Belki de mutsuzluk diye bisey yoktur.Hoş hiç bir yasadıklarımı mutsuzluk olarak tanımlamadım.Seviçlerimi sarıp sarmalarken hüzünlerimi öksüz bırakamazdım.Insan ,sevinçlerinden çok hüzünleriyle büyüyor.Dersler,cıkarımlar bir yer de bizi hayata hazırlıyor.Bir de İsmet özel'in "Hüzün vicdanıma daha yakın." Sözü yasadığım herseyi özetliyor sanki.Gece olunca uzun uzun yokluyorum onu.Günün sonunda koyuyorum olup bitenleri önüme .Çeri çöpü attıktan sonra nedir ne değildir bir güzel işliyorum.Günahımız neymiş ögrenelim değil mi.Hesap kabarık gelirse vay halime amansiz bir kıvranma .Hadi uyu uyuyabilirsen sonra.Baktım yerli yerinde duruyor mu değmeyin keyfime.Farzet yagmur yağıyor ve sen mışıl mışıl uyuyorsun yağmur ,yaprak korunaklı bir cennette.Nere de bulabilirim ki bunun lezzetini vicdanımdan başka bir yerde.kimi geceler o yastık taş olur kimi zaman ise kuş tüyü ,ana kucağı..seviyorum hesaplaşmayı kendimle .kederimi de sevincimide seviyorum işte .Yeterki kimsenin acısına sebep olmasın kimsenin hikayesini gölgelemesin.Seviyorum renklerimi bütünüyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir uçurtma sözüm var
Sachbücherimlası bozuk bir öyküyüm , samimiyetsiz uyak kaygılarına ise oldukça dirençsizim.Siyahın bilmem kaç tonunu taşıyor ruhum.Ben ise maviyim .İçimdeki kız çocuğuna bir uçurtma sözüm var.