Aradan 1 ay geçti okula başlamadan önce biraz fitness ve küçük bir lazer ameliyatıyla gözlüklerden kurtulup iyi bir forma sahip olmuştum.Bu aksam ilk uçakla okula gidip yerleşecektim. Babamı zar zor ikna etmiştim her konuda arkamda olan babam bu konuda çok inatçıydı.
Yaklaşık iki ay gibi bir sürede çaylak sınavlarını verip artik gerçek hastalarla ilgilenme sürecine geçiş yapmıştı Kıvanç.Tek korkusu iyi bir öğrenci olamamaktı. Ama şans ondan yanaydı çünkü herşey mükemmel ilerliyordu.
Kıvançtan
Bu okul mükemmel ve bugün ilk hastamla tanışacağım. Tuhaf olan tek sey müdürün bana kendi evladıymışım gibi davranması oysa ki ben sadece normal bir öğrenciyim.
Ders çıkışı sinifimla birlikte toplanıp okulun hangi bölümlerine yollanacagimizi merakla bekledik. Sınıf öğretmeni Bay Michaels herkesi tek tek yönlendirdi sadece ben ve adini bilmediğim bir çocuk kalmıştı elindeki iki dosyaya baktı birini diğer çocuğa uzattı ve kat oda numarası söyledi bana baktı " İsin çok zor dostum sana mükemmel bir hasta ayirdim " bu da ne demekti boyle . Tuhaf şekilde çok korkmuş ve merak içinde kalmıştım dosyayı elime aldigimda isim bana çok hoş göründü Rain Becky bu benim yaslarimda bir kızdı ve aman tanrım çok mu guzeldi Kıvanç kendine gel o bir hasta.Ama fazla güzel kabul etmek gerek. Müzisyen miş aynı zamanda boksör bana çok benziyor aslında bende amatör olarak şarkı söylüyorum ve boksla uğraşıyordum hatta hep koluma bir boks eldiveni dövmesi yaptırmak istemiştim hadi canım Rain de buna benzer bir dövme mi vardı bu kız hastaydı ve fazla mı mükemmeldi. Kat ve oda numarasını öğrendikten sonra hemen yola koyuldum. 7. Kat 488 numaralı oda. Öğretmen isini iyi biliyormus gerçekten beynimi bu kız için fazla zorlamam gerekecekti. Dosyada normal çekilmiş fotoğrafları bile vardı tanrım. Sen ne mükemmel şeysin öyle. Tamam hastane boy kimliğine bürünme vakti kapıya geldim artik.
Oda 488 İçerde beni ne bekliyor acaba. Kapıya uzandım ve kolu indirdiğimde yavaşça açmaya başladım. İçerideki manzara beklediğimden daha iyiyi Rain yatağının ortasında oturmuş durumdaydı bana arkası dönmüştü ve deftere birşeyler yazıyordu.Tuhaf olan ise bir yandan biriyle konusuyor olmasıydı. Dosyasına bir göz attım önündeki sandalyeye otururken ve benimle konuştu sesi çok hoştu.
" Oraya oturmasan olmaz mı Thompson ı görmüyor musun onu ezebilirsin."
"Ben üzgünüm nereye oturmalıyım?"
Dedim biraz utanarak.
Köşedeki sandalyeyi gosterdi.
"İste orası mükemmel. Thompson da Seni çok iyi görebilir.""Tesekkur ederim."
Oturdum dosyayı incelemeye başladım. Uzun süredir olmayan bir varlıkla konuşmaları olduğu yazılmış okulunda geçirdiği bir tramva sonrasında bu hale gelmiş bir arkadaşının cesetini bulduğu düşünülüyor. Cinayetin sorumlusunu kendisini olarak görüyormuş fakat ölen arkadaşı sadece kendsinden hoşlanan biriymiş masada kanlardan seni seviyorum yazısı görmüş ve kan izlerini takip etmiş erkekler tuvaletinde arkadaşını görmüş Thompson James olduğunu yazmışlar burada. Yoksa o bu mu yani üstüne oturacaktım az önce. Tanrım neyse devam çocuğun elinde yağmur damlaları dövmesi varmış ... Başka bilgi yok. Rain hala deftere birşeyler yazıyor konuşmayı denemem gerek.
Cesaretimi topladım ve konuşmaya başladım.
" Merhaba Rain benim ismim Kıvanç ve burada sana yardımcı olmak icin bulunuyorum. Önümüzde ki günler boyunca seninle psikolojik sorunlar ve destek üzerine görüşmeler yapacağım."
Dedim bir sure sessiz kalınca Rain konuşmaya başladı.
" Bu gorusmelerimiz sırasında Thopmson da bizimle kalabilir mi Kıvanç ?"
Ne diyeceğimi bilemedim yani simdi kalsın desem n olacak demesm n olacak.
" Neden onun bizimle kalmasını istiyorsun peki "
Konuşurken hic göz teması kurmuyordu. Hemen not ettim bana doğru baktı.
" Sen de mi beni araştırmak istiyorsun yoksa. Merak etme benim sorunumu kimse çözemez çünkü benim bir hastalığım yok tek sorunum Thompson" dedi bos sandalyeyi işaret ederek. Devam etti. " Sürekli yanımda ve beni korkutuyor. Ona gitmesini söyledim ama o intihar etti sonra su aptal el dövmelerini yaptirdi ve yine intihar etti.. Beni seviyormus ben Sevemem Kıvanç hayallerin varsa sevemezsin " dedi ve gözlerimin içine baktı. Kocaman iki kahverengi göz. O kadar akli başındaydı ki.. Ve o kadar acı dolu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmene İhtiyacım Var
AdventureKül olacak kadar sevmek lazım şu hayatta belki sevecek kadar kül olmak..