Bölüm 2

92 8 5
                                    

Daha yeni uyanmıştım, çalışma masamın üzerinde duran saate baktığımda sekiz buçuğa geliyordu. Hemen yataktan çıkmak yerine biraz daha uyumaya devam ettim, tekrar kalktığımda ise saat onu geçiyordu. 

Kalkıp banyoya gittim, elimi yüzümü yıkayıp, sabah rutin işlerimi de hallettikten sonra aşağı indim. Annemler ve Kaan uyanmış, kahvaltı ediyorlardı. Benim geldiğimi ilk fark eden Kaan olmuştu "Günaydın prenses." dedikten sonra annemler de benim geldiğimi görünce, onlar da günaydın demişti. Sandalyeye otururken ben de "Good morning fam." demiştim.

Annem "Uyandırmak istemedim, hem zaten Şerminler ve Pelinler de 2'de gelecek." dedi, annemi başımla onaylayıp sütümü içmeye başladım. Şermin Teyze ve Doruk Amca, Güney'in ailesiydi, Pelin Teyze ve Gökhan Amca da Defne'nin ailesiydi. Ailelerimiz de tıpkı bizim gibi uzun zamandır yakın dostlardı.

Bir kaç bir şey daha atıştırıp, sütümü bitirdikten sonra hala hepimiz oturmaya devam ediyorduk. Biraz daha oturduktan sonra, anneme masayı toplarken yardım etmiştim.Annem salona geçerken, ben de yukarıya gidecektim, merdivenlerden çıkarken telefonumdan saatte baktım. On iki olmuştu, iki saat sonra Defneler ve Güneyler gelecekti, sonra İzmir'e doğru yola çıkacaktık. Saat bire doğru gelirken, odamda kitap okumaktan sıkılıp, Kaan'ın odasına gitmeye karar vermiştim. 

Yine kapıyı çalmadan girmiştim ama Kaan bu sefer bir şey dememişti, sadece kafasını kaldırıp kimin geldiğine baktı ve sonra benim geldiğimi görünce bilgisayarına geri döndü. Sanırım film izliyordu, yatağına uzanmıştı onun yanına geçip ben de uzandım. Doğru tahmin etmiştim, aksiyon filmi izliyordu.

Bende onun gibi izlemeye başladım. Yaklaşık 10-15 dakika sonra filmin yarısında izlemeye başladığım için doğru düzgün bir şey anlamadığımı farkettim. Oflayarak Kaan'a baktım, filmi izlemeye devam ediyordu.

Onu dürterek "Sonra izlesen, hem ben de çok sıkıldım. Defneler de gelir birazdan, kalk hadi yolda rahat edebileceğin kıyafetler giy." dedim. Ne ara kapattığını fark edemediğim bilgisayarı, kaldırıp çantasına koydu. 

Ben bilgisayarımı almaya tenezzül bile etmemiştim. Şahsen ben almasam zaten Kaan banko alırdı. İkizinin olmasının en güzel avantajlarından biri de buydu işte, herhangi bir şeyinizi unutsanız bile ikiziniz almış oluyordu. Kaan, bana dönüp "Şort, t-shirt giyerim, yaz ayındayız zaten sadece bir ara soğuk olabilir diye yanıma hırkamı alıcam." dedikten sonra "Peki, siz ne giyiceksiniz Arya Hanım ?" diye sordu. "Ben de klasik, şort, t-shirt ve hırka." dedim. 

Bana imalı bir bakış atarak"Rahat edebileceğin gibi giyin de." dedi, oflayarak "Rahat etmen önemli sonra çekilmez oluyorsun." dedi, gülümsemiştim haklıydı ama şimdi. Kaan tekrar küçük bir kahkaha atarak "Hadi mavi kelebeğim hadi." dedi.

"Allahım ya." dedim gülerek. Kaan'ın telefonu çalmaya başladı, Defne arıyordu. Benim de telefonumun melodisi kulaklarıma dolarken, kimin aradığını tahmin etmek zor olmamıştı. Güney arıyordu, şaşırmamıştım. Bekletmeden açtım, yaklaştıklarını haber vermek için aramıştı. "Tamam, gelin hadi." demiştim Güney de "Görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapatmıştık. Kaan da telefonu kapatınca, bana doğru dönerek "Defneler yaklaşmış, on dakikaya geliriz falan diyor." dedi. Aynı şey için aramışlardı -yine zamanlamaları güzeldi- ben de "Güney de aynı şeyi söylüyor, birazdan gelirlermiş." dedim.

Kaan gülerek "Aynı dakikada nasıl arayabiliyorlar, biz ikiz olduğumuz halde bu kadar iyi tutturamıyoruz.  Bizden daha çok ikizler bence." dedi, gülerek "Zamanları tutturamıyor olabiliriz, ama aynı şeyleri düşünme konusunda kesinlikle benziyoruz." dedim. "Yine mi aynı şeyi düşünmüşüz ?" diye sordu, gülmeye devam ederken başımla onayladıktan sonra Kaan'ın odasından çıkıp, merdivenlerden aşağıya doğru "Anne, baba; Defneler ve Güneyler yaklaşmış, haberiniz olsun." diye seslendim.

Kendi odama doğru gitmeye başladım, önceden hazırladığım kot şortumu ve beyaz t-shirtimi, altına da beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra, üstüme giymek için de hırka niyetine aldığım kot ceketimi de sırt çantamın içine koydum.

 Merdivenlerden aşağı inerken, babam anneme sesleniyordu o sırada "Tatlım, yardım etmem gereken herhangi bir şey var mı ?" diye sorduğunda, annem sanki bu soruyu  bekliyormuş gibi hemen cevap verdi "Valizi, merdivenlerden indirsen yeter Yekta!" dedi annem. Babamda onaylayan nidalar çıkarmıştı.

O sıra da ben de merdivenleri inmeyi bitirmiştim. Babam beni görünce "Senin bavulun nerede güzellik ?" diye sordu. Canım, güçlü ikizim Kaan getirirdi bence. "Umarım Kaan getirir babam, yoksa ben o kocaman valizi tek başıma indiremem ki." dedim küçük masum kız edasıyla. Aslında getirirdim ama çok ağır olduğu için iki saatte tamamlardım bu işi, hem Kaan bu konu da benden daha iyiydi. Babam gülerek "Anlaşıldı." dedi. 

O sırada Kaan da ikimizin bavullarını indiriyordu. "Eyvallah ciğerim." dedim gülerek, o da  "Benim cümlelerim ha." dedi ve başını sağa sola sallayıp güldü. Sonra beni baştan aşağı süzüp "Hırkan nerede ?" diye sordu. "Sırt çantamın içinde." dedim. Annem ve babam da yanımıza, yani salona gelmişlerdi sonunda. Defneler ve Güneyler de birazdan gelirlerdi diye düşünüyordum ki kapı çaldı. Kapıyı açmaya doğru giderken, annemler de benimle birlikte ayaklanmışlardı. Babam ve Kaan da çoktan valizleri arabaya yerleştirmişti zaten. Güneyler ve Defneler de gelince her şey tamamdı.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir canlarım.


2 YARIM 1 TAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin