15

435 54 11
                                    


Gecenin yarısıydı ve biz koltuklara oturmuş sohbet ediyorduk. En sonunda garson gelip bize, dükkanın kapanacağını çıkmamamız gerektiğini söyleyince, biraz atarlandım ama Finn'le Wyatt beni kollarımdan tuttular ve dışarı çıkardılar. Arkamızdan diğerleri de geliyordu. O sırada biri şöyle bir şey dedi.

-Mira bu şekildeyken eve götürürsek, annesi ile babası bir daha onu bize emanet etmez, napsak?

-Otel, minik ve fazla para istemeyecek. dedi Finn.

-Evet, İstanbul'u adımız gibi biliyoruz ya o yüzden ucuz ve konforlu bir otel bulabileceğiz! dedi Millie

Otel istiyors- sak dayımların oteli var!!

Jack hemen önüme geçip, yerini hatırlıyormusun?

-Lan 2 sokak sonra neyini hatırlıyım?

O sırada, onların yardımına ihtiyacım olmadığını göstermek için,
Ayakta durabiliyorum dedim ve otelin içerisine girdim.

Merhaba Dayı.

Merhaba, annenle baba.. Ay sen büyüdün arkadaşalarınla kalmaya mı geldin al yavrum deyip elime anahtarı tutuşturdu 4. Oda yavrum hadi bb

Gelin işareti yaptım ve odamıza girdik. Oda minikti ama herkes sığabilirdi. Babam'a bu geceyi bu şekilde geçireceğiz deyince tedirgin oldu ama dayım deyince rahatladı.

Herkes yerleşti ve gülümsedi. Sonra birden Jaeden şöyle bir fikir attı ortaya;

-Bence bu gece kimse uyumasın! me biliyim sohbet ederiz, video çekeriz, şarkı söyler, dans eder, oyun oynarız. Ama uyumayalım.

Herkes bu fikri heyecanla onayladıktan sonra, üstümüzü değiştirdik. Ben üstüme vans yazan beyaz bir bluz ve altımada siyah bir skiny jeans geçirdim. Herkes üstüne rahat bir şeyler geçirdi ve ne yapsak diye düşünmeye başladık. Sonra doğruluk mu cesaret mi oynamakta karar kıldık. Yarın okula gitmeyecektim bu hafta kitaplar gelmediği için ders olmayacaktı.

Herkes çember şeklinde oturdu ve ortaya bir pet şişe koyduk. İlk olarak, Sophia Jack'e geldi.
Jack sordu D mi C mi

-Doğruluk!

-Mmm, aramızdan birine karşı birşeyler hissettin mi?

-Hayır, hepinizi dostlarım olarak görüyorum :)

Peki, dedik ve tekrar çevirdik. Sophia, Finn'e soruyordu..
D mi C mi diye sordu..

-Doğruluk şimdi cesaret desem saçma sapan şeyler isteyecektiniz..

-Mira'yı ilk görüşünde ne hissetin?

-Değişikti, tarif edemem :)

Kızarmıştım, ve Finn'le göz göze gelmiştik. Her ne kadar utancımdan gözümü kaçırmak istesemde kaçırmayıp hipnoz olmuş gibi onun gözlerine kitledim kendimi..

Finn çevirdi, o sırada Gaten tuvalete gitti. Caleb'a gelmişti. Sormadan Cesaret!! dedi

-Peki, Gaten tuvalete gitti, çıkarken kapıda onu durdur ve şunu de;

Yazık lan!! Seni arkadaşım zannederdim arkamdan çevirdiğin işleri duyduğum an ağzım on metre açıldı. Yüzüme gözükme bir daha!!

O an herkes hass!! gibi sesler çıkardı ve bendes gülmekle yetindim. Caleb kapıda bekledi d çıktığı anda şunu dedi;

-Yazık lan!! Seni arkadaşım zannederdim arkamdan çevirdiğin işleri duyduğum an ağzım on metre açıldı. Yüzüme gözükme bir daha!!

-Noluyo lan olum ne diyosun? Sen benim kankamsın!! Ben sana böyle bişey yaparmıyım lan?!

O sırada oyun Sadie ve Millie'nin kahkahası ile bitti ve söyledik. Sonra su içmek için mutfağa gittim. Arkamdan Finn geldi..

-Mira, uykun geldiyse zorlama kendini uyu..

-Yok canım arkadaş arkadaşa eğleniyoruz. Ama senin vars..

-Yok, sen uyumazsan bende uyumam.

Gözüm saçlarına ilişti, elimi saçlarına götürüp oynamaya başladım ve sarıldım.. Üzüldüm.. Gelmeyeceğini öğrenince..

-Beni tanımamışsın dedi..

Hadi bakalım eller oylara!! Umarım beğenirsiniz 💫💫

I Miss You | Finn Wolfhard Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin