Geri dönüş

1.7K 121 28
                                    

Bu kişi Chen'di.

Hemen yerimden fırlamıştım onu kaybetmemek adına ona bakarak ilerliyordum ancak o benim harekete geçtiğimi görünce panik olmuştu. Kalabalığa doğru adım atarken o da olduğu yerden ayrılmıştı. Onu gözlerimle takip ediyordum ancak bedenim olduğu yerdeydi. Lanet yer çok kalabalıktı. Ben neredeyse kalabalığın ortasına geldiğimde o çoktan gözden kaybolmuştu. Hayal kırıklığıyla olduğum yerde donup kalmıştım. Eğer Chen ile konuşabilseydim herşeyi anlatmasını isterdim. Patronu, o gün neler olduğunu, neden onlardan haber dahi alamadığımı..

Daldığım düşüncelerden beni uyandıran bir beden olmuştu. Karşımda tanımadığım bir adam vardı zorla benimle dans etmek istiyordu. Ellerimi ellerine hapsetmişti. Onun hapsinden kurtulmak için ellerimi iki üç defa çekmeye çalışmıştım fazla sarhoş olduğu için gücü yerinde değildi ancak yine de bir kadına göre güçlüydü işte. Debelenmelerim devam ederken yanımda bir beden belirmiştim. Ben kendi derdime düşmüş bir halde kızarmış ellerimi kurtarmaya çalışırken karşımdaki adam ellerimi mucize bir şekilde serbet bırakmıştı. Karşımdaki adama odaklandığımda sedeleyerek düşmüştü. Anlamayarak yanımdaki bedene baktığımda tanıdık yüzü gördüğümde Tanrıya sonsuz kez şükretmiştim.

Kai bana anlamlandıramadığım bir şekilde bakarken ben dayanamayıp atlamıştım üstüme. Kahramanım Kai olmasaydı o sarhoş adamla başım belaya girecekti. Geri çekildiğimde Kai kollarımı tutarak ben önde o arkada kalabalığın içinden en az hasarla eski yerimize dönmüştük. Daha sakin yere ulaştığımızda Kai öfkeyle 'Ben sana yerinden kalkma demedim mi? Ne diye atıyorsun kendini ortalığa?' püskürmüştü. 'Ortalığa atmak mı? Ne biçim konuşuyorsun Kai. Oraya gitmemin bir sebebi vardı. Dinlersen anlatacağım.' haklı olarak kendimi savunmuştum. 'Hangi sebep seni manyak herifin ellerine itebilir? Sen cidden.' Sinirle saçlarını geriye doğru çekiştirmişti. 'Saçmalama Kai! O adamla dans etmek için mi kalktığımı düşünüyorsun cidden?'

'Ne sebeple olursa olsun oradan ben olmadan kalkmayacaktın. Ya yetişmeseydim? Ya daha manyak birine denk gelseydin?'bu sefer öfkelenen ben olmuştum 'Sebebim vardı Kım Jong In!Lanet olası Chen'i gördüm. Buradaydı. Ona soru sormak için kalktım yerimden. Bunca aydır öğrenmek istediklerim için bu fırsatı kaçıramazdım. Senin gelmeni de bekleyemezdim saçma anlaşma da o an aklımdan ucundan bile geçmedi!' başından beri söylemek istediklerimi söylediğim için rahatlamıştım. Şu aptal sürekli kelimelerimi geri yutmama neden oluyordu. Kai'den bir süre cevap gelmediğinde kafamı kaldırıp yüzüne bakmıştım. Sonuna sessizlik oyununu bozmuş 'Chen burada mıydı?' benimle değilde kendi kendine konuşur gibi bir hali vardı. Bir müddet daha ayakta dikildikten sonra 'Çantanı al gidiyoruz.'demişti.

Mekandan ayrıldığımızdan beri ne ben ne de o tek kelime etmemiştik. Ben kafamın içerisinde her bir ihtimali değerlendirip senaryolar oluşturmakla meşguldüm. Chen neden oradaydı?Patron'dan sonra Coelum'a ne olmuştu? Peki oraya kadar gelebilen Chen neden beni görmezden gelmişti? Bana olanlardan dolayı öfkeli miydiler yoksa? Bu ihtimal yaptıklarını çok iyi açıklıyordu aslında.

Geldiğimizi gördüğümde Jong In'e dönmüştüm. Elleri hala direksiyondaydı ve parmak boğumlarının beyazlaşmasından direksiyonu sıktığını anlamıştım. 'Jong In' endişeli bakışlarımı fark ettiğinde ellerini direksiyondan çekmiş ve ufak bir inilti çıkarmıştı.'İyi misin?' sorumla birlikte vücudunu bana döndürmüş ve ellerimi tutmuştu. Öfkeli bakışların yerini şefkatli bakışlar almıştı. 'Özür dilerim.' şaşırmıştım açıkçası ondan özür beklemiyordum. 'Neden?' demiştim.'Anlamadan, dinlemeden sana o kadar yüklenmemeliydim. Sadece senin için endileşelenmiştim ve gözüm o an hiçbir şey görmedi.' gülümsemiştim. Bunları bende biliyordum. Sonuçta annemin ve babamın beni bu kadar rahat bırakmalarının sebebi oydu. O yanımda olduğu için gönül rahatlığıyla dışarı çıkabiliyordum.

Coelum's Boss •[PCY & Oc]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin