12 Bölüm

207 16 4
                                    


Efe, iki gündür kapalı telefonu durmadan arıyordu.

"Oğlum yeter artık." Dedi Evren ve elinden telefonu aldı. "Kendine resmen işkence çektiriyorsun."

"Ben şu anki halimden daha fazlasını hakediyorum.Onun kadar içim yanmıyordur,onun kadar üzgün değilimdir!"

"Ne hale geldin görmüyor musun?"

"Onunla konuşmak zorundayım,benim onu sevdiğimi bilmeli,inanmalı.Ben Duru'yu seviyorum,Selen'i değil!"

"Bırak kafasını toplasın iyice."

"Hayır buna izin veremem,araya zaman girdikçe benden iyice uzaklaşacak."

"Ne yapacaksın İzmir'e mi gideceksin?"

"Yerini bilsem bir dakika bile durmam."

"Kız geldiğinde onun karşısına böyle mi çıkacaksın! Kendini toparlamalısın ayrıca Begüm'e Cumartesi günü geleceğini söylemiş zaten.O gelene kadar ne diyeceğini düşün."

"Düşünecek bir şey yok doğruyu söyleyeceğim,onu sevdiğimi."

Duru yatağın içinde beynindeki düşüncelerle boğuşuyordu.Hangi kelime onu kendine getirebilirdi? Hangi söz moralini düzeltebilir,onu ayağa kaldırabilirdi? Aldatıldım dedi içinden hem de en ağır şekilde.İçimin kıpır kıpır olduğu,bakarken heyecandan ne yapacağımı bilemediğim çocuğun gözlerindeki ben değilmişim meğersem.Baştan beri aramızda bir hayalet varmış.Biz hiç biz olmamışız.Ben Selen olmuşum haberim olmadan.İçinden konuştukça sanki kesik cam parçaları vücuduna batıyor,bedeni kaldırması zor acıyla kavruluyordu.Bu kadar kişi varken neden onu seçtim diye isyan ediyordu kendine.İşte dedi yabancılardan kendimi korumaya çalışırken yabancı biri geldi ve sonunda günümü gösterdi bana.Bayan soğuk beni seçmedi bak ne halde şimdi, arkasından söylenecek şeyi biliyordu ve cevabı yoktu çünkü doğruydu.Ne deseler haklıydılar.Beni,itibarımı mahveden Efe Aslan senden nefret ediyorum! Nefret! Bunu söylerken gözyaşları hızlıca akmaya başladı. Yarın eve dönecekti ama onunla konuşmaya hali yoktu.Biliyordu geldiğini öğrendiği an gelecekti ama kalbi? Nasıl karşısında dik duracaktı?

Uçaktan inince telefonunu açmadı.Begüm'e uçağın saatini söylememişti çünkü Efe'nin öğrenmesini istemiyordu.Gizlice eve girecek ve Begüm'e gelmedi dedirttecekti.Önüne çıkan ilk taksiye bindi.Saatine baktı daha sabahın 8'si bile olmamıştı.Taksi evin önüne geldiğinde kendini yorgun hissetti.Taksiden indi ve eve doğru yürümeye başlayınca kapının önünde yerde oturan çocuğa baktı.Gözleri kapalıydı.Sen dedi içinden sen benim ilk aşkımsın.İçi yana yana ona dokunmadan kapıya gitti anahtarını soktu açmak için ama içeri giremedi.Buz gibi havada iki büklüm olmuş çocuğa baktı. Kaç saattir buradasın? Ona ne kadar kırgın olsa da ona bir şey olmasını asla istemezdi.Yanağına dokundu yavaşça buz gibiydi.Vakit kaybetmeden ayağı takılmış gibi yaptı uyanması için.

"Duru..." Gözlerini açar açmaz ilk dediği laf bu oldu.Üşümüş bedeni zor ayağa kalktı.İçten içe donuyordu. Duru onu bir an önce eve almak,ısınmasını sağlamak istiyordu.En azından dedi en azından ısınınca gider.Kendini sıktı ağlamamak için.

"Ne işin var burada?"

"Seninle konuşmam lazım."

"Lütfen gerçekten yorgunum."

"Seninle konuşmalıyım,benden daha fazla soğumadan sana gerçeği anlatmalıyım."

"Ne diyeceksin bana bakarken Selen'i gördüğünü mü!" İstemsizce sesi yüksek çıkmıştı.İçinden sakin ol diyordu kendine.

"ÖZÜR DİLERİM...ÇüNKü..."Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin