Coelum's Boss •[PCY & Oc]

Anılar

Chanyeol ile kahvaltılık bir şeyler aldıktan sonra masaya geçmiştik. Masanın aurası gerçekten garipti ve böyle bir ortamda yemek yemek her ne kadar tuhaf olsa da karnımın guruldamamsı için yemek zorundaydım. Ben yemeğimi bitirene kadar kimse tek kelime etmemişti. Baekhyun'a bakmıştım, ortamı yumuşatacak kadar yürekli biri varsa o da Byun'dur. Bakışlarım rahatsız etmiş olacak ki dudaklarından okuduğum kadarıyla 'Ne var be! ' demişti. Elimi tutan Chanyeol'a çaktırmadan yavru köpek bakışlarımla 'Konuş ' demiştim. Kaşlarını kaldırmış, gözlerini devirmişti. 'Olmaz ' dediğinde itiraz edememiştim. Haklıydı aslında saçmalamak için doğru bir ortam değildi. 

'Ee kaç dakikamız kaldı? ' Kris cesaret hapı yutmuş gibi konuşunca saçmalayacağını bilsem de cevap vermiştim. 'Ne dakikası? ' sorar bakışlarımı gördüğünde 'Sessizlik rekorunu kırmaya çalışmıyor musunuz?' dediğinde gülümsemiştim. Kris yine beni şaşırtmamıştı. Ben gülünce Baekhyun da seslice gülmüştü. Ortam yumuşamaya başlıyor diye düşünmüştüm ve Jong In'e bakmak için cesaretlendiriyordum kendimi. Hadi ama ne kadar zor olabilirdi ki. Kaldır kafanı, işte böyle..

Bana nefretle bakıyordu. Bakışlarımız karşılaştığında tüm sinirini iliklerime kadar hissetmiştim. Sanki her an kalkıp beni boğazlayacak gibi duruyordu. Kim Jong In bu hallerine alışık değilim, lütfen eski haline geri dön demek istedim. Ancak bunu söylemek için çok geçti. Ona karşı mahçup hissediyordum. Duygularını zar zor itiraf etmişken bir hafta sonra başka biriyle, onun sayesinde tanıştığım insanla brilikte olmam epey kötü hissettirmiş olmalıydı. Bakışlarımı eğerek kendimi teselli etmeye çalıştım. Ben bilmiyordum, onun beni sevdiğini bilmiyordum. Kai hiçbir zaman benim için kardeşten öteye gitmemişti ki ona başka bir gözle bakayım. Ona empati yaptığım kadar onun da benimle empati yapmasını istiyordum.

İstemsizce Chanyeol'un masanın altındaki elini sıktığımda, Chanyeol'un bakışları bana dönmüş ve odağı ben olmuştum. Onun da Jong In'den bir farkı yoktu. Sanki Kai'nin bana olan ateş saçan bakışlarının önüne atlamış ve tüm gücüyle ateşleri geri yolluyordu. Öfkeli bakışları bana yönelince yumuşamıştı. Konuşmadan anlaşmak buydu sanırım. Gözleriyle iyi olduğumu soruyordu bana, tebessüm ederek cevap verdiğimde yarım kaldığı işe geri dönmüştü. Kai ve Chanyeol'un ölümcül göz savaşının daha ileri boyutlara gitmesini istemiyordum. Çaresizce Kris'e bakıyordum bu sefer, fakat hiç umurunda değildi. Gözlerimi sıkıca kapatarak derin bir nefes aldım, sıkılmıştım artık.

'Suho nerede bilen var mı? ' iki üç kelimeye muhtaç kalmıştım resmen. Baekhyun acı çekmeme dayanamamış olacak ki cevap verdi. 'Bilmiyorum. Geldiğimden beri şu işe yaramaz devle oturuyoruz. Kai gelince sevinmiştim ama o da en az Kris kadar sıkıcı bugün. ' numaradan ağzını bükerek konuşunca Kris hemen itiraz etmişti. 'Yah! Sen kime işe yaramaz, sıkıcı diyorsun cüce!' soğuk savaş sona ersin diye uğraşırken sıcak savaşı başlatmıştım iyi mi?

'Sen kime cüce diyorsun hormonlu herif! ' Baekhyun sert bir çıkış yaptığında Chanyeol'un kulağına eğilerek 'Bunlar birbirlerini burada öldürmeden önce, Kris'i alıp gidelim buradan sevgilim. ' demiştim. Kafasıyla onaylayınca derin bir nefes vererek ayağa kalkmıştım. 'Tamam çocuklar bugünlük bu kadar sevgi gösterisi yeter. Kris hadi gidiyoruz.' Kai ile göz teması kurmamaya dikkat ederek Baekhyun ve Kris'e konuşmuştum. 

Kris'i biz kampüse çıktığımızda, çiftlerin yanında sap olan tipler gibi gözükmek istemediğini, söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Chanyeol ile daha az kalabalık bir yere geçtiğimizde büyük bir ağacın altına oturmuştuk birlikte. Elimi tutmak istediğinde elimi çekmiştim çünkü çok daha güzel bir fikrim vardı. Elime aniden çekmem dolayı Chanyeol şaşırmış bir ifadeyle bana baktığında gözlerinden öpmemek için kendimi zor tutmuştum. 'Sevgilim bir sorun mu var? ' dediğinde hemen kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Yanlış anlaşılmalardan nefret ederdim. 'Channie senden bir şey isteyeceğim..' dediğimde 'Evet sevgilim? ' merakı daha da artarken 'Aslında çok basit bir şey de utanıyorum söylemeye..' çekinerek söylediğimde aklında başka başka şeyler gelmemesi için dua etmiştim. Olabilir yani, Kris'in arkadaşı sonuçta!