Rüya mı ? Gerçek mi?

1.8K 117 42
                                    

Detaylara girerek kendimi Chanyeol'un önünde ağlar halde bulmak istememiştim, bu yüzden her şeyi yüzeysel olarak anlattım. Son olarak Sehun olayını da anlattığımda derin bir nefes alıp gözlerine baktım. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Tek kelime etmemişti, biraz daha böyle donuk bakarsa kalkıp gideceğinden korkuyordum.

'Bunu başka kim biliyor?' nihayet sessizlik bozulmuştu ama soru beklemediğim yerdendi. Bu kadar tuhaflığın içinden sadece buna mı takılmıştı? Tereddütle 'Kai. ' demiştim. Bakışları koyulaşmış, çenesi kasılmıştı. Neden sinirlenmişti ki? 'Chanyeol ?' seslenişim ile yüzü eski halini almış ve yine odağı ben olmuştum. Oturduğu yerden kalkarak yanıma gelmiş, sarılmıştı. Chanyeol bana sarılıyordu..

Sarılışı, içimde bir yerleri titretmişti. Tutmak istiyordum göz yaşlarımı, onu rahatsız etmek istemiyordum ama neye yarardı. Kendi bildiklerini okudular. Onlar özgürlüğüne kavuşurken ben Chanyeol'a daha çok sarılmıştım.'Ben senin yanındayım tamam mı? Asla yalnız bırakmayacağım seni.' Ağladığımı hissetmiş olmalıydı. 'Teşekkür ederim Chanyeol.' Sana minnetarım Chanyeol. Beni böyle kabul ettiğin için sana minnettarım.

İstemeyerek de olsa ondan ayrıldığımda elleriyle göz yaşlarımı silmişti. 'Teşekkür et diye söylemedim!' sahte bir kızgınlıkla söylediğinde kendimi tutamayarak gülmüştüm. 'Gülme.' gülerek söylediğinde 'Peki ' diyerek geçiştirmiştim. Sarılma faslı bitmiş miydi bilmiyorum. İkilim de kalmıştım çünkü şuan fazla yakındık. Daha da yakınlaştığında büyünün bozulmaması için gözlerimi kapatmıştım. Chanyeol ağır çekimde yaklaşırken, onu bekliyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.

Yumuşak ve dolgun dudakları hissettiğimde  donup kalmıştım. Kalbim sanki az önce delice atmaktan yorulmuştu ve bu tempoya dayanamayarak istifa etmişti. Beni dokuz bulutun üzerine çıkarmıştı. Öpücük derinleştiğinde ise beni iyice kendine çekmişti. Hakimiyet tamamen ondaydı. Onun kucaklarında ölmeye hazırdım. Geri çekildiğinde tüm oksijeni içime çekmiştim. Alnını alnıma koyup beklemişti bir süre. Sakinleşmeye ihtiyacım vardı ancak Chanyeol'un nefesi dudaklarımı gıdıklıyordu. Bu hiç iyi değildi.. Ölümüm Chanyeol'un elinden olacak diye korkuyordum.

Chanyeol heyecanımı anlamış olacak ki iyice geri çekildiğinde kafamı aşağı eğmiştim. Oksijen beynime ulaştığında beynim, nihayet düzgün çalışmaya başlamıştı ve az önce olan şeyi idrak edebilmişti. Az önce Chanyeol ile öpüştün sinyalleri tüm vücuduma yayılırken kafamda gong sesi çalmış ve gerçek dünyaya dönmüştüm. Şimdi Chanyeol karşımda ve ben utancımdan kafamı eğiyordum. Chanyeol'un elleri çenemi bulmuş ve yavaşça kaldırmıştı. Göz göze geldiğimizde koyu bakışları beni karşılamıştı. Bakma bana öyle Chanyeol. Senin aşkına düşmekten korkuyorum.

'Seni seviyorum.' O tüm ciddiyetiyle söylediği şeyin bir halüsinasyon olmadığını kanıtlarken ben sadece ağzım açık ona bakıyordum. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Chanyeol beni mi seviyordu? Yemin ederim kalbim dayanamayacak diye korkuyorum. 'Chanyeol sen ciddi misin?' tereddütle konuşmuştum. Eğer tüm bunlar aptal bir şakaysa.. Kendimi inandırmak istemiyordum işte. 

'Çok ciddiyim. Bana fırsat ver tamam mı? Ben seni mutlu edeceğim. Yemin ederim pişman olmayacaksın.Sadece şans ver bana.' ellerimi onun yüzüne götürdüm. Gerçekti. Göz göze geldiğimizde içimden geçen şeyi yaptım. Dudaklarına kelebek etkisinde bir öpücük bıraktım. 

Az önceki tüm şaşkınlığım şu an Chanyeol'a geçmiş gibiydi. Kabul ben bile kendimden böyle bir karşılık beklemiyordum. Şaşırmakta haklıydı yani. Mimikleri yeni yeni çözülmüş gibi dudaklarının kenarları ağır çekimde kıvrılmıştı. Gülüşü iyice genişlediğinde yerinden zıplamış yanında beni de kucağına almıştı. Delice dönüyorduk etrafta.

Coelum's Boss •[PCY & Oc]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin