Saat 11e geliyordu ve benim burdan gitmeden önce vedalaşmam gereken insanlar vardı. Kaan.. Acaba ayrılır mıydık ?
Çocukluğumuzdan beri aynı okullarda okuyorduk ailece görüşüyorduk sürekli birlikteydik. İlk defa bu kadar uzaklaşacaktık. Gideceğimizi duyunca nasıl tepki verirdi acaba. Bilmiyorum. Tek bildiğim ondan ayrılırken çok zorlanacağım.
Annem ve dedemden dışarı çıkmak için izin istedim ve hazırlanmak için odama çıkarken bir taraftan da Kaan'ı aradım.
Telefonu her zamanki gibi " Efendim prenses " diye açtı.
Bense sadece "Buluşmamız gerek. Beni evden alır misin ?" diye sordum hafif bir ses tonuyla.
Her zamanki gibi sorgulamadan "Biraz işim var ama yarım saate kadar gelebilirim" dedi.
"Bekliyorum" diyerek telefonu kapattım.
Ben de bu arada hazırlanmak için odama çıktım. Kıyafetlerimin çoğunu valizlere doldurduğum için dolapta birkaç parça tişört ve kot pantolon kalmıştı.
Başka zaman olsa özenle kıyafet seçip hazırlanırdım ama bu kez gerçekten hiç özenmeden elime ilk gelen iki parça kıyafeti alıp üzerime geçirdim.
Çok beklemeden Kaan geldi. Merdivenlerden koşarak inip yanına gittim. Endişeli bir hali vardı. Hiçbir şey demeden sadece ona gülümseyip arabaya bindim.
Arabayı çalıştırıp hareket edince Kaan,
"Anladım yine kötü birşey oldu. Ama ne yalan söyleyeyim sormaya korkuyorum " dedi.
Sesi çok titriyordu ve yavaşça konuşuyordu. Etrafımdaki herkesten sonra onu da böyle görmek istemsiz olarak gözlerimi doldurmuştu.
Farketmemesi için kendimi toparlamaya çalışarak
"Evet, aynı tahmin ettiğin gibi. İstersen bir yere oturup öyle konuşalım. İkimizi ilgilendiren konular var." dedim.
Önce söylediklerimden korkmuşçasına gözlerini bana dikti. Endişelendiğini anlayabiliyordum ama o bana belli etmemek için gülümsemeye çalışıyordu.
10-15 dakika sonra şehrin dışlarında bir cafeye geldik. Küçük bir yer gibi gözüküyordu ama oldukça gösterişliydi. İçeride sadece bir kaç masa doluydu. Kapıdan girerken bizi bir garson karşıladi "hoşgeldiniz" diyerek.
Cafenin en köşedeki masasına oturduk. Şu anda Kaan'a bir açıklama yapmam gerektiğini biliyordum ama bir türlü cesaretimi toplayamiyordum. Kaan bana meraklı gözlerle bakarken ben göz göze gelmemek icin sürekli masayı, peçeteyi, cafenin duvarlarını inceliyordum.
Buraya bütün olanlari Kaan'a anlatmak için gelmiştim ve bunu şimdi yapmazsam belkide bir daha yapamazdım. Ona haber bile vermeden ortadan kaybolmak hem kendime hemde Kaan'a verdiğim en büyük ceza olurdu. Her şey bu kadar karışıkken işleri daha fazla yokuşa süremezdim.
Son zamanlarda içinde bulunduğum ruh halini tekrar takınarak, korktuğumu ele veren titrek sesimle usulca konuşmaya başladım:
"Kaan, öncelikle bu olanlara rağmen seni bırakmayacağıma söz veriyorum. Ama sen görüşmemek istersen de anlarım"
Kaan birden gözlerini sonuna kadar açmış sinirli olduğunu belli eden yüz ifadesiyle bana bakarak "Sen ne dediğinin farkında mısın ? Neyi kastedmeye çalışıyorsun? Ne yani maddi durumunuz yüzünden seni terk edeceğimi mi söylemeye çalışıyorsun ? Eğer buraya bunları söylemek için geldiysen kalk gidiyoruz Deniz !" diyerek beni azarladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/16920134-288-k334506.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden
Teen FictionHayat, her zaman hesapladığımız gibi gitmez. Bazen hiç hesapta olmayan şeylerle karşımıza çıkar. Bize düşense karşımıza çıkan hiç bir zorluğa takılmadan hedeflerimiz doğrultusunda mutluluğumuz için, değer verdiklerimiz için, savaşmaktır. Deniz, y...