10

467 44 18
                                    


Hastaneden eve dönme izni verilmişti. Eve dönerken arabada aklıma habire yarın, Finnlerin evlerine dönecek olması geliyordu. Düşündükçe çıldırasım geliyordu. Birden istemsizce ya, of hayır! dedim. Annem arkasını dönüp kızım birşey mi oldu? deyince yok dedim.

Ne ara geçti bu kadar zaman? 2 saat gibi geldi ya? diye iç geçirsemde ne fayda? O sırada babam eve geldiiik. Deyince mutlu oldum. Arabadan indik. ( Arabada kamyon mübarek herkes sığdı sksmksms)

Zaman hiç geçsin istemiyordum. Onların benden ayrılacak olma fikri bile beni hasta durumuna düşürebilirdi. Onlarla yaşamamak için nelerimi vermezdim ki. Sonra düşündüm sonuçta bir daha gekemeyecekler diye birşey yok. Onlar benim dostumdu.

Gaten'ın yanına gidip baktım. Playstation oynadığı için bana dikkatini veremiyordu. O sırada seni özleyeceğim diye ona sarıldım. Hass dedi, sarıldığım için oyunu kaybetmişti, umursamadan bende seni knk dedi. Gaten benim için çok ama çok farklı biryere sahipti. Beni her zaman güldürendi. Onun yokluğu baya ama baya koyacaktı...

Finn yanıma gelip kupa uzattı, kahve? diye sorunca kıramayıp kupayı aldım ve balkona çıktım. Hava baya serindi, ev sıcak olduğu için kısakollu ile geziyorduk birden balkonda üşüyünce Finn bana hırkasını verdi. Tekrar 2 sandalye çekip koynuna girdim. Senden ayrılacak olma fikri beni öldürüyor. dedim
Böyle şeyler söyleme, biz ayrılmıyoruz Mira, fiziksel olarak belki, ama kalben ve ruhen asla. O sırada balkon kapısı açıldı, Noah ve Sadie içeri girdiler.

Sadie:
Shipper kalbim daha fazla dayanamayacak! diyerek bize sarıldı.

Arkasından Noah'da gelince, çok mutlu oldum, bundan birkaç hafta önce birisi gelip böyle olaylar olacak dese sg derdim. Hayalini kurmak bile güzel falan derdim. Ama şimdi, hayalimi yaşıyorum.
Akşam olmuş ve yemek vakti gelmişti. Annem, çocuklaar sofra hazır hadi gelin deyince herkes koşa koşa mutfağa gitti. Annemin adı , Özge Babamın adı ise Buğra'ydı

Mutfağa girdim, hemen sandalyeye oturup dostlarımında gelmesini bekledim. Finn hemen yanıma oturdu. Herkes gelipde çorbalar bitince, babam bir soru attı.

-Ee sizi tanıyalım biraz, nerelisiniz, anneniz, babanız falan hiç anlatmayacakmısınız?

Herkes kendini tanıttı. İlk başlatda onların aşırı fazla fanlarıydım bu yüzden onları annelerinden daha fazla tanıyor olabilirim. O kadar meraklılarıydım ki..

Sonra babam, Finn'e sorular sordu. Tamamen unutmuştum. 2 hafta sonra doğumgünüm'dü ve yanımda dostlarım olamayacaktı. Babam, herkesin ailesinin numarasını istedi. Doğum günüm için bir şey ayarlayabilirim belki diye. O kadar mutluydum ki, kalkıp halay çekebilirdim. Finn o an elimi tutup bana gülümsedi. O an içimden geçirdim, Finn gibi birine sahip olmanın verdiği mutluluğu...❤️

I Miss You | Finn Wolfhard Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin