6 EKİM PERŞEMBE

173 12 2
                                    

Saat sabaha karşı 5.00'ti. Gözlerimi açtığımda dakikalarca anlamsızca tavanı izledim.Elime telefonumu alıp,Gökçe'yi aramaya koyuldum.
—'Alo!(Gökçe'nin cevap vermesini beklemeden devam ettim) İyi misin ? Nalan teyzenin durumu nasıl? Bir ihtiyacınız var mı? Seni çok merak ediyorum.' Dedim
—'Aylin sakin ol,iyiyim. Anneannemin durmunda bir değişiklik yok. Gelmenize gerek yok. Sadece iki kişi girebiliyor yanına. Merak etme, Kerim yanımda.'
—Tamam kardeşim . Seni çok seviyorun. Kendine iyi bak.(Boğazım düğümlenerek) Görüşürüz.' Dedim.
Karşı taraftan gelen seste farklı olmadı
—Görüşürüz.
Yataktan doğrulup ,elimi yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim.Musluğu soğuk tarafa çevirip, üç defa yüzüme suyu çarpıttım. Aynaya baktığımda gerçekten yorgun olduğumu gördüm. Yüzümü kurulayıp,salona gittim. Tekli koltuğa rahat bir şekilde oturup ,televizyonu açtım.Çok sık televizyon izleyen biri değildim bu yüzden takip ettiğim bir şey de yoktu. Zaten evde ses olsun diye açmıştım televizyonuda ,maksat zaman geçsin.Televizyonda yemek programı vardı. Tatlı tarifi veriyorlardı.Kağıt kalem almak için çantama uzandım. Elimi çantanın içinde gezidirirken bulduğum kağıdı aldım. 2 gün önce eve girerken tokmağa sıkıştırılmış olan zarftı. Nasıl unutmuştum ? Zarfın köşesini yırtıp dörde katlanan kağıdı açtım.

Aylin,
Biliyoruz. Sürekli gelen bu mektuplar canını sıkıyor.Amacımız seni oyalamak değil.Sadece doğru zamanı bekliyoruz.Sana her şeyi bir mektupla anlatmak istemiyoruz.Sana yanımızdayken anlatmak istiyoruz. Bunca zaman yaşadığın acıların,yaralarını birlikte sarmak istiyoruz. Çok az kaldı,kendimizi hazır hissettiğimizde sana bir mektup göndericeğiz.Geliceğin adresi ve numaramız olacak.Lütfen bekle. Seni çok seviyoruz ,sen bizim parçamızsın.

'Ne diyebilirdim ki artık,neden bunu yaşatıyorlardı bana?Ne söyliceklerse söylesinler artık.' diye geçirdim içimden.
Gözüm saate ilişti. Okula gitmem gerekiyordu ama içimdeki öfkeyi okulda kusmak istemiyordum.Saati elime alıp fırlattım. Tek hamlede masadaki herşeyi devirdim.Yavaşça yere çömeldim.Gözümden yanağıma doğru yaşlar süzülüyordu.İsyan etmekten nefret ediyordum.Göz yaşımı silip doğruldum. Kafamın içindeki sesler beni çıldırtıyordu.Yüzümü yıkayıp ,mutağa gittim. Kahvaltılık birşeyler çıkarttım. Hiç oturmadan ayakta atıştırdım bir şeyler. Elime telefonumu aldığımda üvey annemin aradığını gördüm. 'Yorgunum okula gitmedim.Uyuyorum' diye mesaj gönderdim. Telefonumu tezgahın üstüne bırakıp , odama gittim. Hafif bir müzik açıp ,başımı yastığa koydum.Uyumuşum.

Kalktığımda saat akşam olmak üzereydi. Hiçbir şey düşünmek istemiyordum.Hiçbir şeyin beni yıkamayacağını biliyordum. Üstüme kalın birşeyler giydim.Boynumada kalın bir atkı sardım. Bir bardak su içtim.Tezgahın üstünden telefonumu alıp,çantamı da koluma gerdikten sonra evden çıktım. Biraz yürüyüş yapıp hava almak istedim. Yaklaşık yarım saat kadar yürüdükten sonra cadde kenarındaki küçük ve şirin bir kafeye oturdum.
—Bakar mısınız, bir limonata alabilir miyim ?
—Tabi hanımefendi hemen getiriyorum.
Çok geçmeden benim yaşlarımda olan genç bir çocuk masaya limonatayı bıraktı.Dikkatımı çekmedi desem yalan olurdu.
—Başka bir arzunuz var mı?
—Hayır ,teşekkürler
Tanımadığım bir insandan hoşlanacak değildim .Sadece duruşu beni cezbetmişti.Tanısam belki severdim onu.
Ya ne diyorum ben kendine gel Aylin. Sen aşkı kitaplardan ,filmlerden biliyosun diye kendi kendimi frenledim.
Limonatamı bitirdiğimde ,sandalyemden kalkıp kasaya ilerledim.Ödedikten sonra ,kasadaki bayana;
—Her gün açık mısınız?
— Evet hanımefendi tekrar bekleriz.
Kafeden çıkıp tekrar yarım saat yürüdüm.Eve vardığımda ,mutfağıma gidip her zaman olduğu gibi sütlü kahvemi yaptım. Yudumlarken, kızlarla mesajlaştım .Durumlar aynıymış. Salondaki cam kırıklarını görünce sabahki mektup aklıma geldi ve canım sıkıldı. Odama gittim. Yatağımda bugün olanları düşündüm . 'Mektup beni çıldırtmıştı ama yürüyüş sonrası içtiğim limonata beni kendime getirmişti. Bide o çocuk'diye içimden geçirdim . Sonra yüzümü bir gülümseme aldı.Bu günde bitmişti.

Hayatım boyunca bilmediğim,yaşayamadığım,öğrenemediğim aşk;benim kapımı mı çalmıştı?

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin