Mert Yılan' ı takip etmek için fazla yorgun olduğunu anlayınca olduğu yerde kaldı. Eren'e " sence bizden ne istedi ? " dedi. Eren her yerinden belli olan siniriyle " o adamı gördüğüm ilk yerde alıp kafasının ortasına sıkıcam " dedi. Mert biraz düşünceli bit şekilde saatini çıkarıp yere koydu. Eren anlamsız bir bakış atınca Mert olayı açıklamak için " saatimi neden bu kadar önemsediğine bakıcam " dedi. Sude elini beline atıp silahını kaptığı gibi Mert'in kırmaya çalıştığı saate bir el sıktı. Ancak mermi saati teğet geçti. Mert Sude' ye bakıp " sen n'yaptığını sanıyorsun he ? İçinde önemli bir şey olabilir " dedi. Mert saatin camını kırdı ve içindeki mekanizmayı aldı. Şu projeksiyon benzeri aletin üstündeki bir boşluğa inanılmaz bir şekilde uyuyordu. Bu boşluk bir üçgen şeklindeydi. Üçgeni çevirdiğinde içinde bir mekanizma çalışmaya başladı. Ancak tek sorun anahtarın yerinde olmamasıydı. Sude anahtarı alıp Mert'e verdi. Mert projeksiyonu çalıştırınca belli belirsiz bir görüntüsü olan bi video başladı. Aslında bir video değil tam bir şifreydi. Üstünde bir çok şekil ve eski yazılar vardı. Mert üçgeni çıkarmayı deneyince yeniden döndü ve yazılar Türkçeye döndü. Projeksiyonun yansıdığı duvardaki görselde ay şekli vardı ve ay yer değiştirip bir yıldız haritasına döndü. Yıldızlardan birinin diğerlerinden farklı, çok parlak bir ışıltıyla tamda Afrika'nın Ahaggar Dağlarını gösteriyordu. Ancak tek sorun nerde olduklarını bilmiyorlardı.
Uzun ve soğuk bir gece olacağı belliydi, o yüzden dışarda kalan arabalardan birine girdiler. Mert arabanın anahtarını bulamayınca önce lise yıllarında öğrendiği bir hile olan "ters kontak" yaparak arabayı çalıştırdı. Eren " ben bi motora bakayım " dedi.
Motor hala çalışıyordu ve benzini tamamen doluydu ki boş olsa bile o Koskoca arabanın bagajında galonlarla benzin vardı. Ayrıca kolilerce erzak ve su vardı. Bu da uzun bir yolculuk için yeterde artardı. Mert herkese ilk gece arabada kalmaları gerektiğini, daha sonra yola çıkmaları gerektiğini söyledi. O gece herkes arabada rahattı ancak Mert gece boyu arabaları dolaşıp bir telefon buldu. Neredeyse iki saat boyunca hareket edip bir sinyal aradı ancak hiç bir şey yoktu. Sabah olduğunda çoktan yola çıkmışlardı bile. Uzun bir yoldan sonra Mert bir sinyal aldı. Arabayı ani bir frenle durdurunca herkes irkildi. Arabadan inip internete bağlandı. Artık nerede olduğunu biliyordu...
