6.BÖLÜM

16.2K 508 30
                                    

Nisan'dan..

Sabah uyandığımda ilk önce neler olduğunu anlamak için etrafıma baktım. Yataktan doğrulduğumda çıplak olduğumu fark ettim. Kafamı anında sağ tarafa çevirince Ateş'i de aynı şekilde görünce şaşırmıştım. Dün gece... sarhoşluğumdan yararlanmış olamazdı değil mi? Yataktan kalkmaya çalıştığımda kasıklarımdaki ağrıyla olduğum yerde kalmıştım. Gözlerim acının etkisiyle anında dolarken zar zor banyoya ilerleyebilmişim. Küvete sıcak su doldurup içine girdim ve ağlamaya başladım. Böyle bir şey yaptığı için Ateş'e aşırı kızgındım. Zar zor banyomu yaptıktan sonra havluya sarılıp odadan çıktım. Ateş'i işe gitmek için hazırlanmış bir şekilde görmeyi beklemiyordum. Yapabildiğim en sinirli bakışlarla ona bakıp kıyafet dolabına ilerledim. Yün bir kazak çıkarıp altına da eşofman aldım. İç çamaşırlarımı da aldıktan sonra hızlıca oradan uzaklaştım. Banyoya ilerleyip üzerimi giyindim. Bugün bu ağrıyla bir şey yapabileceğimi sanmıyordum. O yüzden saçlarımı kurutmadan hemen tarayıp odaya girdim. Ateş'in hala odada olması sinirlenmeme sebep olurken umursamamaya çalıştım. Yatağa geri yatıp bacaklarımı kendime doğru çektim ve kollarımı da karnıma doladım. Sessizce ağlamaya devam ederken dün gece Ateş'in sözüne kanıp içtiğime lanet ettim. Bu zayıf halimden yararlandığı için de bildiğim tüm küfürleri içimden sayıyordum. Sırtım ona dönük olduğu için ne yaptığını göremiyordum ama ayak seslerinden yanıma yaklaştığını anlayabiliyordum. Tedirginliğim iyice artmıştı. Yatağın çökmesiyle yatağın köşesine oturduğunu anlamıştım. Sırtımdan tutup kendisini doğru çevirdi.

"İyi misin?"

Bir de soruyor muydu iyi misin diye?! 'Hayır de hiç iyi değilim sayende!' demek istesem de bunu söyleyecek halim bile yoktu. Kafamı hayır anlamında sallamakla yetindim.

"Özür dilerim."

Kendimi toplayıp sinirlerime hakim olamayarak ağladığımı belli eden ses tonumla konuşmaya başladım.

"Zayıf halimden yararlandığın için mi özür diliyorsun? Bunu elde ettiğin için mutlu olman lazımdı öyle ki."

"Dün gece bunu yapmamı sen de istiyordun."

"Sarhoştum ve sen de bunun farkındaydın."

"Bunu illa ki yapacaktım Nisan! Geri döndüğüm için aşiret bizden bir bebek isteyecekti. Sonra da üzerine kuma gelecekti. Böyle bir şeyin olmasını ister miydin?"

Lanet olsun haklıydı!

Kafamı iki yana salladım.

"Şimdi ağrına gelirsek, çok mu acıyor?"

Endişeli tavrıyla sorduğu soruya sert bir şekilde "Evet!" dedim. Kime kızgın olduğumu bilmiyordum. En azından o şeyi yaparken hatırlamamam ve hissetmemem iyi bir şeyken içimde ona karşı büyük bir kızgınlık vardı.

Kendi kendine mırıldandığında utançtan yerin dibine girebilirdim.

"Çokta sert davranmamıştım oysa."

Duymamış gibi davranmaya çalıştım. Birden ayaklanmasıyla bakışlarım tekrar ona döndü.

"Anlaşıldı. Bugün işe gitmeyeceğim ve karımı kendi ellerimle besleyeceğim."

Ne?

Benim için işini bile önemsemiyor muydu? Ayrıca beslemek derken neyi kastediyordu bu adam?

SEVSENE BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin