Bugün gideli tam 8 ay 17 gün olmuş. Acıdan kıvrandığım zamanlarda arkadaşımın ısrarı sonucu açtığım sosyal medya hesaplarından birinde gördüm onu ilk. Herkesten farklıydı. Cümleleri dikkatimi hemen çekmişti. Resmini gördüğüm zaman gözlerim dolmuştu. Kameraya sanki bu dünyanın kahrından yükünü kaldıramıyorum der gibi bakmıştı.. Adını ne zaman başka yerlerde görsem yutkunmam saniyelerimi alıyor. Ona ben hep 'Rakı Beyazı' derdim. Hakkını en alâsıyla verirdi çünkü. Şimdi ne zaman bir rakı görsem ciğerim cayır cayır yanıyor. İçmeye kalksam boğazımdan gitmiyor. Ona ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. Senden sonra kimseye abi diyemedim ben... Olur da hissedersin canın yanar dedim. Söyleyemedim kimseye bu kelimeyi. Şimdi ne zaman bir abi kardeş görsem dizlerim yara bere içinde kalıyor. Çekip gidiyorum hemen oradan. Çok ince bir ses tonu vardı ama güzeldi bayağı. Huzur verirdi. Dudağından dökülen her cümleyi kavanoza koyup saklamak isterdim. Sakalları.. En çok çenesinde olurdu. Saçlarına dokunulmasını hiç sevmezdi. Bir tek bana izin verirdi. "Gel it sıpam oyna saçımla.." dediği zaman burukça gülerdim.
Gittiği gün anıları astım birer birer dar ağacına.. Bileklerimden sızan kana gizledim her şeyi.. Ne zaman ruhum boğulsa elimi şah damarımın üstüne koyuyorum. Orası birçok şeyden daha yakın bazen.
Başımı yastığa koyduğum zaman gecenin zifiri karanlığı eşlik ediyor. Ardından çürümüş zihnim karşılıyor hemen beni. Sezen Aksu'nun huzur verici sesinin tınısı var hafiften. Silik bir mum ışığı.. Soğuk zemini hissedebiliyorum. Karşımdaki boş duvara bakarken anılar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Bazen buruk bir tebessüm, bazen bir abi sevgisi, bazen tükeniş, bazen haykırış, bazen neşe dolu kahkahalar.. Hepsi iki şakağımın arasına sıkışmıştı.
Sesini ezbere bildiğim o insanın hakaretleri bir tokat gibi çarpıyordu yüzüme. Neredeyim, nasılım hiç bilmiyorum. Avare bir mecazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecaz Kadın (RAFLARDA)
Non-FictionMecaz bir kadın gerçek bir aşka tutulup yaşanmışlıklarla karşılaşırsa ne olur..?