Bugünlerde uykumu asla alamıyordum.Okul başladığı günden beri aşırı yoğundum dün gece pratikler geç saate kadar sürmüştü.Sabahın 6'da ders vardı buda günün laneti her halde. Hangi salak ders koyduysa bu saate yattın uyuyun diye söylenmeye başladım.
Bir taraftan osuran mı dersin horlayan mı dersin. Sehun ve Soo böyle biri işte, neden sadece benim dersim vardı? Bende yatak'la bağdaş kurmak istiyorum. Yorganımla bütünleşmek istiyorum.Üşüyorum soğuk be insafsızlar.
Uyanmıştım ama uyuyordum.Duşun yolunu tuttum.
***
İnadına saçları mı odada kurutmaya karar verdim.Ben uyandıysam sizde uyanın banane diyerek telefondan şarkı açtım. Yüksek sesle şarkı söylemeye başladım. Sehun uyanmıştı. Soo ise orul orul horlayıp bana götünü dönüyordu.İnadına gidip ayağımla götüne tekme attım.
''YAAAH!! Kim Jongin ölmek mi istiyorsun'' dedi beni yatağa çekti..
Ben elinden kurtulmak için çabalarken bu kez daha sıkı bir şekilde kollarımı sardı. O an nefesini yüzümde hissettim.O an kalbim çıkacak gibi oldu.
Ölecek gibi hissederken Sehun'un osurması ile Kyung Soo beni yataktan aşağıya attı. Ağıra girsem şuan eminim ki bizim odadan güzel kokardı. Soo hemen camları açtı. Luhan'da kapıda kalk hadi geç kalıyoruz diye selendi. Geliyorum dememle çıktık ortam çok garipti.
Soo hayatıma girdiğinden beri tuhaf ve garip hissediyorum.
***
Luhan'a bakışlarım sanırım hiç değişmeyecek, utanmadan not tutuyor şerefsiz.Ben burada hocanın susmasını beklerken kelimesi kelimesine not alan luhan,
Dikkatini dağıtmak için fazla uğraştım onla sanırım 4 sıra öne gitti.Sende git zaten ben tek yapa yalnız ucu belli olmayan bir derse bırak git. Bu uyku getirici derste beni yalnız bıraktı.Bana götünü döndü bugün herkes götünü döndü zaten yeter ama bende bir insanım dimi?
Ben şafak sayarken oldu mu bu luhan?
O an hoca bana seslendi. Sanırım sınıfta kaldım.
''12.Kattan kitaplarımı getir'' İçim rahatlamıştı. ''Asansörler çalışmıyor merdivenleri kullan.'' diye ekledi.
Ağlasam mı gülsem mi bilemedim.Merdivenlerin yolunu tuttum hayatı sorgulamaya başladım.Merdivenlere gelmiştim ucu sonu belli bile değildi.Hayattın ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım.
***
Kan ter içinde 11.katta geldim. Tek kat dahil çıkacak gücüm kalmadı.Öle öle 12. katta çıktım kitapları almaya hocanın odasına gittim.
***
Kitaplar fazlaydı ve 12 kat aşağıya inecektim.Başım fazlasıyla dönüyordu.Merdivenlerden inmeye gücüm kalmamıştı.Sanki Soo'yu gördüm.Gözüm karardı etraf karanlıktı.
-Jonginn uyan beni duyuyor musun? KİM JONGİN KENDİNE GEL!! diye bana seslendi.
Gömleğimin iki üç düğmesini açtı.Hafiften kendime gelmiştim. Kolidorda soo'nun kolları arasındaydım.Sersem gibiydim. Kendimde değildim bana seslenmeye devam etti.Yüzüme biraz su fırlattıktan sonra kendime geldim biraz.
Tekrar merdiven inmeme izin vermedi.Beni omzuna almayı tercih etti.Kendimi iyice kaybetmiştim.Ne hissedeceği mi bile bilmiyordum.Merdivenleri inerken kel kafasından aşağıya akan terler gözümü aldı.
Fazla mı ağırım soo?
-Hayır neden?
Kel kafandan terler akıyor boncuk boncuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENÇİK//KAİSOO
Teen FictionFarklı hayatlar ve zorluluk içinde kaybolan iki kişinin hikayesi ❤