Takvimler 13.08.2023 gününü gösteriyordu. Bu dünyaya gözlerini açtığında gördüğü ilk şey beyaz önlüklü, gözlüklü çok ciddi insanlar oldu. 7 yaşına kadar tüm doğan çocukların böyle doğduğunu düşünmüştü çünkü o doğduğu zaman kimse büyük bir sevinç duymamıştı. Ciddi insanlar onu bir yere yatırdı. O bunu çok rahat bulmuştu. Küçük bebek bedeni sıcak ama yalnız bir yatağa yatırıldı ve hikayesi doğmadan önce zaten belirlenmişti.
Yıllar sonra bile hala yumuşak bir yatağı vardı. Bulut gibi diye bir değim duymuştu.
Acaba dedi "Benim astronot bebeğimde bulut gibi midir?"
Dünya büyük; mavi, beyaz, yeşil ve kahverengi desenleri olan top.
İçinde milyarlarca insan yaşıyormuş. Kim bilir ne kadar büyüktür diye düşündü Dünya, Dünyayı.
Dünya kendi gezegeninden çok uzaktaydı. O bulut kadar rahat beşiğe konulduktan çok kısa zaman sonra o beşik ile büyük bir uzay evine kondu. Evet uzay evi. Dünya buna uzay evi derdi. Onun evi uzayda hareket halinde olan bir mekikti. H923
Dışarıdan hiç görememişti. Resimleri oturma odasındaki rafında durmaktaydı. Devasa görünen dikey ve oturma odasına denk gelen yuvarlak camı ilk görüşte tanımıştı. Rafta başka şeylerde vardı.
Pek çok kitap vardı mesela. En sevdiği kitap küçük Prensti. Oda kendi gezegeni Asteroid B 612 den ayrılıp planör ile çok uzun yolculuklara çıkmıştı. Sahi ya hiç planör görmemişti. Hiç uçak, kuş, kedi, köpek, arı, akan bir su kaynağı, okul sırası, bir yetişkin, bir bebek, bir anne ya da baba görmemişti.
Hatta Dünyayı bile görmemişti. Ancak bir gün görecekti. İnsanları, hayvanları, gökyüzünü ve hatta pek çok insanın tiksindiği o böcekleri bile görecekti ve emindi ki sevecekti. O zamana kadar dışarıdaki koca uzay ona aitti.
Uzayda gitmesi gereken önemli bir yer varmış. Bu yolculuk Messier 31 olarak bilinen Andromeda sarmal gök adasına. O bir galaksi. Saman yolu gibi. Şuan 7 yaşındaydı. Onun çok büyük bir görevi vardı. Andromeda'ya seyahat eden ilk insandı.
Andromeda Yunanca 'İnsanların Yöneticisi' anlamına geliyormuş. Mitolojiden bir isimmiş. Kitaplarda geçiyormuş. Tıpkı onun ismi gibi. Oda büyük bir insan olacaktı.
Günlük yapılacak işleri vardı H 923 adlı uzay evinin yapılacak işleri vardı. Mesela kitaplarını toplamak.
Temizlik yapmasına gerek yoktu. Andro tüm işleri yapardı. Andro Dünyanın yapay zeka asistanı. Ona bu adı verdi aslında o 125. Yapay zekaya neden 125 adını verirsin ki diye düşünürdü hep.
En sık düşündüğü şey yetişkinlerin sayı aşklarıydı. 0lar 1ler, ne çok severlerdi bu sayıları.
Dünya 7 yaşında. Aslında 6. Ama bugün saat 1 civarlarında Dünya, Dünyaya geldi.
Her yaş gününde Andro ona yeni bir şey verirdi. Mesela ilk doğum gününde bir yürüteç.
İkinci yaşında astro bebek. Astronot kostümü olan bebeği verilmişti. Astro onun uyku arkadaşıydı.
Üçüncü yaşında harfler kitabı ve kavramlar kitabı.
Dördüncü yaş gününde Uzayın sırlarını anlatan resimli bir kitabı vardı. Beşinci yaşında ilk kez bir bitkisi vardı. Bir çiçek. Papatya. Ama ona sadece fanusun arkasından bakabiliyordu. Fanusu onu uzayın olmayan yaşanmaz ikliminden koruyormuş. Altıncı yaş gününde bir dünya küresi aldı. Üzerinde ülkeler ve şehirler vardı. Acaba orada yaşayan ve onu bilen insanlar var mıydı?
Tabii ki olacaktı. Bu devasa bir projeydi. Onu bekleyen birileri olmalıydı. Bu akşam acaba ne hediye alacaktı?
Bu ve buna benzer tilkiler kafasında döne dursun Dünya her zaman olduğu gibi dersinin başına geçti.
Dünyaya faydalı olmak için zeki olmalıydı. Burada ileri düzey bir akademik eğitim verebilecek bir Androsu vardı. O onun öğretmeni ve arkadaşıydı. Konuşmayı her kez gibi ondan öğrendi. Andro onun her şeyiydi.
Akşam vakti gelmişti. Akşam yemekleri 7de yenirdi. Sağlıklı yemekler ve yalnız bir sofra. Ama mühim değildi.
Bir gün bu yolculuk bitecek ve onunda masasında insanlar olacaktı.
İşte hediye vakti. Andro mekanik kolu ile bir koca defter koydu önüne. Üzerinde aile defteri yazıyordu. Bu onun hakkında bir defter miydi?
Anne ve babası ile fotoğrafı vardır değil mi? Bunları düşünerek büyük bir heyecan ile açtı kapağı.
İşte ilk sayfa. D1. Yedinci yaş gününü kutlarız. T uzay araştırma merkezi.
Ne yavan bir iyi dilek bu. D1 o muydu? Dünya yazmaya bile tenezzül etmeyip üstüne ona birde rakam vermişlerdi. Sakin olması gerekiyordu. Yetişkinler rakamları severdi. Buda onların bir sevgi ifadesi olmalı diye düşündü.
"Sayfaları çevirip neler var bakalım." dedi.
İlk sayfada iki insan vardı işte annem babam dedi. Ama bunlar proje başkanlarıymış. Aşağıda böyle yazıyordu.
İkinci sayfaya geçti bir başka kadın daha. Buda Projenin baş doktoru.
Uzay evindeki sağlık sistemini ekibi ile geliştirmiş.
Bir başka sayfaya baktı iki adam vardı bunlar mühendis ekibin başları.
Böyle nerdeyse 20 sayfa vardı. Bu aile albümü T uzay araştırma ailesinindi. Son sayfada şu anki kendi resmi vardı. Altında D1 parantezle Dünya yazıyordu. En arka sayfa vardı sırada. Bir veda metni mi vardı acaba sadece.
Çok korkuyordu. Eli titreye titreye sayfayı açtı. İki isim vardı. Sayfanın başındaki iki insanın daha günlük resimleri. Proje başkanları. Tüm bu projenin ilk fikir babası bunlardı. En alt kısımda bir resim vardı. Burada bu resmin doğumhanede 13.08.23 tarihinde D1'in doğumu olduğu yazıyordu. İkinci sayfadaki kadın onun dünyaya gelmesine yardım eden kişiymiş. Anne ve babası da kendini ilk sayfada proje başkanı diye tanıtan kişilermiş yani.
"Bu kadar mı yani?" dedi. Sevinmiş, üzülmüş, şok olmuş ilk kez birden fazla duyguyu bir arada yaşamıştı.
O zaman onun kocaman bir ailesi mi vardı? Bu albüm T uzay ajansı ailesin bir aile ferdi olduğunu söylüyordu. Ancak içinde hala bir burukluk vardı. Madem bu kadar büyük bir ailesi vardı neden H923 içinde bir tek o yolculuk ediyordu?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Andromeda'ya Yolculuk [TAMAMLANDI]
Science Fiction"Günün erken saatlerinde mekiğin ana penceresi büyük ve ihtişamlı bir manzaraya sahipti. Andromeda sarmal galaksisi etrafımda dönüyordu. Dünyadan gözlenebilen en uzak gök cisminin sistemi içindeyim. Bir başka deyişle dünyadan en uzak noktadayım. İnc...