AA 5 - Kabul

173 41 0
                                    

ASIRLARIN AŞKI - 5 

   "Siz konuşarak ahengimizi bozmadan önce

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   "Siz konuşarak ahengimizi bozmadan önce..." Pier'in bir köşeye fırlattığı yaralı hayvanı işaret etti. "Zavallıcığın yarasıyla ilgilenmem icap ediyor." Kaş çatan Anthony'e sırtını dönerek ceylana ilerledi. Az evvel başka bir vampire karşı onu savunan, tehlikeyle burun buruna kaldığında deliye dönen adam şimdi yeniden Ava için bir yabancı olacaktı. Aksini zannetmiyordu. Kendisini fark eden ceylan yattığı yerde kıvranarak kaçmaya çalışınca genç kızın içi kıyıldı. Üzerinde ki korkuyu biraz olsun azaltmak adına tüylerini okşayarak sakinleşmesini bekledi.

   "Önce elinizi sarın."

   Adamın, üzerinde ki partal gömleğin ucunu kavramasıyla "Lüzumu yok." dedi Ava. Belli ki gömleğini yırtmaya yeltenecekti. "Kanım sızmıyor artık, kapandı sayılır. Biraz sonra alakadar olacağım. Sizin için bir sakıncası var mı?"

   "Dayanabilirim." Tok adımlarla Ava'ya doğru ilerledi. Hayvanın yarasını yoklayan meraklı parmaklarına bakarken "Bu esnada neler olduğunu izah ederseniz sizi memnuniyetle dinlerim." dedi imayla.

   Konuşmaya yanaşmadı Ava. Başını kaldırıp kolunun üstünde tuttuğu tavşanla kendisini izleyen Anthony'e baktı öylece. O bakışlarla birlikte kendini sorgulayabildi genç adam da. Bütünüyle yanlış bir yerdeydi. Avlamaya tenezzül etmeyeceği bir tavşan kucağında, susuzluğunu idareten bastırabilecek bir ceylan ayakucunda ve kanını, hatta belki de çok daha fazlasını arzuladığı genç kız tam karşısında duruyor, asla bir düşmanın sahip olamayacağı bir pervasızlıkla kendisini gözetliyordu. Adam başkalaşıyordu; sanki bir 70 yıl öncesine gidiyor, yeniden insanlaşıyordu. Ruh hali öyle bulutluydu ki ziyafet sofrasının içinde kendini tıka basa dolu hissediyordu.

   Ava'nın kalbi de sisler içindeydi. Yaslandığı soğuk göğsü anımsadıkça karnına kuvvetli bir tekme yemiş gibi kıvranıyordu. Onun yanındayken damarlarında dolaşan kan, gözlerinin gördüklerinden daha canlı hissettirmiyordu. Mesela rengini beğendiği mavi gözleri, düzgün burnu, çarpık dudakları, kıvrımlı çenesi ve yumuşacık görünen saçlarının bir araya getirip kusursuzlaştırdığı bu yüz nasıl olur da kesik elinden akmaya yüz tutmuş kanından daha değersiz olabilirdi?

   "Sizi uyarmıştım." diyen sesi geriden gelir gibi duyulunca gözlerini adamın yüzünden çekip ceylana çevirdi tekrar. Şimdi ki zamanda kalmalı, hülyalara kapılmamak için direnmeliydi. "Burada olmamanız gerektiğini, ortak alanın ne kadar tehlikeli olduğunu..." Durdu ve sinirli olduğunu anlayabildiği bir tonla bastıra bastıra "Benim sizin için ne kadar tehlikeli olduğumu belirtmiştim." dedi.

   "Gördüğünüz üzere kendimi koruyabildim."

   "Bu yüzden mi bana tavşanınızı yolladınız?"

   Ava iç çekti. "Tavşanımı size ben yollamadım. Tehlikede olduğumu sezdiği için sizi bulmuş olmalı."

   Anthony'nin suratı daha çok asıldı. "Bahsettiklerinizi bir türlü özümseyemiyorum."

ASIRLARIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin