Sabah gözüme vuran keskin güneş ışığıyla uyandım. Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda Ra Im in uyandığını fark ettim. Bu kız öğleden önce kalkamazdı. Sanırım sandığımdan fazla değişmişti.
Yataktan kalkıp önce lavaboya girdim ve rutin işlerimi hallettim. Lavabodan çıktığımda gidip dolabımın kapağını açtım. Bir süre bakındıktan sonra kıyafetlerimi seçtim. Altıma kot dar bir pantolon üstüme de askılı atlet ve ince tişört giydim. Saçımı da sıkı bir at kuyruğu yaptım ve aşağı indim.
Mutfağa girdiğimde geçen gün benim kurduğum sofranın hayli güzelini buldum. Sanırım Ra Im hazırlamıştı. Ama o neredeydi. Mutfak boyunca ilerleyip bahçedeki masaya baktım. Evet oradaydı ve kucağında benim geçen gün sevdiğim şımarık kedi vardı. Sessizce yanına ilerleyip arkadan gözlerini kapattım. Bir an irkildi ama sonra hemen ben olduğumu anladı. Ellerimi bıraktıktan sonra yanındaki sandalyeye oturdum. Kucağındaki şımarık kedi onun kucağından çıkıp benimkine atladı. Bacaklarımın arasına klasik kedi oturuşuyla oturdu. Ben de ellerimle yanaklarını ( biraz saçma belki ama başka bir tabir bulamadım) sıkarak " cidden neden bu kadar şımarıksın ? " diye sordum. Sanki beni anlamış gibi miyavladı. Ikimiz de güldük. Sonra kediyi kucağımdan indirip birlikte mutfağa geçtik. Aa şansa bak Jungkook su içiyor. Daha doğrusu hazırlık yapıyor. Bardağa su dolduruyordu. Dolan bardağı eline aldı ve arkasına döndü. Ama keşke dönmez olsaydı. Salak Ra Im i görünce elindeki bardağı yere düşürdü. Aptal aşık. Gülerek yanına gittim ve " sen şöyle geç ben toplarım burayı " dedim. Ama beni duyduğunu pek sanmıyorum. Arkasına geçip ittirdim. Salak az daha düşüyordu.
Yarım saat sonra ...
Ben yeri temizlemiştim. Bu arada Ra Im le Jungkook da muhabbeti iyice ilerletmisti. Kesin karar : sizi birbirinize yapacağım.
Bu arada Yoongi bey nerede ? Sabahtan beri görmedim. Şimdi gidip Jungkook a sorardim ama onların muhabbetleri bozulmasın. Mutfaktan çıkıp önce çalışma odasına girdim. Orda değildi. Sonra dışarı çıkıp arabasına baktım. Arabası yerindeydi yani evde. Içeri girip üst kata çıktım. Terasa baktım. Yoktu. Evin diğer bölümlerine de baktım. Ama yoktu. Bakmadığım bir tek orası kalmıştı. Sahi ben neden ilk bakmam gereken yere en son bakıyorum. Akılsız kafam. Odanın kapısının önüne geldim ve kapıyı çaldım. Ses yok. Tekrar ve daha güçlü çaldım. Yine ses yok. Son bi kez daha çaldım ama yine ses gelmedi. Bende kapıyı açıp içeri girdim. Içerde kimse yoktu. Ama oda çok güzel döşenmişti. Odanın içinde keşfe çıktığımda Yoongi beyin küçüklüğüne ait fotoğraflar buldum. Tanrım ne kadar tatlı. Itiraf etmeliyim Ean dan daha tatlıymış. Fotoğrafları elime alıp bakınırken birden bir kapı sesi geldi. Kafamı çevirip baktığımda tiz bir çığlık attım. Elimdeki çerçeve de yere düşüp kırılmıştı. Bir bu eksikti !!!
Arkadaşlar kusura bakmayın bu bölüm çok kısa oldu. Geçiş bölümü olarak düşünün. Yb ne zaman gelir bilmiyorum. Bu arada yeni kitabım LISE 2 yayında. Lütfen bir bakın. HOŞÇAKALIN. SIZI SEVİYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTFAKTAKİ AŞK
RomanceTek küçük kız kardeşiyle yaşayan ve iş arayan bir abla ve sevgilisinden yeni ayrılmış ve mutfağına aşçı arayan bir Yoongi Size de cazip geliyorsa haydi buyrun okumaya 😊😊