{Medya yaktı beniiiii! Hadi bakem iyi okumalar! Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum~}
"Kralım size birşey sorabilir miyim?"
Jimin tereddüt ile kralın gözüne bakıyordu. Taehyung gülüp başını sallamıştı. Jimin küçük elleri ile oynayıp sorusunu sormuştu.
"Kralım biz ne zaman Tanrı'ya yemin edeceğiz? Ne zaman... eş olacağız? "
Taehyung elinde ki kitabı bırakmış Jimin'e dönmüştü.
"Daha erken Jimin. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız. "
Jimin'nin almak istediği cevap değildi ama belli etmedi. Güldü, gözleri kısılana kadar güldü. Taehyung bu gülüşün pek içten olmadığını anlamıştı. Oda belli etmedi ve ayağa kalktı. Jimin'e vermek istediği birşey vardı. Masasının üstünde olan kahverengi kutudan yüzük çıkarmıştı. Kendisi yapmıştı.
"Jimin yanıma gel. " demiş koltuğuna oturmuştu. Jimin önünde durunca küçük elini tutmuş yüzük parmağına yüzüğü geçirmişti. Küçük ellerine yüzük yakışmıştı...&&&&&&
"Jimin beni bırakma aç gözlerini meleğim lütfen!"
Taehyung karanlık ormanda Jimin'nin bedenini kucaklamış kanlar içinde ki bedenin uyanması için yalvarıyordu. Ne kadar koşsada koşsun karanlık ormandan çıkamıyordu. O ve kucağında ki küçüğü esir olmuştu buraya. Sonunda küçüğü gözlerini açınca Taehyung onu yere yatırmıştı. Küçüğün söylediği son sözleri onu daha çok ağlatmıştı
"K-Kralım...s-sizi s-seviyorum...a-ama gitmem g-gerekiyor. K-Karanlık çok huzur verici..."
Jimin gözlerini kapamış kralını yalnız bırakmıştı..."JİMİN!" Taehyung hemen yanında ki uyuyan meleğina bakmış derin bir nefes vermişti. Kabus görmüştü. Ve bu kabus onu ter içinde bırakmıştı. Meleğinin onu bıraktığını düşünmesi bile onu ölesiye korkutuyorken böyle bir kabus görmesi içine korkunun yayılmasına izin vermişti. Sehpanın üzerinde ki sürahiyi almış titreyen eliyle zar zor su doldurmuş ve içmişti. Daha sonra Jimin'nin belinden tutup kendine çekmiş,alnından öpmüştü. Sabaha kadar uyumamış Jimin'i izlemişti. Hiçbirşeyden korkmayan kral ilk defa birini kaybedeceği korkusu ile yanıp tutuşmuştu. Acımasız kral yavaşça acınası duruma düşüyordu...