{Öncelikle merhaba! Hikayeyi final yapmayı düşünüyorum ama yapamıyorum. Saçmalarsam özür dilerim. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum! İyi okumalar.}
~Jimin~
Dün gece ki anılar yine beni ele geçirmişti. Zevk almıştım. Önce ki saçma düşüncelerim saçmaydı. Taehyung bugün sefere gidiyordu. Gitsin istemiyorum.
Kapının çalınması ile hızla ayağa kalktım. Muhafız içeri girip eğilmiş ve yine düz durmuştu.
"Efendim,Kralımız sizi huzuruna çağrıyor." dediği şey ile yüzümün kızarması bir olmuştu. Heyecanla,
"Peki!" diyip muhafızın kapıyı sonuna kadar açması ile odadan çıktım. Hala ezberliyemediğim için arkasından gidiyordum. Siyah kapının önünde durunca derince yutkunup, kapıyı tıklatmasını izledim muhafızın. Gür gelen "Gir!" komutu ile kapı açılmış muhafızlar kenara çekilmişti. Hızla odaya girip,kapının kapandığına emin olduktan sonra Taehyung'a sarıldım. Bu halime gülüp sarmıştı beni.
"Beni mi özledin Jimin?"
"Evet,sizi bırakmak istemiyorum."
Ağlamak istiyordum fakat benim üzüldüğümü görüp üzülmesini istemiyordum.
"Jimin birkaç saat sonra sefere gideceğim. Sen böyle davranırsan nasıl giderim? Tanrı aşkına?"
Dayanamayıp ağlamaya başlamıştım bile. Burnumu çekmem ile beni kendinden ayırıp,
"Şşşt! Ağlamak sana yakışmıyor. Ağlama! Geri döneceğim Jimin. Söz veriyorum. O seferden dönüp yine seni öpüp,koklayacağım." demiş ve dudaklarını dudaklarım ile birleştirmişti.
"Sizi seviyorum..."
"Bende seni seviyorum Jimin. Hadi odana dön. Hazırlanmam gerekiyor."
Başımı sallayıp son kez sarılmış ve öpmüştük birbirimizi...&&&&&&
"Aish...Jimin kötü düşünceleri kafandan kov! Merak etme sağ salim dönecek!" bıkkınlıkla konuşan Jungkook'a bakıp ofladım.
"Jungkook! Bana dönmem bir mucize olur,dedi nasıl iyi düşünebilir ve rahat olabilirim?!"
"Of ben gidiyorum. Yoongi ile birkaç işim vardı zaten!" ayağa kalkıp bana el sallaması ile kaşlarımı çatıp,
"Yoongi kim?" gülüp duvara baktı. Bu çocukta birşeyler var.
"Ya şey şu aşçı varya o." gözleri mi parlıyor onun?
"Hm... Peki senin gözlerin neden parlıyor böyle?"
Soruma cevap vermeden hızla odadan çıkması ile gözlerimi devirdim.
"Sevip söyleyemeyen bir odun!" diyip yatağa uzandım. Gözlerimi kapattım ve gülüşünü düşündüm. Çok güzel gülüyordu Taehyung. Eğer dönmez ise bana birdaha bu gülüşü armağan etmiyecek miydi?
Başımı yastığa daha çok gömüp,göz yaşlarımın yastığı ıslatmasına izin verdim. Ben tek kalmak istemiyordum. Ailemi kaybettikten sonra sevdiğim adamı kaybetmek beni öldürürdü...