Artık istediklerini almışlardı. Geriye bir tek gidip güç kristalini almak kalmıştı. Büyük bir ordu gibi asıl mağaranın girişinde içeri girmişlerdi. Etrafta üstü toz tutmuş bi kaç kitap vardı. Ve işte. O sandık karşılarında örümcek ağlatı ile sarılmış bir şekilde duruyordu. Üstünü sildikten sonra taşı yerine oturttu. " HAAAAA" diye bi ses çıkmadı. Hatta ışık bile çıkmadı. Tam tersi tahta kasa kırıldı, geriye sadece bir bezle örtülmüş kristal kaldı. Her şey bitmişti. Artık o taşı daha da gizli bir yere taşımayı hatta yok etmeyi düşünüyorladı. Taşla beraber dışarı çıktılar. Ancak etraflarında onlara doğrultulmuş on namlu vardı. Bir ses ile her her tozduman olmuştu. Eren babası arabayla çoktan her teri toz duman etti. Herkes arabaya binerken Mustada dışarı çıkıp onlara yardım etti. Herkes arabada idi ve kaçmayı başarmışları. Bir yaylım ateşi açıldı ancak kimse zarar görmedi. Mert sağol baba demek için arkasına döndüğünde babası yoktu sadece gözünde bir damla yaş vardı...