''Merhaba Blair Mia Warner'' Oha, kimliğimdeki bilgileride söyleseydin bari.
''Sizde kimsiniz? Daha doğrusu evimde ne arıyorsunuz? Eğer şimdi gitmezseniz... çığlık atarım. Evet. Çığlık atarım'' dedim kararlıca.Yalan. Şu anda korkudan it gibi titriyordum.Fena halde korkuyordum. Ya beni öldürürlerse? Annem ve babamın haberleri bile olmazdı.
Tanrı beni korusun. Amen.
''Çığlık atarmış duyuyor musunuz beyler?'' diye biri atıldı ve hepsi birden kahkaha atmaya başladı. Hey bunlar bana mı gülüyor? Açıkçası ne olursa olsun benle dalga geçilmesinden hiç hoşlanmam. Tam çığlık atacakken ağzım büyük bir elle kapandı.Önüme baktığımda 4 kişi olduğunu gördüm. Ne çabuk arkama gelmişti? Ben mi çok yavaştım yoksa onlar mı çok hızlıydı?
Şaşırtıcı bir biçimde bu eller muz kokuyordu. Bu çocuk gelmeden önce muz falan mı yemişti böyle? Neyse, konumuz bu değil Blair. Hayata dön.
''Seni şimdi kaçırmak zorundayız. Aslında bu işi hemen yapmamız gerekiyordu, ama... olmadı işte. Herneyse, şimdi seni bayıltacağız. Sakin ol, çığlık falan atmak yok tamam mı?. Annene ve babana zarar gelsin istemeyiz değil mi?'' dedi ve elindeki beyaz bezi burnuma koydu. 'Annem ve babam polis onların başına ne tür zarar gelebilirdi ki salak?' diyemedim ve içimde kaldı.
Çırpınmama ve o şeyi koklamamaya çalışmama rağmen kurtulamadım ve kendimi bıraktım. Duyduğum en son şey;
''Ne çok konuştun be Harry'' Olmuştu.
***
Gözlerimi hızla açtım ve şimdi beynime gelen önceki yaşadığım olaylarla birlikte olabildiğince somurttum. Kaçırılıyordum ve ellerim bağlıydı. Buna gerçekten inanamıyordum.
Bir arabada olduğumu yeni farketmiştim. Arabanın içine göz attım. Bunlar evdeyken beş kişi değil miydi? Arabada üç kişi olduğuna göre diğer iki kişide başka arabada geliyordur. Hah! Yine çok zekiyim.
Yanımda oturan sarışın çocuk konuşmaya başladı.
''Hey, miniğimiz uyanmış çocuklar'' dedi sırıtarak. Bana sadece babam miniğim derdi. Bunlar ne saçmalıyor? Ben neden burdayım? Şu anda aklımda bunlara benzer binlerce sorular vardı. Şu anda filmlerdeki gibiydik ama hangi hırsız kaçıracağı kişiye önceden 'seni kaçıracağım' derdi ki? Ahmaklar.
Ellerimin bağlı olması canımı yakıyordu. Hatta ip bileğimin bazı yerlerinide kesmiş olabilir. Aslında bir fark daha vardı. Ağzımı bağlamamışlardı ve benim ağlamam gerekiyordu. Aksine bu kaçırılma olayı hoşuma gitmişti. Normal yaşantımdan daha heyecanlı bişey sonuçta.
''Ağzımı bantlamanız gerekmiyor mu?'' diye sordum kendimi daha fazla tutamayarak. ''Filmlerde öyle görmüştüm de ben'' diye devam ettim. Aferin sana Blair, kendini daha fazla rezil edemezdin. Tebrikler.
Bakışlarımı üçünün üzerinde gezdirdim. Fena çocuklar değillerdi aslında. Arabayı süren esmerdi ve dik saçları vardı. Şimdiye kadar hiç konuşmamıştı ve tebessüm bile etmemişti. Yan koltuğunda oturan çocuğun ise kahverengi bukleleri vardı ve yeşil gözleri sürekli benim üzerimdeydi, doğrusu bu bakışlardan rahatsız olmuştum. Yanımda oturan çocuk ise sarışındı ve oldukça tatlı bir çocuktu. Ben normal hayatta bunların yüzüne baksam hayatta adam kaçıracaklarının düşüncesini aklıma getirmezdim. Ama şu anda normal bir hayatta değiliz.
Üçü alayla sırıttı.Hatta esmer olan dikiz aynasından bile baktı. Ben burda ciddi bişey soruyordum ve onların bana gülmemesi gerekirdi. Oldukça sinirlerim bozulmuştu.
''Siz tam şapşalsınız'' dedim tıslayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lingering History | Zayn Malik FanFic. |
FanfictionAnnesi ve babası polis olan bir kızın, herşeyden habersiz yaşadığı hayatını 5 kişi bozacak. Bu 5 kişi aslında o kızın geçmişteki hayatında en yakın arkadaşları ve içlerinden birisi hayatının aşkı olan çocuktu. Bakalım 5 kişi ve kız geçmişlerini hatı...