YENİDEN-4

365 83 8
                                    

Kaana bütün olanları anlattım, yani anlatamadım da diyebilirim. söylediğim her cümleyi ortasında kesip sorular soruyordu. Ben bile bu kadar düşünceli ve sessiz kalmışken Kaan'ın bu öfkesi nedendi ki ?

- Şimdi ne olacak?

-Okula gelemicek misin ?

-Nerede oturacaksiniz ?

-Simdi ne olacak ?

Ben anlatırken ağlamaya başlamıştım bile. Kaan duyduklarının şokunu atlattıktan sonra beni göğsüne yatırıp "sen sakın üzülme prenses. Nolursa olsun ben senin yanında olacağım. Seni hiçbir zaman bırakmayacağıma söz veriyorum. Sen güçlü bir kizsin. Bundan sonra bizi çok farklı bir hayat bekliyor. Birlikte olursak herşeyin üstesinden gelebiliriz"

Dedikleri annemin söylediklerine ne kadar da benziyordu. bunun o kadar kolay olmayacağını biliyordum ama onlarin o huzur verici sesi o güzel cümleleri beni az da olsa rahatlatmaya yetiyordu.

ikimizde sessizce denizi izliyorduk. Kaan'ın ne düşündüğünü gerçekten cok merak ediyordum. Acaba herşeyimizi kaybedince Kaan'ın ve benim de içinde bulunduğumuz o zengin grubunun dalga geçtiği küçümsediği varoş dediğimiz fakir insanlar gibi mi olacaktım ? Gerçi dışardakılerin ne düşündüğünü hicbir zaman umursamadim. Benim korktuğum tek şey ailemdi. Ailem bunu kaldirabilecek miydi ?

Bugün üst üste yaşadıklarımı birine anlatabildiğim için az da olsa rahatlamıştım. Başımı Kaan'ın omzundan kaldırıp "Artık eve gidebilir miyiz ? sanırım bugünün yükünü atlatmak için güzel bir uykuya ihtiyacım var" dedim ağlamamaya çalışarak. Kaan uykulu gözlerle bana dönüp" Tabikide prenses "dedi. Yerimizden kalkıp arabaya bindik. Yol boyunca neredeyse hiç konuşmadık.

Evin önünde arabayı durdurdu. Ona iyi geceler diyip arabadan iniyordum ki çok geçmeden Kaan seslendi. " Sakın güçsüz bir kiz olma prenses. bu şapşal aşığının sana ihtiyacı var" küçükte olsa gülümsememe neden olmuştu. Boşuna demiyorum Kaan her zaman benim yanimda olur diye. Eğer böyle bir durumun içindeyken Kaan da beni bırakırsa bu kadar güçlü kalabileceğimi düşünmüyorum. Kaana gülümseyerek yanağına bir öpücük koydum ve arabadan indim. Bahçeden içeri girince bu evin kısa bir süre sonra bize ait olmayacağı,  çocukluğumun geçtiği bu evden ayrılmak zorunda kalacağım aklıma geldi. ağladığımı yanaklarım ıslanınca anladım. Gerçekten bunu kabullenmek cok zordu. daha fazla dışarıda kalmak istemedim ve gözlerimi kolumla silip içeri girdim.

Dedem ve babam hala onları koyup gittiğim yerde oturuyorlardı. Dedem pek konuşmuyor, babamın hiç susmadan anlattıklarını dikkatle dinliyordu. Benim girdiğimi görünce ikisi de susup bana baktılar. Aslında babama sormak istediğim onla konusmak istediğim o kadar çok şey vardı ki.. ama her zamanki gibi sessizce onlara iyi geceler diyip odama çıktım.

Odama girer girmez kendimi yatağa atıp bütün gün aklımdan çıkmayan soruları cevaplamaya çalışırken gözlerimin yavaşça kapandığını ve uykuya daldığımı farketmedim bile. Ne kadar zaman olduğunu bilmiyorum, kapı yavaşça açıldı yarı uykulu olmama rağmen birinin odaya girdiğini farketmemişçesine hiç kıpırdamadan yatmaya devam ettim. İçeri giren babamdı. Bunu ancak başucuma oturup saçlarımı oynarken benimle konusmaya başladığında anladım." Özür dilerim kızım, özur dilerim denizim" dedi. Neden sesi titriyordu ? Sesi neden boğuk boğuk geliyordu ki ? Babalar ağlar miydi ? ben babamin ağladığını hiç görmemiştim. Gerçi ben babamı doğru düzgün görememiştim bile...

Konuşmasına aynı sesle devam etti" Sana hakettiğin hayatı yaşatamayacağım için özür dilerim. Bundan sonra hayatının altüst olmasına neden olduğum için, şimdiye kadar senin yanında olmadığım bundan sonra da olamayacağım için özür dilerim güzel kızım."

  Ne demeye çalışıyordu ? Tamam şimdiye kadar yanımda olamamıştı ama bundan sonra neden olamayacaktı ? Demek istediklerini anlamaya çalışırken uykuya dalmış olmalıyım ki konuştuklarının gerisini hatırlamıyorum.

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin