Görevimiz Klişe.

⛄🌞 Görevimiz Klişe |3| Part-1

Görevimiz Klişe |3| Part-1

Asilcik aileme ithafen...

Multi; Francisco Lachowski, Argun Bozkurt.

⛄

Dün geceden sonra, Argun'un baba parasıyla aldığı evinin büyük salonunda uyuyakalmıştık. Kesinlikle Nehir ve Egemen eski defterleri açmamışlardı, kesinlikle Argun benim dizlerimde uyuyakalmamıştı.

Yemediniz değil mi?

Ben olsam yerdim ama siz yemeyin.

Sabah uyandığımda her yerim tutulmuştu ama sorun etmemiştim. Egemen ve Nehir de sarhoş oldukları için hiçbirşey hatırlamıyorlardı. Merve? Onu boşverin, bilmem kaçıncı sevgilisinden ayrılmıştı ve hiç de dert etmiyordu.

"Yha oha falan oldum," diyen Merve'ye göz ucuyla bakıp önümdeki sütlü mısır gevreğini yemeye devam ettim. Beşimizde kahvaltı hazırlamaya üşenmiştik ve hunharca mısır gevreği yiyorduk. "Bu sefer niye oha falan oldun?" dedi Nehir gözlerini bayarak.

"Yusuf bana instagram'dan mesaj atmış!" dedi sevinç çığlıkları atarak. "İstek de değil, mesaj..." dedim onu alaya alarak. "Ne demiş? Ayrıca hangi Yusuf, trabzonspor da ki mi? Yusuf Yazıcı?"

Egemen dediklerimi duyduğunda ağzındaki mısır gevreğini zar zor yuttu. Gülmek ve öksürmek arasında sesler çıkardı. "Kanki, Yusuf Yazıcı kim, bu Merve kim?" Merve bizim alayımızı hiç umursamadı, her zamanki gibi ağzını eğerek konuştu. "Yusuf Karayusufoğlu beni akşam yemeğine davet etti, tamam mı?"

"Tamam," dedim gülerek. "Soy adı da baya bir havalıymış." Nehir tabağından mısır gevreği aşıran Egemen'e dik dik bakıp konuştu. "Deneme sınavında optiğe soy adı da sığmıyordur onun."

"Merve Karayusufoğlu!" dedi Egemen sırıtarak.

"Dalga geçmeyin kankıslar," dedi Merve boynunu bükerken. "Ciddi düşünüyoruz."

Bu sözünden sonra, yüzü asık olan Argun bile hafif bir tebessüm etmişti. "Gülmeyin," dedi Argun gülmemek için çaba harcarken. "Ciddi düşünüyorlarmış." Başımı olumlu anlamda salladım. "Ne kadar ciddi?" dedim tek kaşım havaya kalkarken. "Üç hafta falan çıkar mısınız?"

Egemen elini havaya kaldırdı. "Bir buçuk ay diyorum." Nehir alayla bir tebessüm savurdu. "En fazla üç gün çıkarlar." Merve oflayınca ona bakıp omuz silktim. "Gerçekler acıdır," dedim gülmemek için fazla bir çaba harcarken.

"Baklava tatlıdır," dedi Egemen sırıtarak.

"O zaman baklava gerçek değil," dedim gülerek. Egemen ile yumruklarımızı tokuşturduk.

Argun, "Şebekliğiniz bittiyse kalkın da alışverişe gidelim," dedi Egemen ile tokuşan yumruk yaptığım elime bakarken.

Bu kadar belli etmesene salak şey.

Merve ile dalga geçtiğimize bozulmuştu galiba.

Yoksa Merve'yi mi seviyordu? Boynundaki A dövmesi de Merve Sabuncu'nun soy adındaki A mıydı?

Sştt söylememize gerek yok ben salak, mal, geri zekâlı ve beyinsiz dörtlemesinin vücut bulmuş haliydim.

"Ne alışverişi?" dedi Nehir düz düz Argun'a bakarken.

Argun, "Sabah biraz baktım," dedi düşünceli bir sesle. Şu anda saat 14:12'ydi, iyi uyumuşuz. "Ural kolejinde forma giyilmiyor, sizin de rolleriniz için kıyafet almamız şart." Üzerimdekilere baktı. "Ayperi bu siyah kıyafetleriyle nasıl masum kız olacak?"