında çalışmaktan büyük iğrelti duyuyordum. Bir haftadır bu kattaydım Kwang işten habersiz çıkınca erkek katı boşta kalmıştı ve onun yerine ben geçmiştim. Yeni bir eleman alınana kadar bu kata ben bakacaktım. Fakat patronum sürekli övgüler yağdırıp iki katada mukayet olabildiğimi söylüyordu. İçimde kopan sinir çanlarından. Eve gittiğimde ölü gibi sızıp kaldığımdan elbette ki haberi yok muydu? Yokmuymuş gibimi davranıyordu sorgulanırdı. Kesinlikle şeytandı.-
Yorucu bir günün ardından hazırlanıp çıkmanın zamanı gelmişti saat 21 56 ydı çalışma saatim dört dakika sonra bitiyordu. Artık kimsenin gelmeyeceğini düşünerek merdivenleri birer birer iniyordum ki adımlarım başka adımlarla kesişti. Kafamı kaldırıp karşımdaki adama baktım "Hoşgeldiniz"
"Ah.. Çıkıyor muydun?"
"Birazdan çıkacaktım. Buyrun" merdivenleri gösterip önden geçmesine izin verirken. Tüm suratsızlığım üzerimdeydi. Çantam sırtımda öylece karşısında dikilirken beni izlediğini fark ettim "Ne bakmıştınız?"
"Siyah bir kot bakıyorum, yardımcı olur musun?"
Pantolon tezgahına geçerken hızlıca sordum.
"Tabi kaç beden olacaktı "Başı pantolonuna kayarken kendini şöyle bir inceledi ama bakışları tekrar bakışlarımı bulurken. Gözlerim pantolonuna kaydı ortalama bir tahmin yapıp bir kot çıkartıp tezgaha bıraktım. Yüzü ekşirken nedenini merak edip bakışlarının hedefini yakaladım. Yüzük parmağıma bakıyordu.
"Evli misin?"
Bu sefer bu kızı sevin bence yunmi tatlı bir karakter olacak❤❤
İyi okumalar iyi seneler ballar