Disiplin

Bölüm 9 FİNAL

Hikaye Adı: Disiplin

Couple: Krishan

Yazar: Ekin

Bölüm Sayısı: 9

-1 Ay Sonra-

Luhan, Busan’a geri dönmüştü. Jenny ve diğer arkadaşlarıyla birlikte bir kafede oturuyorlardı. Ailesi ilk gidişinden bu yana oldukça gelişme gösterdiğini bu kadarının yeterli olabileceğini falan söylemişlerdi. Suho yoktu. En son Kris ile onun evinde yaşadıkları seksten haberdar olmuş, daha doğrusu duymuştu. Zaten Amerika’da bir burs kazanmış, şimdi New York’ta iyi bir lisede eğitimini devam ettiriyordu. Luhan ise… yalnızdı. Kris yoktu, Suho yoktu. Jenny zaten hiç onunla olmamıştı, tek istediği kendisiyle yatağa girebilmekti.

“Ben gidiyorum çocuklar.” Dedi ve çantasını alıp kafeden çıktı. Belki depresyona girmişti? Daha bir ay öncesine kadar her şey gerçekten harikaydı.

“”Kris uyandığında Luhan’ı tekrar Suho’nun yanında buldu. Yavaşça doğruldu ve Luhan’ın yanına gidip alnına bir öpücük kondurdu. Luhan gözlerini araladı ve Kris’e bakıp gülümsedi.

“Gidiyorum.” Dedi Kris ceketini giyerken. Luhan doğruldu.

“Kris, gitme.” Kris önüne çöktü ve Luhan’ın saçını okşadı. 

“Luhan, ben hastaneye falan yatmayacağım. Merak etme tamam mı? Ailenle konuşup seni Busan’a göndereceğim.”

“Ama…”

“Orada daha rahat edeceksin. Güven bana. Sürekli konuşuruz, tamam mı?” Luhan, Kris’e öylece bakakaldı ve kapıdan çıkıp gitmesini seyretti.””

Luhan, bir bar taburesine oturdu. 

“Bira istiyorum, lütfen.” Dedi ve parayı uzattı. Adam, parayı alıp bir bardağa birayı doldurup Luhan’a verdi. Luhan alıp bir yudum içti. Her şey resmen boka sarmıştı. Kris’i özlüyordu. Ama Kris’ten Busan’a geldiğinden beri hiç haber alamıyordu. Belki telefonunu değiştirmişti? Belki Luhan’ı sadece kullanıp atmıştı. Luhan başını elleri arasına aldı ve derin nefes aldı. Ama birkaç yaş masaya damlamıştı bile.

“”Luhan, Suho’nun sözleri karşısında şok olmuştu.

“Hepsini duydum Luhan. Ve bu hoş değildi. Benimle oynadın.” 

“H-Hayır Suho. Ben sana deneyebiliriz demiştim. Sana aşık olduğumu söylemedim.” Suho, Luhan’a sert bir tokat attı. Luhan elini yanağına koydu. Suho’nun yüzüne bakamıyordu. Çok mahçup hissediyordu. Suho onun eline birkaç belge verdi. Luhan alıp baktığında Amerika New York’tan gelen bir posta olduğunu gördü. İyi bir liseden iyi bir burs.

“Burs mu kazadın?” Suho belgeleri aldı. 

“Ben sizin gibi olmayacağım Luhan.”

“Bizimle neden birlikteydin o zaman?”

“Senin için! Seni de bu bataklıktan kurtarmaya çalışıyordum!” Luhan bir şey diyemedi. Şuan gerçekten haksız bir durumdaydı. 

“Gidiyor musun yani?” Suho yatağa oturdu. Eliyle yüzünü kapattı, çektiğinde ise sinirle saçını karıştırdı.

“Bir hafta sonra.” Ona baktı. “Ama sen gidiyorsun.” Önüne birkaç bilet ve pasaport attı. “Kris yolladı.””

Luhan hıçkırmaya başladı. Suho’nun onu artık arkadaştan saymaması onun için büyük bir üzüntüydü. 

“Bir tane daha ister misin?” diye sordu barmen. Luhan ise sadece başını evet anlamında sallamakla yetindi.

“”Lanet olsun neden açmıyorsun telefonunu Kris, diye söylendi Luhan içinden. Havaalanındaydı ve Kris’ten tek bir çağrı mesajı dahi alamıyordu. Sinirle telefonu sıktı ve uçağın duyurusunu duydu. Bu Luhan’ın uçağıydı. Son bir kez etrafa baktı ama kimse yoktu. Uçağa doğru yürüdü ve bavulunu verdi. Sanırım artık ne Kris ne de Suho… yanında olacaktı.””