Bölüm 6

202 6 4
                                    

Öncelikle, buraları biraz ihmal ettim gerçekten üzgünüm ancak elinde olan bir şey değildi. Sınavlarım üst üste geldi, provalardı falan derken fazlasıyla yoğun bir kaç hafta geçirdim ama ajandamda bizi bekleyen daha çok bölüm var. İyi okumalar aile, seviliyorsunuz!

Medya: Arya

Kaan'a baktığımda telefonu elinde bir şeylere bakıyordu. "Annemlere haber vermeyi, unutmayalım." dedi Kaan. Elinde olan telefonundan, annemin numarasını çevirip kulağına götürdü Kaan. Annemle bir kaç şey konuştuktan sonra telefonu kapattı. 

"Ne oldu, ne dedi annem ?" diye sordum Kaan'a bakarak, "Sizinkiler," dedi Güney ve Defneyi göstererek "Hâlâ bizdelermiş, öyle oturuyorlarmış. Anam sizin de analarınıza söyledi, tekrardan aramanıza gerek kalmadı." dedi. Sanki unuttuğu bir şeyi hatırlamak istercesine, kafasını kaşıyıp, tekrar söze başladı "Akşama Pelin Teyzelerde olucakmışız, fazla geç kalmayın diyorlar." dedi ve derin bir nefes aldı. Üçümüz de onaylayan nidalar çıkarıp yürümeye devam etmiştik.

Bir kaç dakika daha yürüdükten sonra, Sezin Ablanın büfesine varmıştık bile. Sezin Ablayla uzun zamandır tanışıyorduk, çok sevimli ve cana yakın bir insandı. Bizi çok severdi, biz de zaten onu çok severdik.

Büfeden içeriye girdiğimizde, "Sezin Sultan, açlıktan sol tarafa doğru ölücem birazdan." dedi Güney. Gülerek "Niye sol kanka ?" diye sorduğumda, umursamaz bir bakış atıp "Canım istedi, sorgulama." dedi. 

Biz bu konuyu tartışırken, Sezin abla mutfaktan çıkıp gelmişti. Bizi görünce "Ay, benim şebeleklerim gelmiş! Hoşgeldiniz." dedi sevinçli ve komik bir şekilde. Hepimiz tek tek sarılıp, biraz sohbet ettik.

Neler istediğimizi sorup, içeriye gitmişti. Yaklaşık 10 dakikalık bir bekleyişin ardından, siparişlerimiz masadaki yerlerini almıştı. Hepsi, yemeklerini bitirdikten sonra, benim portakal suyumu bitirmemi bekliyorlardı.

"Hadi kanka, artık bitir şunu da kalkalım." dedi Güney, kafamı "Tamam." dercesine sallayıp portakal suyumu içmeye geri döndüm. Sohbet, yine konudan konuya atlıyordu. Ben de portakal suyumu bitirmiştim zaten o sırada.

Hesabı ödeyip, Sezin Abla ve büfeye genelde geç gelen eşi Samet Abiyle vedalaşıp, büfeden çıkmıştık. "Artık evlere dağılalım, duş almak istiyorum." dedim. Evlere doğru yürürken "Arya yine banyoda, iki saat oyalanıp beni delirtmezsin İnşallah." dedi Kaan, ben oyalanmıyorum bir kere saçlarım uzun yahu bunu kaç kere ona söylemiştim ve artık bir şey dememe kararı almıştım.

Defne durarak, "Öncelikle Kaan Bey, Arya'nın suçu yok ve sen de git diğer banyoyu kullan." diyerek beni savunmuştu, yürü be Defne Başkan!

 Defneyi parmağımla göstererek, "Bak, görüyor musun, anlayışlı ol biraz." dedim. Kaan'a bakarak, Kaan da  "Tabii tabii." diyerek beni geçiştirmişti. Güney de gülüyordu.

Biz, eve geldince annemlerle günümüz nasıl geçti vs. tarzı bir kaç şey konuştuk. Oturduğum koltukta, biraz daha doğrulup "Ben artık duşa girsem iyi olacak, Kaan sende çok oyalanma." dediğimde babamlar gülmeye başlamıştı. "Kızım asıl sen hemen gir duşa, Kaan 10-15 dakika sonra girsede yetişir." dedi annem gülerek. 

Somurtarak arkamı döndüm ve merdivenlerden çıkıp, banyoya girdim. Duştan çıkıp, kırmızı-beyaz çizgili kolsuz t-shirtimi, açık mavi kot şortumu giydim. Ayakkabı giymek yerine de parmak arası terliklerimi giymeyi tercih etmiştim.

Şu an da, Pelin Teyzelerin bahçesinde oturmuş yemek yiyip sohbet ediyorduk. Bugün fazlaca yorulmuştum açıkçası. Herkes yemeklerini bitirdiğinde, salona geçmişti. Biz de annemlerle, Pelin Teyzeye yardım ediyorduk.

2 YARIM 1 TAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin