Ortamda rahatsız edici bi sessizlik hakimdi. Sinan konuşmuyor Hazan'sa bu duruma anlam veremiyordu. Birşey olmuştu... Sinan'ı üzen birşey. Farkında olmadan o'nu kıracak birşey söyleyip söylemediğini düşündü önce gün içinde yaptıklarını mutfaktaki eğlenceli anları düşündü. Sonra durumun kendisiyle alakalı olmadığına karar verdi. Sinan'ın canı başka birşeye sıkılmış olmalıydı. Sebebi neydi merak etti mutlaka öğrenmeliydi ama şuan o'nun üzgün olmasına dayanamıyordu Sinan'ı içinde bulunduğu sessizlikten çıkarmak istedi hemen...
"Canım... İyi misin sen?"
"(Başını kaldırır)İyiyim Hazan"
"Emin misin? Durgunlaştın birden... (Elini tutar) Konuşmak ister misin Sinan"
"(Tebessüm eder) İyiyim birşey yok. Aklıma unutmak istediğim ama unutamadığım birşey gelmişti. Hepsi bu. (Konuyu dağıtmak ister bi halde) Sen yemeğini bitirmemişsin yoksa beğenmedin mi makarna mı? Bak beğenmediysen arkandan ağlayabilir ayrıca benim makarna mı şimdiye kadar beğenmey-"
" (Sinan'ın konuyu değiştirmek istediğini görüp anlayışlı davranıp üzerine gitmemeye karar verir lafını keserek) Ya bi susar mısın sen! (Gülümser) Beğendim güzel olmuş hatta bunu bitirip yenisini almayı bile düşündüm ama doymaya başladığım için bunun iyi bir fikir olmadığına karar verdim. Hem sevgilinin çok yiyip kilo almasını istemezsin heralde?"
"Evet istemem formunu korursan sevinirim-
(Hazan elindeki çatalı Sinan'a batırmaya kalkışır)
"Şaka yapıyorum Hazan! Hemen saldırıya geçiyorsun! (Gülerek) Ah şu kadınlar!"
"Başka kadınlardan sanane! Senin ilgi alanın benim Sinan!"
"Şuan senden hafiften bi kıskançlık mı sezdim bana mı öyle geldi acaba? (Hazan'ı yanağından öper) Tabiki ilgi alanım sensin -tek ilgi alanım- bilmiyorsun sanki!"
"(Gülümser) Biliyorum arada duymak hoşuma gidiyor sadece"
"(Güler) Allah Allah!"
"Hadi kalk kaldıralım şu masayı da dışarı çıkalım biraz kar havası alalım oturmaya mı geldik buraya canım (Telefonu çalar) Eyvah!"
"Ne oldu?"
"Annem arıyor Sinan! Ya ben o'na geldiğimizi söylemeyi unuttum haber vermedik kadına merak etmiştir. Kesin fırça atıcak şimdi! (Dudaklarını ısırır)"
"Eeee biraz azar yiyeceksin sevgilim. (Gülerek) Fazilet hanım bu... Bırak tabakları annenle konuş ben toplarım buraları."
Sinan masaları toplamakla meşgul olurken Hazan Fazilet'in telefonunu açıp geldiklerini ve iyi olduğunu belirtir. Arayamazsa da onları merak etmemesini telefonunu sürekli yanına almadığını da ekleyip telefonu kapatır Sinan'ın yanına gider. Birlikte hazırlanıp bahçeye çıkarlar...
"Gel bakıyım buraya ... (Elindeki şapkayı Hazan'ın başına geçirir) Hava soğuk üşüme"
"(Sinan'a sarılır) Üşürsem böyle sarılırım... Sana sarılınca birşeyim kalmaz"
"(Gülümser) Ama sen böyle yaparsan bırakamam ki seni (Hazan'ı başından öpüp elinden tutar) Hadi gel"
"Nereye"
"Dolaşıcaktık ya... (Eliyle işaret ederek) Şuraya doğru ilerleyelim bi keşfe çıkalım etrafı"
"Tamam çıkarız ama önce (yerden kar toplar) Kar topu savaşı!!!"
"(Güler) Emin misin? Bak sonra pişman olursun benden söylemesi"
"Kendinize çok güveniyosunuz Sinan bey ama unutma karşında 'Hazan abi' duruyor hatırlatırım!"
"(Güler) Pekala Hazan hanım. Bu sözünüzü unutmayın şimdi hava kararmadan gezelim önce dönüşte o kartapo savaşı yapılacak."
3 saat sonra.
"Afra, tafra, afra, tafra!"
"Ben dedim ama yolda giderken bilmediğin yollara girme dedim kayboluruz dedim beni dinleseydin bunlar olmayacaktı Sinan bey!"
"Yaaa Hazan! Nerden bileyim ben kaybolacağımızı ayrıca ben giderken yönlendirdim dönüşte bilmediğimiz yollara bizi sokan sensin hatırlatırım!"
"Bir kere bilmişlik yapmayı bırakırsanız eğer Sinan bey bunlar başımıza gelmeyecekti. (Ağlamaklı) Şu halime bak ya kara batmaktan yürüyemiyorum bile!"
"Ben bilmişlik yapıyorum öyle mi (Gülerek) "Sinan ırdın dıgıl bırdın gıdılım kısın dıgrı yıl bırısı" gördük doğru yolu Hazan hanım."
"Bu halde bile benimle uğraşabiliyorsun ya pes ben sana hiçbirşey demiyorum Sinan eve bi gidelim de görüceksin sen gününü! (Başını kaldırıp Sinan'a bakar) Sen, sen gülüyo musun ya? Gülme! bak çok sinirliyim gülme!"
"Yaaa Hazan biz buraya niye geldik bi kendini sal bak ne güzel yürüyoruz. Her yer bembeyaz... Tadını çıkarsana (eğilip karları avuçlar)
"Sinan sakın! Sinan (eliyle yüzünü kapatır) yapma bak çok kötü olur."
"Hazan yüzüme bakar mısın.(Gülerek) Haaaaazaaaan! (karı top yapıp Hazan'a atar)
"Yaaa napıyosun ya!!! (üstündeki karları temizler) Eeeeh ama sen çok oldun he! Görürsün sen şimdi (Yerden kar toplayıp, peş peşe Sinan'a atar)
Hazan öfkeyle Sinan'a kar atarken Sinan içinde bulundukları durumdan eğleniyordu... Bi müddet sonra Hazan'da kaybolduklarını unutup durumdan keyif almaya başladığında öfkesinin yerini mutluluğa bırakmıştı. Kartopu savaşı Hazan'ın takılıp Sinan'ın üstüne düşmesiyle son buldu... Bakışları birbirine değdiğinde dudakları buluştuğu andan sonra ikisinin de dudaklarından sihirli sözcükler çıktı;
"Seni seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan&Sinan ~ Hayali Sahneler
FanfictionHazan'la Sinan için hayalini kurduğum sahneleri derleyip burada sizlerle paylaşmak istedim... Umarım keyif alarak okursunuz. :)