Bölüm 5

3.9K 225 9
                                    

Hikaye Adı: Disiplin
Couple: Krishan
Yazar: Ekin
Bölüm Sayısı: Belli değil


“Ah… ben rahatsız mı ettim?” İkiside bakışlarını kapıya çevirdiğinde Suho’yla karşılaştırdılar. Üstünde okul forması vardı ve her yeri kan içindeydi. “Luhan’la konuşmam gerekiyordu.” Kris, ona baktı ve ellerini cebine soktu.
“Ne oldu sana böyle?” Suho omuz silkti ve gidip koltuğa oturdu. Göğsünü acıyla tuttu. Luhan hemen yanına koştu. 
“İyi misin? Canın çok mu yanıyor? Bunu onlar mı yaptı?” Suho ofladı ve kafayı geriye attı. 
“Jenny’yi de götürdüler.” Luhan başını elleri arasına aldı. “Taciz ediyorlardı. Kurtarmaya çalıştım Luhan. Ama çok fazlalardı.” 
“Tamam. Sen elinden geleni yapmışsın.” Kris ikisinin önünde durdu ve yere çöktü.
“Kim bunlar?” Luhan, ilk önce Suho’ya sonra Kris’e baktı. 
“Şey… Birkaç kez Jenny’yi taciz etmişlerdi. Geçen yine geldiler. Kafayı kıza takmış durumdalar. Anlaşılan bu sefer toplanıp gelmişler. Ve çok geç kalırsak Jenny için iyi şeyler olmaz.” Ayağa kalktı. “Bugün için izin alabilir miyim?” Kris telefonunu ve araba anahtarını aldı. 
“Ben de izinliyim. Gidip haklayalım şunları.” Luhan gülümsedi ve Suho’yu kolundan tutup kaldırdı, kendine yasladı.
>>>>>
Luhan telefonu kapatıp yanında, sürücü koltuğunda oturan Kris’e baktı.

“Gangnam’da, çok ünlü bir kafenin ilerisindeki depodalarmış. İsmini bilerek söylemedi. İşimizi zorlaştırmak istiyorlar.” Suho, küfür etti ve camdan dışarı baktı. Kris gülümsedi.
“Ne şanslıyız ki ben oranın devamlı müşterisiyim.” Luhan ona baktı ve kafayı iki yana salladı.
“Zengin züppe.” Kris, ona baktı ve Luhan derhal sustu. 
>>>>>
Suho ve Luhan hızla depoya girdiler ve karşılaştıkları şey sadece Jenny’ydi. Elleri, kolları, ayak bilekleri, ağzı hep bağlıydı. Suho etrafa baktı.

“İlginç bir şekilde kimse yok.” Luhan ofladı ve Jenny’nin yanına koştu. Bileklerini çözmeye başlamıştı ki Jenny çığlık atmaya çalıştı. Luhan hızla arkasını döndü ve kafasına bir sopa darbesi yiyip yere yığıldı. 
“Luhan!!” Kris, ona vuran adamın yanına koştu ve yüzüne sert bir yumruk geçirdi. Suho da Kris’e katıldı ve etraftaki yaklaşık on adamı dövmeye başladılar. Ellerinden geldiğinde. Adamlardan çok onlar hasar aldılar. Yinede Suho Jenny’yi çözmeyi başardı ve Kris, Luhan’ı sırtına aldığı gibi depodan çıkıp arabaya koştular.

“Hızlı ol!” diye bağırdı Suho, Kris’e. Kris, kontağı çevirdi ve adamlar peşlerinden geldiği sırada gazlamayı başardı.
“Luhan? Luhan iyi misin?” Kris, tek eliyle onu dürttü. Luhan, inledi ve gözleri araladı, elini başına götürdü.
“Bu adamlardan… nefret ediyorum…” dedi sayıklar gibi. Kris, gülümsedi ve omuz silkti.
“Ben de nefret ediyorum. Emin olabilirsin.” Genç adam, bakışlarını ona çevirdiğinde kaşının ve dudağının patlamış olduğunu gördü. Yanağı ise morarmıştı. Daha sonra arka tarafa Suho’ya döndü. Jenny ile ikisi kafa kafaya vermiş uyuyorlardı. Suho’nunda Kris’ten bir farkı kalmamıştı.
“Ben… özür dilerim. Daha dikkatli olmam gerekirdi.” Kris omuz silkti
“Sorun değil. Beceriksiz olman senin suçun değil.” Luhan ona baktı.
“Laflarına dikkat et babalık!” Kris ona baktı, gözlerini kıstı. 
“Sen dikkat et bence.” Luhan omuz silkti ve camdan dışarı baktı. Hiç değilse son günlerde ona iyi davranıyordu. Dayak yoktu. Bağırma yoktu. Odaya kilitleme yoktu. Baya değişmişti. Yoksa Luhan yerine Kris mi değişiyordu?
>>>>>
“Nasıl görünüyorum?” diye sordu Kris, kol düğmelerini takarken. Luhan arkadan eşiğe yaslandı. 
“Gitmek zorunda mısın?” Kris, aynadan ona baktı ve kravatını aldı. 
“Bu bir aile yemeği Luhan. Anlamak zorundasın.” Luhan ofladı. 
“Tabi ya aile yemeği. Evliliğiniz ve geleceğiniz hakkında konuşacaksın değil mi?” Kris, kravatı bırakıp Luhan’a döndü ve elleri beline koydu.
“Derdin ne senin?” Luhan odaya girdi ve ona doğru yürüdü.
“Buraya benimle ilgilenmen için geldim Kris. Ama senin tek derdin sevgilin. Madem bana yardım etmeyeceksin bırakta evime, eski hayatıma döneyim. Suho ve Jenny, birlikte Busan’a geri dönmeyi teklif ettiler.” Derin nefes aldı. “Suho benimle birlikte olmak istediğini söyledi. Ama sen engelliyormuşsun.” Kris’in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Suho mu? Luhan’la mı? Bu… çok anlamsızcaydı. 
“Suho mu dedin?” Luhan yutkundu ve geriledi. “Suho’yla birlikte olmak mı?” Genç adam geriledikçe Kris üstüne doğru yürüyordu. Luhan kapıya atak yaptığı anda Kris koştu ve kapıyı kapatıp kilitledi. Kollarından tutup yatağa yatırdı. Bileklerini tuttu, yatak başına bağladığı gibi Luhan’ın gömleğinin önünü ve pantolonunu açtı. Luhan, onun karnına bir tekme geçirdi.

“Kes şunu Kris! Bırak beni!” Kris karnını tuttu, inledi ama geri çekilmedi. “Bırak beni!” Luhan’ın üstüne çıktı ve boynunu öpmeye başladı. 
“Demek Suho ha?” Güldü. “Bu gece bir yere gitmiyorum.” Geriledi kemerini çıkardı ve telefonu alıp sevgilisini aradı. “Bugün gelemiyorum. Çok önemli bir işim çıktı. Uçaktayım. Seni sonra ararım.” Dedi ve kapattı. Luhan derin nefes aldı ve tekrar yutkundu. Kris, onun karnına bir kemer darbesi geçirdi. Luhan acıyla inledi ve olduğu yerde kıvrandı. Kris gülümsedi ve kendi ceketiyle gömleğini çıkardı ardından pantolonunun düğmesini açtı.

“Hayır Kris. Yapma. Bunu yapmak istemiyorsun. Sadece sinirlisin.” Luhan, keskin gözlerini ona dikti. “Sen sadece kızlardan hoşlanıyorsun.” Kris durdu, tek eliyle yüzünü kapattı ve diğer elini beline koydu.
“Ben de öyle sanıyordum Luhan, emin ol.” Elini yüzünden çekti ve tekrar Luhan’ın üstüne çıkıp pantolonuyla iç çamaşırını çıkarıp attı. Bacaklarını iki yana ayırıp gülümsedi. 
“Beni kullanıyorsun.” Dedi Luhan, sesinin titremesine engel olamayarak. “Suho’nun değerini şimdi anlıyorum.” Kris, durdu, durdu ve Luhan’a sert bir tokat attı. Luhan, gözlerini sıkıca kapattı ve olacaklara kendini hazırladı.
Yavaşça içine girdi Kris. Bunu hissetti. Kravatı elinden geldiğinde sıktı ve dudağını ısırdı. Bu canını yakmıştı. Kris, yüzünü Luhan’ın boynuna gömdü ve hızla gitgel yapmaya başladı. Luhan acı ve zevk karışımı bir şekilde inliyordu. 
“Kris yapma. Pişman olacaksın.” Ama Kris onu duymuyordu. Transa geçmiş gibiydi. Luhan tekrar inledi, bu sefer Kris, Luhan’ın özelini okşamaya başlamıştı. “Kris…” Kelimeler kesik kesik çıkıyordu ağzından. “Kris dur.” 
Kris geriledi, çekmeceden başka bir kravat alıp Luhan’ın ağzını bağladı. Ter içinde kalmıştı ve nefes nefeseydi. 
“Çok konuşuyorsun. Kapa çeneni.” Luhan yutkundu. Kris, sanki… değişmişti. Sabah ki Kris değildi.
Luhan tekrar içine girdiğini hissetti ve inleyerek kafasını geriye attı. Vücudu gerilmişti. Kris, elini Luhan’ın göğsünde gezdirdi. 
O sırada Kris’in telefonu çaldı. Uzanıp telefonu açtı ama gerilemedi. Hâlâ gitgel yapmaya devam ediyordu. Luhan, telefondaki sesi duydu. Sevgilisi.

“Kris, senden nefret ediyorum! Bu kadar özel bir günde nasıl gelmezsin!” Kris derin nefes aldı ve Luhan’a baktı.
“Lütfen, şimdi sırası değil.” 
“Nasıl sırası değil ya?! Nasıl sırası değil!” Kris ofladı ve telefonu kapatıp bataryasını çıkarttı ve kenara attı. Ardından Luhan’a döndü. 
Luhan, kravatı sıkı sıkıya kavramış ağzındaki kravatı ısırıyordu. Gözleri ise kapalıydı. Kris, Luhan’a yaklaştı ve çenesini okşadı. Boynuna öpücükler kondurmaya başladı. Luhan, kravatı daha sert bir şekilde ısırdı.
O sırada Kris’in sıcaklığını içinde hissetti ve adam geri çekildi. Luhan, gözlerini yavaşça açtı. Kris, yanına gitti ve bileklerini çözdü, ağzını açtı. 
Luhan ise hemen kalkıp banyoya koştu.
>>>>>
Ertesi gün, Kris, Luhan’ın hazırlanmasını bekliyordu.
“İşin bitmedi mi hâlâ?” Luhan odadan çıktı ve kravatını düzeltti. “Aferin, öğreniyorsun.” Gülümsedi ama Luhan yüzüne bile bakmıyordu. Telefonunu alıp evden çıktı, birini aradı. Kris ofladı, çantasını aldı ve Luhan’ı takip etti.

“Luhan kes şu…” O sırada asansörün kapıları açıldı ve Suho içeriden çıktı. Luhan, Suho’ya baktı gülümsedi.
“Günaydın Suho.” Suho da gülümsemesine karşılık verdi.
“Neden beni çağırdın? Okulu ektim.” Luhan omuz silkti. Kris’e döndü.
“Bizimle gelebilir mi? Orada yalnız hissetmek istemiyorum.” Kris yutkundu, başını onaylar gibi salladı ve asansöre bindi. Suho, Luhan’ı kendine çekip birlikte asansöre bindiler.
Luhan, Kris’e yan gözle baktığında gördüğü tek şey…
Üzüntü.

DisiplinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin