Hayallerle başlar önce polislik mesleği. Mahallenizden geçen genç Çevik Kuvvet, Yunus polisi abilerinize imrenerek attığınız o ilk bakış mesleğe attığınız ilk adımdır aslında. Öyle farklı bakarsınız ki o gün ona üniforması, arması, silahı herşey bir başka büyür gözünüzde. Sanki Polis değilde süper kahramandır o ilk an. Ve karar verilir hayallerin ötesine. Artık başlamıştır kimi zaman mutlu sonlu o meşakatli yol. Başlarsın o heyecan verici koşuşturmaya. Polislikle ilgili herşeyi, her detayı öğrenmek istersiniz. Sahiplenir, özdeşleşirsiniz çıktığınız yolla. Kimi zaman hazırlık testleri arasında boğulur, kimi zaman acılar içinde kalana kadar mekik çekersiniz. Kimi zamanda birden duraksar ve tekrar o mutlu sonun hayallerine dalarsınız. Ama zaman hayal kurma değil gerçekleştirme zamanıdır. Çalışmaktan yorulduğunuz anlarda, ailenize verdiğiniz umut yol arkadaşı olur size. Günler geçer ve o yollar birer birer aşılmaya başlar. Evrak teslimler, yazılı sınavlar, spor ve sözlü mülakatlar derken hızlıca geçen zaman sonunda o tarih gelir çatar en içten “hayırlısı olsun” dualarıyla… Heyecanla internet başına geçip sonuçlar kontrol edildiğinde, herkes için hayırlısı olmuştur. O an bazılarına hüzün versede. Bazen öyle hissedersiniz ki, kazanan her zaman kazanamaz da zaten. Belki bir bakarsınız kendinizi sevinç çığlıkları atacağınızı hayal ettiğiniz bir anda, beraber sınava girdiğiniz en yakın arkadaşınızı teselli ederken bulursunuz ve yine hayırlısı böyleymiş doğrusunu ikrarla yutkunursunuz. Ama sizi sevenlerde sizin için sevinince zamanla gerçeği anlarsınız. Kazandığınızı.
Bir anda alel acele toplanan valizlerle okulunuzun önünde etrafa bakarken bulursunuz kendinizi. Kiminiz Samsun’dasınızdır, kiminiz İstanbul’da, kiminiz Yozgat’ta… Artık gurbet vardır. Sadece iki yıl sanırsınız ilk önce gurbeti ama. Artık hayatınız, ömrünüz yani siz, tüm benliğinizle gurbet olmuşsunuzdur. İlk an farkına varmasınızda. Duraksarsınız ilk adımı atarken içeriye tüm bu düşüncelerle. Bir anlık tereddütle. Ancak sonra bir feda hissi kaplar benliğinizi ve Vatan Sağolsun der atarsınız ilk adımı içeri. Önce şaşkın bakışlarla etrafı süzerken, ilk andan itibaren komutlar almaya başlayınca irkilirsiniz. Mutluluk, şaşkınlık, belirsizlik bir çok soru vardır kafanızda. Sağlık muayeneniz ve intibakınızında bitmesiyle geri dönülmez yola daha sağlam adımlar atılmıştır. Okulu artık daha çok sahiplenebilirsinizdir. Etrafda sizden kıdemlileri görmeye başlayınca, anlatılan masum hikayelerden elde edilen devrecilik önyargılarıyla araya koyduğunuz mesafeler, zamanla kaybolur.
Abilerinizlede, devrelerinizlede. Hemde öyle kaybolur ki, bazılarına öyle içten abi, bazılarına öyle içten devrem dersiniz ki, bir gün gelip beraber görev yaptığınızda, gerçekten birbiriniz için canınızı verebilecek hissiyatlarıyla kardeşlikten öteye yelken açarsınız. Beraber yemek yer, beraber uyur, beraber azarlanır, beraber ceza alırsınız. Hasretleriniz gibi şafak şafak azalan umutlarınızda beraberdir. Üniformalarınızı ilk giydiğinizde o ilk bakış gelir aklınıza ve tarifsiz bir mutluluk. Artık aileden hissedersiniz kendinizi. Çektiğiniz yabancılıklara bir son verip artık ev sahibi olduğunuzu anlarsınız. Günler geçmiyor diye hergün hayıflansanızda, bittiğinde; aslında ne kadar çabuk aktığını zaman yüzünüze vurur. Bir yandan o mezuniyet gününün heyecanı, bir yandan ilk görevimi vatanımın hangi köşesinde ifa edeceğim merakıyla karışır.
Kura gününde en yakın kardeşlerinizle görevde de beraber olma hayali kurarsınız. Vatanın dört bir yanına dağılırken, hissedersin üzerindeki sorumluluğu. Ama o mezuniyet günü yemininde öyle yüksek sesle haykırırsınki dünyaya, herkes duyar sanki senin vatanına, milletine, bayrağına bağlılığını. O keple birlikte fırlatırsın bütün endişelerini. Sarılırsın sevdiklerine, hayallerini gerçekleştirmenin verdiği mutluluk ve gururla.
Veda vakti gelmiştir artık. Her biri vatanın ayrı bir köşesinde vazifelenen arkadaşların bir şeyler alır götürür sanki senden. Zor olur ayrılması ama nerde olurlarsa olsunlar artık hepinizin tek bir vucüt olduğunuzu hatırlarsın. Silahını beline taktığında, tamamdır. İşte Polissindir. Dikleşmek için değil de mazlumlara siper olabilmek, zalimlere göz dağı verebilmek için, daha bir dik yürürsün artık. Ve son bakışla birlikte arkana; herkesle, herşeyle helalleşirsin. Hakkınızı hellal edin dersin adeta seni yetiştiren tüm milletine. Artık sıra sendedir. Millete olan borcu ödeme vakti gelmiştir. Bismillah der başlarsın. Hep aynı tutku, hep aynı coşkuyla. Dilinde en baştaki o seda. Her şeyin hayırlısıyla…