"Neden?duyguların seni üzüyormu?"
"Şey ben aslında....kendimi iyi hissetmediğimde saçmalarım."
"Peki seni üzen ne?"
"Sanki...onu hatırlıyorum."
"Bana sarılmak istermisin?"
"Sen de gidecekmisin?"
"...uyan........uyansana....hey uyan artık Edis!"
"Ahh aman Allahım!"
"Neyin var?"Talha abi bana seslenirken (sanki başka alemlerdeymişim gibi) beni sirkelemeyide unutmuyordu.
"Yok bişeyim..."dedim ve o hala bana bakmaya devam etti.
"Ne? yok dedim ya....
Hadi sen yemekhaneye git.Bende üstümü değiştirip geleceğim."
Talha abi bana endişeli bir bakış atarken gitmesi için elimi kapıya doğru uzattım.En sonunda yavaşça kapıyı kapatarak gitti.
Bu rüyada neydi böyle?Kalbim sızlarken düşüncelerim rüyanın etkisiyle dolup taşıyordu.Kendimi iyi hissetmiyordum.Her an ağlamak için tetikte bekleyen gözlerim bu rüyayla bana ne anlatmıştı?
Derin derin soluk almaya çalışarak gördüğüm rüyanın saçma olduğunu kendi kendime kanıtlamaya çalışıyordum.
Hemen üstlerimi değiştirip ve şapkamı takıp yemekhaneye doğru ilerledim.
Kayra bi masada tek başına oturmuş bana bakıyordu.Gelmem için işaret verince hızla yanına sandalye çekip oturdum.
Biraz yüzümü süzdükten sonra konuşmaya karar verdi.
"Sen neden böyle beyazsın?"
"....."
"Sanki betin benzin atmış."
"....."
"Hey cevap versene!...Yoksa yoksa kemoterapiye mi başladın."
bunları söylerken endişeyle kıvranıyordu.
"Hayır."
"Oh"diye iç çekerken daha çok meraklanarak yanıma sokuldu.
"Peki neden böylesin?"
"....."
"Söylesene"
"Aaa sende amma meraklısın.Canım istiyor her gün yüz değiştiriyorum işte.Hep aynı yüzle gezmek istemiyorum.Bugünde bunu denedim."
Bunları söylerken ciddi olmam hem onu şaşırtmıştı hemde kahkahalara boğmuştu.Oysaki bugün ona bile gülecek havamda değildim.
Kayra kahkahalarına bile eşlik etmediğimi görünce yerinden kalkıp benide kaldırarak
"Hadi gel biraz hava alalım.Hem sana organik domateste alırım.Kansere iyi gelirmiş."deyip beni çekiştirmeye başladı.
Bu çocuk nasıl biri böyle?Aklım almıyor.Ne zaman canım sıkılsa veya sıkılmasa her zaman eğlenmemi istiyor.İçimde ona karşı sıcacık yorgan gibi duygular var.Ama bu işin sonunu bilmeden böyle şeyler hissetmek hiç hoş değil.
Beni gezdirirken konuşmasına devam ediyordu.(ne zaman sustu ki?)
"ıhım ıhım sana bugün çok doğal besinler yedireceğim.ıhım ıhım biyoloji dersini anlamadığını düşünerekten sana yeni bitkiler tanıtacağım.ıhım ıhım anlıyormusun beni çocuk?"
Böyle konuşması hoşuma gitmişti.Taklidini yapmaya çalışarak
"ıhım ıhım sen ne dersen o.ıhım ıhım hani bana domates?"
Bu konuşma tarzıma iyice gülerken ona domatesleri gösterdiğim yerden almasını söyledim.Oda bir kilo kadar aldı.
Ve ben yine sessizleşerek yürümeye devam ettim.
"Bak Edis bana her sorununu anlatabilirsin."derken ben ise içimden
ya ne demezsin ağzımda öyle diyordu.diyerek karşılık verdim (o bunu ne kadar duymasada)
"Neden konuşmuyorsun?"deyince ben yine içimden
konuşmak gümüşse sükut(susmak) altındır.Diyerek karşılık vermiştim.Sonunda oda sinirlenerek
"Hayır anlamıyorum.Bişey yapmadım,konuşmaman için ağzını bantlamadım neden böyle davranıyorsun?
Aslında şuan çok kötüyüm.Ne kadar içimdeki duyguları sakinleştirmeye çalışsamda onlar rüyamı unutmayıp banada hatırlatarak acı çekememi sağlıyorlardı.Bağırarak
"Ne dememi istersin Kayra.Sana anlatacak bişeyim olsaydı anlatırdım."(yalan)Ne kadarda öfkeli çıkmıştı ses tonum.Oysa birilerine içimi dökmeye bu kadar muhtaçken ne oluyorduda Kayraya anlatmıyordum?
"Gerçekten kısa bir sürede ne kadar çabuk değişebileceğini anladım.Birazcık empati yapsan iyi olacak.Çünkü suçlulara bağırılır.Burda bana değil kendine bağırsan daha iyi olur."
Kayrayı bayağı sinirlendirmiş kendimide üzmüştüm.Kayra arkasına bakmadan beni öylece bırakıp giderken daha fazla dayanamayıp orada ağlamaya başladım.
Ne yaptığımı veya ne yapacağımı bilmeden amaçsızca ilerlerken papatyaları diktiğimiz yere geldim.Hava esiyordu ve kimsecikler yoktu.Duygularım beni esir almış işkence çektiren sıcak göz yaşlarımı yanaklarımdan bırakırken kendime hakim olmadan ve olmak istemeden yüksek çıkan ses tonumla sinirle hıçkırarak ve aynı zamanda sola dönerek
"Sen çoktan bittin.Benim için bi önemin yok."dedikten sonra masumca sağa dönerek
"Artık alabilirsin canımı söz veriyorum ağlamıycam."dedim ve aniden yağmur göz yaşlarıma eşlik ederek kulağıma
"Geriye bi ölüm kokusu kalıyor ki insan koklamak istemez"deyip kaderimi ellerine alarak diğer damlalara karıştı.