🌺DİREN!🌺

1.9K 89 45
                                    

Yaşamın bütün zorluklarına rağmen, ayakta durmayı öğrendim. Şimdi ise özgürlüğüme kavuşmanın yollarını arıyorum. Belki bulamayacağım ama, elimden ne gelirse yapacağım.

Kendim için...
Kardeşim için...

•●•●•●•

Daha dokuz yaşındaydım. Annemin acısını daha yeni yeni hissediyor, erkek kardeşimin de annesizlik acısı çekmemesi için, onların yanında değil de, gece herkes yatınca yorganımın altında ağlayarak kendi acımı dindirmeye çalışıyordum.

Bazen gelir, yatağımın kenarına oturur, saçlarımı okşar,
"Sizi bıraktığım için özür dilerim. Ama güçlü olman gerekiyor kızım. Kardeşin için, kendin için, güçlü durmak zorundasın. Sizi çok seviyorum. Bunu unutmayın olur mu?"der ve giderdi.

Her gün kardeşimin, "Annem nerede? Gelsin artık. Onu çok özledim abla."gibi konuşmalarına ne cevap vereceğim diye düşünüp dururken, bir de üstüne babam, yalnız kalmak istemediğini, ve başka bir kadınla evleneceğini söyleyerek yüreğime bir bıçak darbesi daha attı.

Karşı çıkmak...
Belki yapmam gereken buydu. Böyle düşünülüyor olabilir. Beni tehdit etmeseydi belki bunu yapabilirdim.

"Ben evleneceğim ve sen Kayra, evlenceğim kadını annen olarak göreceksin. Yoksa seni gönderirim. Bir daha da kardeşini göremezsin. Bir şekilde Kağan'a da anlatırsın. Bundan sonra o da annesi olarak bilecek evleneceğim kadını. Umarım anlamışsındır."

Ne söyleyebilirdim ki?
Daha dokuz yaşındaki bir kız çocuğu ne söyleyebilirdi ki?

Yumruklarımı sıkmakla yetindim.
Odama geçip hüngür hüngür ağladım. İstemiyordum başka 'anne'. Benim tek bir annem var, o da öldü. Keşke o kaza olduğu zaman yanında olsaydım, belki kurtarabilirdim. Kurtaramasam bile birlikte giderdik bu dünyadan.

*

Annemin ölümünden üç ay geçmişti, babam başka bir kadın ile eve geldi. Evlendiklerini söyledi. Sürekli televizyonlarda, filmlerde üvey annelerin, çocuklara işkence ettiğini görürdüm. Çok üzülür ve korkardım nedensiz. Korktuğum başımıza mı geldi derken kadının bize karşı ilgisi beni şaşırtmıştı. Belki babam olmadığı zamanlar bizi döver diye hemen garip düşüncelere kapılmıyordum. Kardeşimi sıkıca sarıp sürkeli yanımda götürüyordum. Geceleri odasına gidip iyi mi diye kontrol edip duruyordum. Belki ondan sadece bir yaş büyük olabilirim, ama yine de canım o benim, o zarar gördüğü zaman, ben zarar görmüş olurdum. Tabii en çokta annem üzülürdü'ki ben bunu asla istemezdim.

Bir gün babam iş için İngiltere'ye gittiğinde, artık içim içimi kemiriyordu.

Allah'ım ne olur Eda Teyze döverse beni dövsün, kardeşime vurmasın. Onu korumalıyım Allah'ım! Ne olur yardım et!

Deli gibi sarılmıştım kardeşime, sanki onu benden her an alacakmış da, dövecekmiş gibi geliyordu. Ama yine şaşırdığım şeyler oldu.

Eda, bizimle öylesine ilgilendi ki, sanki öz çocuklarıymışız gibi. Sürekli Kağan'a şarkı söyleyip, elinden tutuyor, ardından dans ediyordu. Şarkının bitiminde ise gıdıklıyor güldürüyordu.

O an kardeşimin yüzünde ki tebessüm içime öyle güzel işledi ki, tarifi olamaz bu duygunun belki de. Ama çok geçmedi, yine hüzün kapladı yüzünü. Elimi tuttu, "Abla, annem?"dedi.
Dayanamıyordum. Üç aydır annemin özlemi zaten içimi kemirirken, bir de kardeşimin hüzünlü bakışları kalbimi param parça edip duruyordu.

YAPMA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin