Yağmurda yürürken bayağı bi eyleniyordum.Yeni botlarımla suya basıp çıkan sesi dinlemek beni güldürüyordu.(tabi botum felç olmuştu.)Ellerimi saçımın kıvırcıklarında gezdirmek için uzattım.Sonuç kel olan kafamı unuttuğum için hayal kırıkları ellerime acıyla battı...
Mutluydum.Hayal kırıklarımla bile mutluydum.Acı veren ama bir o kadarda ihtiyaç duyduğum en derin hislerimdi onlar.Onları bırakamazdım.Onların elinden ben tutmalıydım ki yarın öbür gün hislerimi yitirmeyeyim...
Bunları düşünürken hastahanenin kapısından içeri girmiştim.Herkes bana bakıyordu.Ne olmuştu bunlara böyle?Şapkamda vardı kafamda.Hem şapkam olmasaydı bile kanser olmayı ben istememiştim.Gerçi kanser olmak umrumda bile değildi.Ama bunlar beni yiyecekmiş gibi bakıyorlardı.Sonunda birisinin bana bağırmasıyla irkildim.
"Sen gerçekten ne yapıyorsun, güzelim hastahane koridorlarına?"
Olamazzzz bu da neydi böyle çamur izli ayakkabılarmı!Birden kendimi tutamadım güldüm.Oradaki herkes (hizmetli dahil) bunu bilerekten yaptığımı sandılar.Hizmetli bana öyle bir bakış attıki konuşmasından bile buz gibi gelmişti bu bakış.
"Yaramaz seni!... Gel buraya bu yaptıklarının hepsini sileceksin!... Gel dedim sana kaçma..."
Gülmemin yerini kahkalar almıştı.Bu kahkahaları atarken koşmak hiçte iyi gelmiyordu bana.Nefes nefese bir sığınak ararken hizmetlide arkamdan koşmaya devam ediyordu.Tam yorgunluktan yere yığılmak üzereyken bir el beni belimden tutup deterjan kokan bir odaya doğru çekti.
"Edis sus...Sus duyacak diyorum sana...Ya bi rahat dur...Yaramaz kız..."
Bu Kayranın sesiydi.Napiyim dayanamıyordum işte gülüp duruyordum.Oda sırıtarak susmamı istiyordu.Beni getirdiği oda o kadar sıkışıktı ki dip dibe olmak kalbimin hızlıca atmasını sağlamıştı.
Aşırı derecede yorgundum.Bir yere oturmazsam bayılabilirdim.Bacaklarım bu düşüncelerime onay vererek düşecek gibi olmamı sağladı.Tam bu sırada Kayra beni belimden kavrayıp kendiside yere oturarak kucağına yerleştirdi.Kalp atışlarımı kontrol edemiyordum.Çok hızlı çarpıyorlardı.
"Hey iyimisin bişeyin mi var?"
Kayranın sesi endişeli çıkmıştı.
"Sadece çok yorgunum"dedim kısık bi sesle ve başımı onun göhsüne yaslayarak yavaşça gözlerimi kapattım.