2. Bölüm..

21.6K 480 76
                                    

Aynanın karşısına geçtiğimde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Elbise çok güzeldi. Siyah, kısa, etek kısmı dar değilde biraz kabarıktı ve göğüs kısmının altı dantelliydi.

Ne kadar kendimi inceliyorum bilmiyorum ama Beril in sesini duymam ile hemen kapıya döndüm.

" Harikasın bebeğim şimdi sıra makyajda "

Beril ise kırmızı deri ve dar bir elbise giymişti ve onunki daha açıktı. Çakma kızıl saçlarını omzuna salmıştı  makyajı ise elbisesine uygun bir şekilde koyuydu.

Kolumdan tutup kendi odasına götürdü ve önce makyajıma başladı. Aynadan onun odasını kesmeye başladım. Beril asla kendi odasına önemli birşey olmadan beni almazdı ve girmeme dahil izin vermezdi. Gerçekten duvarlar koyu bir kırmızıyla kaplıydı herşey harika görünüyordu sadece yatağın dağınıklığı haricinde.

"Şimdi saç"

Beril in sesiyle aynadan ona baktığımda saçıma maşa veriyordu.
Makyajıma baktığımda elbiseme uygun koyu göz makyajı ve siyah ruj sürmüştü.

Saçımı bukle bukle yaptığında üzerime parfüm sıkacakken onu durdurdum.

"Tamam yeter artık! Herşey güzel oldu teşekkürler ama kendi parfümümü kullansam iyi olacak"

Bana cidden büyük bir ilgiyle bakıyordu. Odadan çıkıp kendi odama girdim ve vazgeçilmez siyah kaplı parfümü üzerime boşalttım.

                               *

Geçtiğimiz masada ben en hafif olan içkimden yudumlarken Beril ise her zamanki ki en ağır olan içkisinden yudumluyordu.

Daha önce onunla birkaç kez gelmiştim ama en fazla bu bara Eylül le geliyorduk tek amacımız kafa dağıtmak içindi. Şimdi ise Beril hanımın isteğiyle geldim.

Masaya otuzlu yaşlarında bir adam gelip önce bana sonra başını Beril'e çevirdi.

"Naber bebeğim"

İkisi konuşmaya başladıklarında bende etrafı incelemeye başladım.

Herkes kendi halindeydi. Yarı çıplak olan orospular ortada deli gibi dans ediyor. Ve masalarda birbirini yiyen çiftler ve daha fazlası vardı.

Unutmamak gerekiyor ki burası iğrenç kokuyor.

Kafamı Beril'e çevirdiğimde ikisinin bir odaya doğru ilerlediğini gördüm.

Bu demek oluyor ki benim gitme vaktim geldi. Zaten daha fazla burada kalmak istemiyorum. Çantamı alıp tam hareket edecekken kolumda  hissettiğim soğuk bir elle o tarafa doğru döndüğümde ilk gördüğüm şey parıldayan bir çift mavilerdi. Boynunda kolunda dövme vardı ve dudağında ise piercing vardı ve unutmamak gerekiyor ki bana sırıtarak bakıyordu.

"Bırak kolumu!"
Başını olumsuz bir şekilde sallayıp konuşmaya başladı.
"Kim söylemiş bırakacağımı"

Kolumu hızla ondan çekmeye çalıştım ama başarısızlığa uğradım. Beni umursamadan bir odaya doğru sürüklemeye başladı.

Lânet olsun! Neden o orospuyla buraya geldim ki !!

"Bırak kolumu seni hayvan herif!"
Sinirle bana döndüğünde kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım.
"Ben o bildiğin orospulardan değilim anladın mı beni!"

Yüzüme yediğim tokatla kafam sola doğru eğilmişti. Ba-bana şu ana kadar kimse tokat atmamıştı bile. O kim köpekte bana tokat atıyor.

Başımı ona çevirdiğimde beni sürüklemeye devam ediyordu.
Çırpınarak bağırmaya başladım.

"İmdaaatttt!"

Sesimi duyan kişiler sadece gülerek bana bakıyordu.

Tanrı aşkına keşke buraya gelmeseydim.

Odanın kapısını açıp beni içeri fırlattığında korkuyla kapıyı kapatan mavilere baktım.









BENİMSİN (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin