~Yazar~
Taehyung dizlerinin üzerine çökmüş,az önce yaşadıklarını idrak etmeye çalışıyordu. Jimin zehirlenmişti,ve zehir bütün vücuduna yayılmıştı. Yaşaması bir mucize idi...
Taehyung yerden sinirle kalktı ve hekimin odasına girdi. Küçük beden sessizce acı inlemelerini küçük odaya bırakıyordu. Ellerini yumruk haline getirip sıktı Taehyung. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hekime bakmış sinirle,
"Dışarı çıkın!" demişti. Hekim ve diğer hekimler hızla odayı terk etmişti. Yavaşça küçük bedene yaklaştı ve küçük ellerini büyük ellerine sardı Taehyung. Kalbi ağrıyordu. Sevdiği burda acı çekerken onun elinden birşeyin gelmemesi ona acı veriyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Her göz yaşı küçüğünün eline düşüyordu. Öptü Taehyung küçüğünün minik ellerini,daha sonra yüzünün her bir tarafını... Fısıldadı
"Gözlerini aç meleğim. Uyan...lütfen. Sana birşey olursa ben nasıl yaşarım?"
Ağlaması daha da şiddetlenmiş,başının ağrısı artmıştı. Eğer birisi Taehyung'u böyle görseydi hayatının şokunu yaşar,bunu üstünden atamazdı. Çünkü Taehyung ailesinin ölümünden bu yana hiç ağlamamıştı. Şimdi ağlıyordu çünkü onu hayata bağlayan meleği terk edecekti onu. Çözümü yoktu ki bu zehrin. Nasıl iyileşecekti o zaman? Nasıl eskisi gibi Taehyung'un önünde utanacaktı?&&&&&&
Jungkook, Jimin'nin zehirlendiğini öğrendiğinde fenalaşmıştı. Şimdi ise Hekimin odasının önünde Taehyung'un çıkmasını bekliyordu. Kurumuş göz yaşlarını silmiş,yenileri ile pembe olan yanaklarını ıslatmıştı. Şuan tek düşündüğü Jimin ve Taehyung'du. Eğer Jimin'e birşey olursa Taehyung ne yapacaktı? Kötü düşüncelerini kovup sarayın uzun karidoruna bakmıştı. Sessizdi saray. Etrafta dolanan hizmetçiler burayı terk etmiş,sarayın içinde ki bülbüller ötmeyi kesmişti sanki. Bir anda odanın kapısı açılmış,içerden ağlamaktan gözleri şişmiş Taehyung çıkmıştı. Taehyung Jungkook'a kısa bir bakış atmış kurumuş dudaklarını aralayıp konuşmaya başlamıştı.
"Jungkook odama gel." diyip hızla odasına doğru yürümeye başlamıştı.Aralık olan kapıdan uyuyan küçük bedene bakmış ve kapıyı kapatmıştı Jungkook.&&&&&&
"Jungkook anladın değil mi beni?"
Diyip gülümsemişti Taehyung. Jungkook ise şaşkınca kralına bakıyor ve ağlıyordu. Oturduğu koltuktan kalkıp sinirle konuştu Jungkook.
"Kralım bunu benden nasıl istersiniz? Ben isteğinizi yerine getiremem! Ölümünüze de göz yumam!""Jungkook! Kralının sözünü dinle! Bu bir emirdir. Git ve bana Jimin'nin zehirinin aynısını getir. İsmini pek bilmiyorum. Hekime sor o sana söyler." demiş ve Jungkook'un yanına gitmişti Taehyung. Omzunu sıkmış ve acıyla gülümsemişti
"Yeni kral Jeon Jungkook. Kraliyeti iyi yönetiniz. Halka da iyi bakınız. Ben eski kral olarak geride kalsamda beni herzaman halka hatırlattır." diyip Jungkook'un göz yaşını silmişti Taehyung. Jungkook ise daha çok sinirlenmiş Taehyung'dan uzaklaşmıştı. Taehyung inatı tutmuş Jungkook'a bakıp sırıtıyordu.
"Jungkook eğer kral olmazsan ve benim sana dediklerimi yapmaz isen seni Yoongi'ye söyler ve onun gözünün önünde rezil ederim. Veya öldürürüm seni."
"A-Ama kralım...ben...yapamam." demiş başını eğmişti Jungkook.
"Git ve o zehiri getir Jungkook!"{Acaba Jungkook zehiri getirecek mi? Jimin iyileşecek mi?}