Kalbime birini yara bandı gibi yapıştırmak isterken yeni bir yara açmıştım kendime.Bu küçük bir sıyrık da değildi.Derin bir kesikti.
Ona bir mektup yazmıştım.Aslında içimi dökmüştüm.Mektubu arkadaşım verdi ama vermeyi bile düşünmüyordum.Okumuştu.Sonra bana seslendi.Yanına gittim.
Bana "Ben zaten seninle konuşmuştum.Benim bir sevdiğim var."dedi.Sonra ama nedense yazıyı yırtmak yerine "Ben bu yazıyı yılbaşı hediyesi olarak kabul ediyorum.Eğer istemiyorsan sana verebilirim."dedi.Ben onda kalabileceğini söyledim.Biraz daha konuştuk.Sırtımı sıvazladı ve gitti.
Sırtımı sıvazladığı anda bir melek gibi kanatlanıyordum ki o sırada bir tavuk olduğumu ve aşk hayalimin bir tavuğun uçma hayalinden farksız olduğunu anladım.Gerçekleşmeyecek ve gerçekleşse bile yolunda gitmeyecekti.
Hayatımda ya sevilmemiştim ya da sevilip terk edilmiştim.Aşk bir kısır döngü gibiydi benim için.Birini bırakır,birine başlardım ama zorunluluktan çünkü ya sevmezlerdi ya da sevilip terk edilirdim işte.
İşte sevmiyordu beni ve mektubumu bir yılbaşı hediyesi olarak görüyordu.Belki mektubu bile atmıştır çöpe.Ne de olsa başkasını seviyor ama sana küçük bir sır vereyim mi?
Bir sayfa yılbaşı hediyesi onun kalbine değen en güzel cümlelerdi ,belki de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeftali Kız,Muz Erkek
Non-FictionSen beni terk ettin ya ben sana kitap yazdım. ----------------------------------------------------------------- Kalpleri atan kişiler okusun kitabımı.Kalpleri attıkça,sevsinler güzel kalpleri.Hayatı ve kendini de sevsin.Sevdikçe ısınsın,ısındıkça se...