Elflerin Çağı

31 7 1
                                    

Evandriel Elvesloen sırtına saplanan mızrağın sahibini aradı sinirle altın surların üstünde göz gezdirdi. Bulmuştu ve şaşırmıştı geceden beri nice şövalyeler, lordlar karşısına çıkmıştı ama hepsi hakkettiği yeri yani cehenemi boylamıştı fakat tanrıların oyunu işte. Seferberlik sonucu askere alınan iyi beslenememiş çiftçi çocuğu kargaşada saplamıştı paslı mızrağı Evandriel'in zırhının açıkta kalan kısmına ve çabucak kaçmıştı yıpranmış kale burcuna doğru. Elf hükümdarı kılıcını savurarak yürüdü çiftçi çocuğun üstüne önüne çıkan askerleri tek tek doğruyor ve hızla yaklaşıyordu ona ummadığı hamleyi yapan çocuğa. Sonunda karşısındaydı çocuk ağlıyordu ve yalvarıyordu fakat gözü körelmişti Evandriel'e göre insanlar en aşağı ırklardan biriydi ve yok olmalıydılar. Fakat en gaddarı bile kılıcını kullanamazdı bu zavallı aç çocuğa karşı. Evandriel onca kargaşada çocuğa yaklaştı ve üzerine büyük gelen zincir zırhından tuttu çocuğu tek bir hamle ile kolayca savurdu, çocuk kendini surlardan aşağı düşerken buldu zavallının çığlık sesi savaş naraları ve yetişkin erkeklerin bağırışları arasında kayıp oluyordu. Çocuk gözlerini kapadı hayatını gözden geçiremeyecek kadar küçüktü belediye başkanının emri ile eline kılıç verilmiş surlara çıkarılmış ve birden etrafında birbirlerini kesen insanlar ve elfler belirmişti. Buydu hayatı aç garibin. Ne annesi ne babası hiçbiri ile aklından geçirecek pek vakti olmamıştı. Tüm bunları düşünürken birden bir şey vücudunu kavradı ve hızla bir yöne doğru gitmeye başladı gözlerini istemeyerek açtı hareket edemiyordu çünkü vücudu Ulu Elf Ejderhası'nın pençeleri ile kavranmıştı. Çırpındıkça ejderha dahada sıkıyor ve bu defa pençelerini sarmalayan dikenli sarmaşıklar çocuğa batıyordu ejderha çocuğu elf askeri kampı yakınlarında bir yere attı çocuk sertçe yere düştü canı yanıyordu, yorgundu. Tüm bunlar olurken Evandriel ordularının surları aşamayacağını anlamıştı. Elf orduları kuşatma için pek kabiliyetli değildi. Aksine insanlar kalın zırhları ile savunmada pek ustaydılar Evandriel yanında çarpışan elflere baktı hepsi bitkindi ve insanların savaş naraları ile ürkmüştüler. Bir şeyler yapmalıydı ama kalbi buna izin vermiyordu kim durabilirdi ki Ulu Fatihin önünde, fakat aklı biraz daha kalırsa Altın Şehrin ordusunun yarısına mâl olucaktı. Hızlıca okuna davrandı yeşil katrana bulanmış okunu surlardaki taşa sürttü birden yeşil bir ışık belirdi Evandriel oku yayına yerleştirdi ve sonuna kadar gerdi. Ok yaydan ayrıldığında yeşil bir ışın gökyüzünde belirdi ve bütün gökyüzü yeşil bir ışık ile aydınlandı, yeşil ateş Elf ordularına geri çekilme sinyalini veriyordu tamda bu anda kura ile belirlenen intihar alayı kendini surlarda bıraktı bu taktik Antik Haad İmparatorluğuna aitti. Eğer bir ordu yenilmeye başladıysa intihar birlikleri kendilerini ana ordunun geri çekilmesi için feda ederdi. Sadakat isteyen bir strateji idi bu. Evandriel surlardan hızlıca inmeye başladı bu sırada surlara ve insanlara küfrediyordu. Yenilgiyi hazmedemezdi kibirli ve ırkçı Elf hükümdarı. Bu güne kadar bütün Elf güruhları yaşadıkları barışla harmoni ile bilindiler Elf denilince akla hep saflık, güzellik ve barış gelirdi. Kim bilebilirdi ki babası olan Elf kralı Barnjerik'i devirip tahta geçeceğini kim bilebilirdi masum bir Elf prensinin bilinen dünyanın en güçlü imparatorluğunu kuracağını. Orduları hüsranla geri çekilirken surlara baktı intihar birlikleri teker teker biçiliyordu. Evandriel utançla kampın yolunu tutuyordu askerlerinin gözlerine bakmayı bırakın başını yerden kaldırmıyordu. Yaveri Tanu ona doğru dörtnala koşarak atını getirdi. Evandriel sinirle atın üstündeki yaverini bacağından çekiştirdi zayıf yaver yere kapaklandı. Hızlıca dörtnala kampa sürdü atını ve yaverine sertçe bağırarak emir verdi

"Tanu kampın yakınlarında bir çocuk olacak onu bul ve getir." Zavallı yaver topallayarak etrafı aramaya başladı. 

Evandriel kampa başı eğik ve sinirli bir biçimde atı ile daldı. Yolunun üstündeki askerlere çarpıp düşürüyor, eziyor ve çiğniyordu umurunda bile değildi. Kraliyet çadırına geldiğinde onu Kutsal Elf lideri Fariel ve kraliyet çadırı sorumlusu Rokkel bekliyordu. Elf imparatoru atından indi ve hiçbirşey demeden çadıra girdi bir an önce kanla kaplı zırhından kurtulmak istiyordu. Fakat bu pek mümkün değildi Fariel'de peşinden çadıra girdi ve azarlar bir tonda

"Sana söylemiştim Altın Şehri alamazsın diye ne oldu ha tarihteki en büyük yenilgiyi aldın ordun bitap düştü." Fariel kadim Elf büyücülerinin sonuncusuydu ve Evandriel ile sert konuşabilen tek Elf idi. Evandriel hiddetle Fariel'e döndü ve kılıcını çekti

"Sakın benimle bir daha böyle konuşma zira denediğin anda konuşacak bir başın kalmaz."

"Hah Elf İmparatoru Kutsal Ağacın desteğini kaybettiğinde de böyle konuşabilecek mi acaba?" dedi Fariel gülerek. Evandriel kılıç çekse de onun yakın arkadaşıydı onun uğruna canını bile verirdi. Fariel bu defa daha sakin bir tonla

"Ordularımızı geri çek Evandriel Elfler ormanlarında Elf'tir." dedi. Ve çadırdan çıkarak yaralılarla ilgilenmek üzere sıhhiye çadırına yöneldi. Çadır sorumlusu Rokkel Fariel'in gidişini fırsat bilerek Elf imparatorunu sakinleştirmek için 

"Majesteleri banyonuz hazır haşmetlileri dilerse şimdi sıcacık bir banyo yapsın daha sonra kutsal liderimiz ile muhabbet edebilir" dedi. Haşmetleri, Majesteleri, Kral Hazretleri vb.  unvanlar  Evandriel'in çok hoşuna gidiyordu. Rokkel bunu biliyor ve iyi bir biçimde kullanıyordu. Evandriel homurdanarak banyo yapacağı küvete yöneldi ve Rokkel'e tatlı bir tonda

 "Kutsal liderimize söyle Altın Şehre ulak yollasın derhal. 20.000 Elf altını ve topraklarından geçiş istiyorum." dedi. Savaşı kaybetmişti ama Altın Şehir daha fazla dayanamazdı elbet düşerdi ama Evanriel ordularını Kart-Hadaash'a saklıyordu. Emirlerini verdikten sonra banyosuna girdi ve pekte şaşırılmayacak bir biçimde su kıpkırmızı oldu. Öldürdüğü askerlerin sesi kulaklarına geliyordu. Tüm bu sesler içinde Altın Şehrin adının nerden geldiğini hatırlamaya çalıştı. Adında ki altını altın rengi olan surlardan alıyordu fakat bu surların sadece 3 büyük burcu altındı geri kalanı sarı kum tepelerinden gelen kumların ejderha kanı ile karıştırılarak yapılan büyülü bloklardan ibaretti. Sonra yüzünde bir tebessüm belirdi insanlar şatafatı seviyordu ve bunun uğruna bölünmüşlerdi. Evandriel ona arkadan saldıran çocuğu hatırladı bu cesur çocukla konuşmak  sonrada onu kölesi yapmak istiyordu. Sinirle yaveri Tanu'yu düşündü o aptal daha bir çocuğu bulamıyordu. İç geçirdi Elf İmparatoru ve gözlerini kapadı parçalara ayırdığı insanların çığlıklarını keyifle aklına getirmeye başladı ve kendi kendine 

"Elf çağı başlıyor" dedi.



KADİM GÜNLÜKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin